30
Mayıs
2024
Perşembe
GÜNCEL

İşte Akman gerçekleri

RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın, Deniz Feneri e.V. davası ile OFWG kooperatifindeki yolsuzluk soruşturması kapsamında yaptığı açıklamaların gerçeği yansıtmadığı pek çok kez ortaya çıktı. Bu süreçte Akman’ın yaptığı açıklamalar ve sonradan ortaya çıkan ’Gerçekler’ şöyle:

AKMAN: Bakın size tapuyu getirdim, Hayat Yapı Ticaret ve Yatırım Şirketi, 2003’te Armada’nın yüzde 3.3’ü için 41 bin 416 YTL ödedi. Burada 2003 yılında alındığı gözüküyor. Şimdi burada değer olarak 41 milyar lira civarında bir rakam var. Bu kendi yatırımımla yaptığım bir çalışmadır.


GERÇEK Akman, NTV’deki bu sözlerin üzerinden 24 saat geçmeden avukatı Ali Yıldız aracılığıyla kendini düzeltmek zorunda kaldı. Yıldız yaptığı açıklamada, Armada hisseleri için 41 bin değil 905 bin 597 YTL ödediğini duyurdu. Akman böylece bir günde kendi sözlerinden tam 864 bin YTL’lik geri adım atmış oldu.

AKMAN: Deniz Feneri e.V. iddianamesinde hiç adım geçmiyor.


GERÇEKAkman’ın adı iddianamede 37 yerde geçiyor. Bu ortaya çıkınca Akman, 3 Eylül’deki basın toplantısında iddianamede adının geçtiğini kabul ediyor. Akman, kendini, "Herhangi bir iddianamede, herhangi bir kişinin isminin zikrediliyor olması, o kişinin suçlu olduğu anlamına gelmez. Ergenekon bunun en canlı örneğidir" sözleriyle savunuyor.

AKMAN: 3.5 yıldır yurt içinde ve dışında hiçbir ticari faaliyetim yok. RTÜK Başkanı olduktan 4.5 ay sonra bütün ticari faaliyetlerime son verdim.


GERÇEK Akman, 17 Temmuz 2005’te RTÜK Başkanı seçildi. İddianamede yer alan kayıtlara göre ise Akman, European Consulting&Marketing GmbH (Yeni Şafak Europa GmbH) Sorumlu Genel Müdürlüğü’nü, 24 Ağustos 2006’ya kadar sürdürdü. Akman’ın, Armada’ya da ortak olan Hayat Yapı Ticaret ve Yatırım Limited Şirketi’nde de halen hissedar olduğu ortaya çıktı.

AKMAN: Binanızdan gelir elde etmeniz ticaret değildir.


GERÇEKEğer evinizi kiraya vererek gelir elde ederseniz, bu gayrimenkul sermaya iradı sayılır. Ancak bir şirket bünyesinde işyerlerinizi kiraya vererek elde ettiğiniz kazanç, "ticari kazanç", yaptığınız faaliyet de "ticari faaliyet"tir. Bu nedenle Armada’daki işyerleri şirket yoluyla kira verildiğinden ticari kazanç elde edilmektedir. Bu gelir kurumlar vergisine tabidir.

AKMAN: Almanya’daki OFWG kooperatifinin fahri üyesiyim.


GERÇEK Almanya’daki kooperatifte kurucu ve yönetim kurulu üyesi olduğu Almanya’da ortaya çıkan belgelerle belirlendi.

AKMAN: Hakkımda Almanya’da açılmış hiçbir soruşturma ve kovuşturma yoktur.


GERÇEK Kooperatif soruşturmasında Frankfurt Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararıyla, "dolandırıcılık ve kara para aklama" iddiasıyla 25 Nisan 2007’de Akman’ın Almanya’daki evinde arama yapıldı.

AKMAN: Başbakan arkamda.


GERÇEK AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Habertürk’te "Sayın Başbakan’ın, Akman’a ’ben senin arkandayım’ dediğini zannetmiyorum" diyerek Akman’ı yalanladı.

Zahid Bey’in hayal evleri

Kanal 7’deki yoğun reklam kampanyasıyla ikna edilen ve "henüz inşaat ortada yokken konut teşvik primi almak" isteyen Almanya’daki gurbetçileri Hürriyet’in 5 yıl önce "Para yatırmayın" diye uyardığı ortaya çıktı.

Zahid Akman ve arkadaşlarınca kurulan kooperatif milyonlarca Euro teşviki çekip bir ev bile yapmadan batınca Alman devleti verdiği teşvikleri üyelerden geri istedi. Üyelerin kooperatif aidatları da yandı, toplanan paraların akıbeti ise meçhul.

ALMANYA’da Abdullah Özer, Zahid Akman, Yasin Özcan ve Mehmet Gürhan’ın birlikte kurduğu ve iflasını ilan edip binden fazla üyesini Alman Maliyesi’nin icra kararlarıyla karşı karşıya bırakan kooperatife karşı Avrupa Hürriyet tam 5 yıl önce halkı uyarmıştı. Kooperatif sorumlularının "Fırsatı kaçırmayın" diye kandırdığı bin kadar gurbetçi, şimdi Alman Maliyesi’yle karşı karşıya kaldı. Ödedikleri aidatları iflas eden kooperatifte kaybeden OFWG’zedeler şimdi kendi adlarına çekilen milyonlarca euro krediyi de Alman devletine geri ödemek zorunda.

Almanya’da Deniz Feneri Derneği e.V davasıyla birlikte su yüzüne çıkan ve sorumluları hakkında ayrı bir soruşturma yürütülen OFWG (Offenbacher und Frankfurter Wohnungsbaugesellschaft) isimli kooperatif için Hürriyet, 28 Haziran 2003 tarihli "Tuzağa düşmeyin" başlıklı haberiyle kamuoyunu bilgilendirmişti. Hürriyet, kooperatiflerin vatandaşlar adına aldığı konut teşvik primlerini uygun şekilde kullanmadığının tespit edilmesi halinde paranın vatandaşlardan geri alınacağına dikkat çekmişti.

Reklamlarla ikna ettiler

Kanal 7’de çıkan yoğun reklam kampanyasıyla, bir gazetenin "Teşvik fırsatını kaçırmayın" başlığıyla verdiği "özel" haberleri, binin üzerinde vatandaşı ikna etmiş ve vatandaşlar, "konut satın almadan teşviği kapma" hayalini kurmuştu. 1 Ocak 2003 tarihinden itibaren konut teşvik priminin kaldırılması kararından sonra Abdullah Özer, Zahid Akman, Yasin Özcan ve Mehmet Gürhan’ın kurduğu OFWG, vatandaşlara, "Teşvik fırsatını kaçırmayın" demiş ve böylece vatandaşları kooperatife üye yapmıştı.

Tek ev yapmadan iflas


Bu sistemde vatandaşlar kooperatife üye oldukları için, henüz inşaat ortada yokken bile devletten Konut Teşvik Primi alabiliyorlar. Ancak şirketin iflas etmesi, paranın amaç dışı kullanılması veya inşaatın yapılmaması halinde devlet, parayı, Konut Teşvik Primi’ni ödediği vatandaşlardan geri istiyor. OFWG’de 2007’de tek bir ev bile yapmadan iflasını verdi. Her ay ödedikleri kooperatif üyeliği aidatlarını kaptıran vatandaşlar ayrıca Alman devletinden kendi adına alınan teşvik primini de geri ödemekle karşı karşıya kaldılar. Bir süre önce Alman maliyesinden konut teşvik primini alan vatandaşlara "Aldığın primi geri öde" mektupları gelmişti. Vatandaşlara "teşvik için son fırsat" diye yaklaşan sözde kooperatifin topladığı paraları nereye kullandığı ise belli değil.

Hürriyet yazmıştı

HÜRRİYET’in beş yıl önceki İsmail Erel imzalı haberinde özetle şu uyarılar yer almıştı: "Konut Teşvik Primi’nin (Eigenheimzulage) kaldırılması bazı uyanıkları harekete geçirdi. ’Aman vatandaş. Hakkın yanmadan gel ev satalım’ gibi uyarılarla vatandaşa yaklaşan uyanıkların asıl hedefi, vatandaşa para kazandırmak değil, aradan sıyrılıp çok riskli bir iş üzerinden para kazanmak.

Kooperatif üyeliğinin çok riskli olduğuna dikkat çekilirken, Almanya’nın önde gelen bağımsız finans kuruluşları da, ’Bazen bir arsayı gösterip, ’İşte buraya konut dikeceğiz’ diyor ve sonra da paralarla kaçıyorlar’ uyarısını yapıyor. İşte sorun da o zaman başlıyor. Çünkü devlet, kooperatifin artık teşvik edilemeyeceğini gördüğü anda, o zamana kadar ödenen tüm teşviklerin iadesini talep ediyor."

Maketli savunma


OFWG’nin Başkanı Abdullah Özer, Hürriyet muhabiri Gülay Durgut’a, "Üyelerimizle bir sorunumuz yok. Kooperatiften çıkmak isteyen çıkar, yolumuza devam ediyoruz" demiş ve maketi göstermişti.

5 bin Euro aidatım yandı

Almanya’nın Köln kentindeki Ford fabrikasında çalışan Bahattin Erdoğmuş, 2003’te konut yapı kooperatifi OFWG e.G.’ye üye oldu.

