Büyük Alevi Kurultayı sonunda yayımlanan bildirgede, bugüne kadar pek çok kişi ve kurumun Alevilerin sorunlarını tespit etmek ve bu sorunlara çözüm getirmek iddiasıyla yola çıktığı, ancak hiç kimsenin Alevilere ve Alevi kurumlarına samimiyetle kulak vermediği belirtilerek, Alevilerin somut ve meşru taleplerinin çarpıtılarak etkisizleştirildiği iddia edildi.
Anadolu Gösteri Merkezi'nde düzenlenen Büyük Ankara Kurultayı'nda sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildirgede, ''Aleviler, 'Alevilik nedir?' sorusuna devlet tarafından kabul edilebilir bir yanıt vermeye zorlanmakta, ilahiyat uzmanları ve siyasetçiler başta olmak üzere çeşitli kimseler bu soruyu Aleviler adına yanıtlama konusunda adeta birbirleriyle yarışmaktadır. Yine bu bağlamda Aleviliğin temel kurumları ve Alevilerin iç konuları olarak görülmesi gereken kimi konular devlet merkezli bir kurumsallaştırma hedefi doğrultusunda tartışma konusu yapılmaktadır. Bunun en somut örneklerinden birini, dedelik kurumunu devletin müdahalesine açmaya yönelik tartışmalar ve girişimler oluşturmaktadır. Aleviliğin ne olduğu ya da dedelik kurumunun Alevilik içindeki yeri ve kuruma ilişkin mevcut sorunların neler olduğu, bilimsel bir araştırmanın veya teolojik bir tartışmanın konusu olabilir.
Ancak açıktır ki Alevilerin, Aleviliğin ne olduğuyla ilgili bir sorunları yoktur. Alevilik, Alevilerin inanç adına yaşadıklarının ve yapıp ettiklerinin tümüdür. Aleviliğin dedelik kurumu gibi temel kurumları da zaten Alevilik öğretisinin çerçevesi içinde anlamlandırılmış bulunmaktadır. Koçgiri, Dersim, Kahramanmaraş, Çorum, Malatya, Sivas, Ümraniye ve Gazi katliamlarının utancıyla yüzleşilmesi ve Alevilerin acılarının paylaşılması, Türkiye'de yurttaşların farklılıklarına rağmen barış içinde bir arada yaşamalarının gereğiyken, resmi ağızlardan katliamları onaylayan seslerin yükselmesi, Alevilerin acılarını gün geçtikçe daha da derinleştirmektedir" denildi.
Madımak Oteli'nin utanç müzesi haline getirilmesi, Çorum, Maraş ve Sivas katliamlarının dosyalarının yeniden açılması ve faillerin bir an önce ortaya çıkarılması gerektiği belirtilen bildirgede, ayrıca Dersim katliamıyla ilgili devlet arşivlerindeki kayıtların açılması ve Seyit Rıza'nın mezarının yerinin açıklanması, mezarın ailesine teslim edilmesi istendi. Alevilerin eğitim-öğretim, bürokrasi gibi başlıca alanlarda maruz bırakıldıkları ayrımcılığın Türkiye'nin eşit yurttaşlık idealinin gerçekleştirilmesi yolunda ne kadar geri bir noktada durduğunu gözler önüne serdiği öne sürülen ve buna çeşitli örnekler verilen bildirgede, Alevilerin eşit yurttaşlık taleplerine temel teşkil eden en önemli sorunlarından birinin de zorunlu din dersi uygulaması olduğu kaydedildi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın konumu ve görevlerinin, ''Alevilere yönelik asimilasyonu derinleştirdiği'' iddia edilen bildirge, şöyle devam etti:
''Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Alevileri Sünnileştirme amacına hizmet ettiği ve din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ettiği açıktır. Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığı'nın temsil ettiği ve topluma dayattığı tek tip inanç anlayışıyla uzlaşması mümkün olmayan Aleviliğin, müstakil bir inanç ve ibadet düzeni olduğu reddedilmektedir.''
Bildirgede, ''Kimler tarafından nasıl hazırlandığını hiçbir Alevi örgütünün bilmediği, ama Aleviler tarafından hazırlandığı iddia edilen bu metinler bir müjde gibi Alevilere sunulmaktadır. Bu da açıkça göstermektedir ki hükümet kendi Alevilerini ve Aleviliğini üretmek çabasında ısrar etmektedir. Biz Alevilerin talebi açık ve nettir. Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır'' ifadelerine yer verildi.
Alevi değil, Sünni çalıştaya gerek var
Büyük Alevi Kurultayı'nda konuşan Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, hükümetin Diyanet İşleri Genel Başkanlığı'nı kaldırması gerektiğini savunarak, "Bu ülkede Alevi çalıştayına gerek yok, asıl Sünni çalıştaya gerek var" dedi.
Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı tarafından Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Büyük Alevi Kurultayı'na, Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş, Adana Savcısı İlhan Cihaner, Devlet Bakanı Faruk Çelik'in danışmanı Necdet Subaşı, Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ve Aleviler katıldı. Kurultayda konuşan Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, Alevilik ile ilgili herkesin konuştuğunu söyledi.
Hükümete çağrıda bulunan Geçmez, "Neden zorunlu din dersi veriyorsunuz. Alevi köylerine neden cami yapıyorsunuz. Bu mu kardeşlik, bizim yönümüz insanlıktır. Aleviler olarak ırk, dil, din ve cinsiyet ayrımına karşı çıkıyoruz. Alevilerin cemevlerini kültür merkezi yapanlar Türkiye'yi görmediler. Kapalı kapılar ardında neler konuştunuz açıklayın sayın bakan. Sayın bakan televizyonlarda bizden için 'çalıştaya katılmayanlar' diyor. Biz birinci çalıştaya katıldık, rapor sunduk. Eğer hükümet Aleviler'in sorunlarını çözmek istiyorlarsa varız" dedi.
Geçmez, hükümetin Diyanet İşleri Genel Başkanlığı'nı bir an önce kaldırması gerektiğini savunarak, bununla birlikte Sünni yurttaşların özgürleşmesi için Diyanet'in bir an önce kaldırılması gerektiğini söyledi. Aleviler'in 6 Mart'ta İzmir'de büyük bir miting yapacaklarını anımsatan Geçmez, sözlerine şöyle devam etti:
"İzmir'e giderek orada sesimizi duyuracağız. Türkiye'nin değişik yerlerine sesimizi duyuracağız. Sayın Başbakan Kars'ta bir heykele ucube diyor. Asıl ucube İstanbul'da Karakaş Tekkesi var. O arazi şu an AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın arazisi. Asıl ucube odur, ona uzatılmış eldir. Ayrıca bir dergahımız var, hükümet orayı müze yaptı. Biz oraya para ile giriyoruz. Dergah derhal bize verilsin. Abdal Musa Dergahı'nın yanına taş ocağı yapıldı. Bu saldırı Alevi tarihine yapılan saldırıdır. Bunların bir an önce durdurulmasını talep ediyoruz. Aleviler'in sorunları çoktur elbette. Biz inancımızı yaşamak istiyoruz. Bizi yönetenler ısrarla bizi duymuyorlar. Bilin ki Aleviler vardır ve haktır. Bu ülkede Alevi çalıştayına gerek yok, asıl Sünni çalıştaya gerek var."
.
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |