16
Mayıs
2024
Perşembe
GÜNCEL

Jöleli Emre nasıl cellat oldu?

Yaşları 19-20 olan 5 saldırgandan 4’ü, Malatya’daki vahşeti nasıl yaptıklarını anlattı: “Her şeyi Emre planladı.” Beton zemine çakılan ve ’elebaşı’ olduğu belirtilen Emre Yıldırım ise yoğun bakımda uyutuluyor.

Saldırganların poliste verdiği ifadeler olayın nasıl işlendiğini detaylarıyla ortaya koydu. 4 genç de ifadelerinde, ağır yaralı olarak hastanede tedavi altında bulunan Emre Yıldırım’ın liderleri olduğunu açıkladı. 3 aydır bu cinayeti planladıklarını itiraf eden saldırganlar son olarak bir hafta önce bir kahvede buluştuklarını anlattılar.

3 aydır yayınevine gidip geliyorlardı 

5 saldırgan, yaptıkları plan kapsamında 3 aydır Zirve yayınevine de gidip gelmeye başlamıştı. Kendilerini “Hristiyanlık” dinine ilgili gibi gösteren saldırganlar, cinayet günü yine kapıyı çaldığında yayınevi çalışanları hiç şüphelenmeden içeriye aldı. Hatta boğazı kesilerek öldürülen Necati Aydın’ın 8 Nisan’da “Paskalya” nedeniyle Altın Kaysı Oteli’nde düzenlediği bir toplantıya 5 saldırgan da davetli olarak katılmıştı.

“Türkiye’yle derdiniz ne” diye sorguya çektiler 

Beynindeki ödem nedeniyle yoğun bakımda uyutulan Emre Yıldırım’ın ifadesi alınamadı. Diğer 4 saldırganın ifadelerine göre vahşet şöyle gerçekleşti: 5 genç, 5 bıçak ve 3 kurusıkı tabanca ile saat 11.00 sıralarında Zirve Yayınevi’ne gitti. Silah zoruyla yayınevinde bulunan Tilman Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel’i bağlayarak etkisiz hale getirdiler. 3 saate yakın süreyle yayınevi çalışanlarını “Ne amaçla buradasınız?”, “Türkiye’yle derdiniz ne”, “Arkanızda hangi güçler var?” diyerek sorguya çektiler. Zaman zaman bıçakla küçük yaralar açarak yayınevi çalışanlarını konuşmaya zorladılar.

Kurbanlardan biri “Akıllı olun” diye uyardı 

Tehdit altındaki yayınevi çalışanlarından Necati Aydın, çocuk yaştaki saldırganları iknaya çalıştı. Aydın “Bizimle uğraşmayın, akıllı olun, bizi bırakın yoksa çok büyük sorunlar yaşarsınız” diyerek çıkıştı.

Emre “Korkak mısınız lan” diye bağırdı 

Saldırganlardan Halil ve Cuma’nın bu konuşmadan etkilendiğini gören Emre Günaydın, “Lan bunlardan mı korkacaksınız, nasıl adamsınız, nasıl vatanseversiniz” diye bağırmaya başladı.

Boğazlarını kesti kaçarken yere düştü 

Bu 3 saatlik sürecin sonuna doğru başlayan infazlar kapının çalınmasıyla birlikte hızlandı. Üçünün de boğazını Emre Günaydın kesti. Salih Gürler de öldürülecek kişilerin üstüne oturarak Emre’ye yardım etti. Önce Geske, sonra Aydın en son Uğur Yüksel’in boğazları kesildi. Polis içeri girdiğinde Emre Günaydın ve Abuzer Yıldırım balkondan kaçmaya çalıştı. Emre Günaydın dengesini kaybederek beton zemine çakıldı.