Kooperatifin batmasıyla yatırdığı yaklaşık 5 bin Euro aidat parasından olan üç çocuk babası Erdoğmuş, Alman Maliyesi’ne de 2 bin 173 Euro geri ödediğini belirterek şunları söyledi: "OFWG’deki çalışanlar ev almasam dahi devletin verdiği konut yardımından yararlanabileceğimi söyleyerek üye yaptılar. Yedi yıl aidat ödersem ve devlet yardımından faydalanırsam parayı sonunda faiziyle birlikte geri çekebileceğimi anlattılar. Kendi yaptıkları hesaplamalara göre 7 yıl sonra elime 23 bin Euro’dan fazla para geçecekti. Hem tasarruf yapalım hem devlet yardımından faydalanalım derken elimizdeki parayı aldılar."

Hileli vekalet için notere soruşturma

Türkiye Noterler Birliği, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı ve Almanya’daki Deniz Feneri e.V. davasında en yüksek cezayı alan Mehmet Gürhan’ın, Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Karaman’a verdiği vekaletin "hileli" olduğunun ortaya çıkması üzerine vekaleti düzenleyen İstanbul 10. Noterliği hakkında soruşturma başlattı.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki gün basına dağıttığı vekaletname, çok büyük bir skandalın belgesi oldu. Vekaletnamenin hazırlanma tarihi olan 21 Mayıs 2007’de Mehmet Gürhan’ın Frankfurt’ta Höchst Cezaevi’nde tutuklu olduğu anlaşıldı. Gürhan, Almanya’da tutukluluğunun 23. gününde iken, aynı zamanda İstanbul’da noter huzurunda vekaletnameyi imzalamış görünüyor. Vekaletnameyi hazırlayan İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkılıç, Vatan gazetesinin bu konudaki sorularını "Yarı açık cezaevidir. Bir günlüğüne gelmiş olamaz mı?" esprisiyle yanıtladı.

Noter Odası’na yetki

Türkiye Noterler Birliği Başkanı Hasan Yeni, iddiaları araştırmak üzere İstanbul Noter Odası Yönetim Kurulu’na yetki verildiğini ve İstanbul 10. Noteri hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı. Yeni, soruşturma sonunda hazırlanacak rapor doğrultusunda olayda suçu bulunduğu tespit edilen kişilerin Türkiye Noterler Birliği Disiplin Kurulu’na sevk edileceğini söyledi.

Noter hesabını verecek

Kılıçdaroğlu, "Noter sahte belge düzenlemenin hesabını verecek" dedi ve şunları söyledi: "Vekaletname belgesinin Mehmet Gürhan’ın cezaevinde bulunduğu bir dönemde hazırlandığı görülüyor. Ben belgenin Türkçe olmayan bir klavyede yazıldığını vurgulamıştım. Bu sahte vekaletnameyi düzenleyen noter hakkında Adalet Bakanlığı’na şikayet dilekçesi vereceğiz. Hapishaneden çıkması mümkün olmayan biri nasıl notere gelecek? Noter sahte belge düzenlemenin hesabını verecek. Eğer Mehmet Gürhan, Alman Adalet Kurumu’nun izniyle Türkiye’ye gelmemişse, bu belge tümüyle sahtedir."

Vakit’in CHP belgesi sahte, haberi yalan

Almanya, Vakit Gazetesi’nde yer alan ve RTÜK Başkanı Zahid Akman tarafından da dillendirilen "CHP’nin Alman Ebert Vakfı’ndan 2005’te 85 bin euro yardım aldığı" iddialarını kesin bir dille yalanladı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın bir sözcüsü, "Yayımlanan haber uydurma, belge de sahtedir. Bakanlığımızda, sözkonusu belgenin altında imzası bulunan Dr. Alexander Kaminski isimli bir eleman çalışmamaktadır. Alman Dışişleri Bakanlığı hiçbir partiyi desteklemez" dedi. Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği Sözcüsü Klemens Semtner de CHP’nin bir Alman vakfından para yardımı aldığı iddialarını içeren haberleri "uydurma" diye nitelendirirken, "Yayımlanan belgenin de sahte olduğu çok açık" diye konuştu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, CHP’nin Alman Vakfı’ndan yardım aldığı iddiaları üzerine Vakit Gazetesi’nde yer alan, konuyla ilgili inceleme başlatıldığına dair haberle ilgili açıklama yaptı. Başsavcı, CHP hakkındaki incelemenin "rutin" inceleme olduğunu vurguladı. Yalçınkaya, "Bütün siyasi partilerin faaliyetleri başsavcılığımız tarafından rutin olarak Anayasa ve yasaların verdiği görev ve yetki çerçevesinde izlenmektedir" dedi. CHP’nin 2005 ve 2006 yılı hesapları incelenmiş, usulsüzlükte tespit edilmemişti.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 24 Eylül 2008 Çarşamba 17:34:46
Güncelleme :24 Eylül 2008 Çarşamba 17:45:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?