10 kişi gözaltında diğer 5’i de biliyordu 

Saldırganların ifadeleri doğrultusunda bağlantılı olan 10 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan diğer 5 kişinin de cinayet planını bildiği ileri sürüldü. Gözaltındaki diğer 5 kişinin isimleri şöyle: Mehmet Gökçe, (19 yaşında, emekli polis oğlu) Kürşat Kocadağ (19), Mehmet Uludağ (19), Mesut Taşdelen (19, yurttan atılanlardan biri ) Abdullah Mahmut Kudaş (Sıkça ders çalışmak bahanesiyle yurda gelip gidiyor. Ama resmi olarak yurtta kalmıyor. )

Mektupta “Emre’nin zoruyla oldu” dedi 

Saldırganlardan Cuma Özdemir’in, Abdullah Mahmut Kudaş’a bir mektup bıraktığı belirlendi. Yurda yapılan baskın sırasında polisin yatağın altında ele geçirdiği mektupta, “Benim başıma bir hal gelecek olursa bilin ki Emre’nin zorlamasıyla oldu. Biz bunu onun baskısıyla yaptık” ifadeleri bulundu.

2 gün önce atış talimi yaparken yakalandılar 

Emre Günaydın ve 4 arkadaşının, olaydan 2 gün önce 3 kurusıkı tabancayı aldıktan sonra bir mesire yerine giderek atış talimi yaptıkları iddia edildi. Çevredeki vatandaşların rahatsız olması ve polise haber vermesi üzerine yakalanan gençler karakola götürüldü. Ancak kurusıkı almak ve taşımak suç olmadığı için serbest bırakıldılar.

Kiraladıkları otomobille Doğanşehir’e kaçacaklardı 

Saldırganların Salih Gürler adına kiralanan 44 KE 852 plakalı Renault Clio otomobille olay yerine geldikleri tespit edildi. Kapıda bekleyen otomobille Doğanşehir’e kaçmayı planlıyorlardı.

Bu çocuklar nasıl bir canavara dönüştü? 

Saldırganların ifadeleri grubu Emre Günaydın’ın yönlendirdiğini ortaya koyuyor. Peki kimdir Emre Günaydın? Daha düne kadar temiz ve trendy giyim tarzı; jöleli saçlarıyla cafe bar gezen Emre nasıl oldu da bir canavara dönüştü?

Tam adı Yunus Emre Günaydın. 1988 Malatya doğumlu. İşçi çocuğu. Akıncı Lisesi mezunu. Okul yıllarında “reis”liğe özendiği, etrafındaki arkadaşlarını kolaylıkla etkisi altına alabildiği biliniyor. Uzakdoğu sporları uzmanı olan babasının salonunda spor yapıyor. Yakın dövüş sporlarını iyi biliyor. Beden Eğitimi öğretmeni olmak istiyor. Yeni Hamle Dershanesi’ne kayıtlı, iki aydır derslere girmiyor. Hiçbir sabıka kaydı yoktu.

Borç kavgasında yurttan atıldı 

Ailesi Malatya’da olmasına rağmen, İhlas Vakfı’na bağlı yurtta kalması ise dikkat çekiyor. Bu yurtta nedense ailesinden uzak yaşamayı tercih ediyor. Bu yurtta geçen bir hikayesi ise şöyle: Yurttaki ışıkların gece kapatılmaması için müdürle tartışıyor. Bu olayın ardından bir süre sonra da iki arkadaş arasındaki borç meselesine müdahale ediyor. Borcunu ödemeyen öğrenciden zorla para tahsil etmeye kalkınca da olaya karışanlarla birlikte yurttan atılıyor.

Din konusunda aşırılığı yok 

Emre’nin ailesi ise şokta. Koyunlu Mahallesi’ndeki İhlas Apartmanı’ndaki evlerine kapanan aile kimseyle konuşmuyor. Kuzeni Serkan Günaydın’ın anlattıklarına bakılırsa Emre’nin din konusunda bir aşırılığı veya radikal duruşu yok.

"Oteldeyiz, gel” cevabı mesaj mıydı? 

Olayın en yakın tanığı Protestan cemaati üyesi olan Gökhan Talas’tı. Talas, eşiyle birlikte büroya geldi. Ancak kapı kilitliydi. Kapının kilitli olmasından şüphelenen Talas, hemen içerideki Uğur Yücel’i aradı. çünkü yayınevinin kapısı içeriden hiç kilitlenmezdi. Sorgu altındaki Uğur Yüksel’in telefona verdiği cevap şöyleydi: “Oteldeyiz, toplantımız var, sen de oraya gel.” Bunun üzerine şüphelenen Gökhan Talas, hemen polisi aradı. Polis, olay yerine geldi ve “Açın kapıyı, polis” diye bağırdı. Ancak kapı uzun süre açılmadı.

İki kişi infaz edilirken polis kapıdaydı
Gökhan Talas’ın ifadesine göre saldırganlar, iki kurbanı polis kapıdayken katletmiş. Polisle birlikte içeri giren Talas, olay anını şöyle anlattı: “Polis kapıyı kırıp içeriye girdi. Bir odada Tilmann Ekkehart Geske öldürülmüştü. Diğer odada Uğur ile Necati öldürülmüştü. Saldırganlar polisin geldiği sırada Uğur ve Necati’yi sorguluyorlardı. Çünkü ben telefonla aradığımda Uğur’la konuşmam sırasında ağlama sesleri vardı. Polis gelene kadar ikisi de öldürülmemişti. Polisin sesi üzerine ikisinin de elleri ve ayakları bağlıyken boğazları kesilmiş.” 

Ağızlarına havlu tıkayıp işkence yaptılar 

Malatya'daki Zirve Yayınları'nda gerçekleştirilen katliamla ilgili soruşturma sürerken, olayın yeni boyutları da ortaya çıkıyor. Saldırganların, yayınevinde öldürülen üç kişiye işkence yaparken bağırmamaları için havlu tıkadıkları öğrenildi.


Malatya'daki korkunç katliamla ilgili hazırlık soruşturmasını yürüten polis, attığı her adımda olayın tüyler ürpertici gelişmeleriyle karşılaşıyor.

Alman Tilman Gaske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel adlı kişilerin öldürülmeden önce saatlerce sorgulandığı ve sorgu sırasında da işkence yapıldığına ilişkin açıklamalar herkesin kanının dondurmuştu. Ancak 1 başsavcı ve 3 savcının yürüttüğü hazırlık soruşturması sırasında olayın daha farklı yönleri de olduğu ortaya çıktı.

Saldırganların, Zirve Yayınevi'ne girdikten sonra Alman Tilman Gaske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel adlı kişilerin ellerini ve ayaklarını bağladıktan sonra sorgulamaya başladıkları, ardından da bıçakla çeşitli yerlerini kestikleri belirlendi. Ancak otopsi sonuçları sonucunda saldırganların işkence sırasında, kurbanların bağırmasını engellemek için ağızlarına havlu tıkadıkları kaydedildi Havlu tıkadıktan sonra vücutlarını çeşitli bölgelerini bıçakla yaraladıkları, en sonunda da boğazlarını kestikleri ifade edildi.

Bu arada olayla ilgili medyada çıkan haberlerle ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma başlattığı öğrenildi.
Yayınevinde 5 bıçak, 3 kuru sıkı tabanca ele geçirildiği, zanlıların olaydan önce uyuşturucu madde kullanıp kullanmadıklarını belirlemek amacıyla kan tahlili sonuçlarının da beklendiği kaydedildi.

'Malatya, postmodern Menemen' 

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanı, AKP Adana Milletvekili Ömer Çelik, Malatya'daki vahşeti şöyle değermendirdi: Dink cinayeti, Malatya olayı postmodern Menemen vakalarıdır.

Çelik şunları söyledi: "Bu vahşetleri tekil olaylar olarak görüp kendimizi rahatlatma yoluna gitmemeliyiz. Bunu bir ulusal travma kabul edip bu utançla dürüstçe yüzleşmeliyiz. Misyonerlik denilen hayali bir canavar yaratıp buna karşı savaş ilan edecek kadar zayıf bir toplum haline geldiğimiz için, kendi kendimizi faşistlerin eline teslim ediyoruz. Santoro, Hrant Dink ve Malatya tipi olaylar, postmodern Menemen vakalarıdır."
vatan/ajanslar/hürriyet/aa
Yayın Tarihi : 20 Nisan 2007 Cuma 17:00:54
Güncelleme :20 Nisan 2007 Cuma 17:01:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
selin IP: 194.151.20.xxx Tarih : 23.04.2007 15:46:22
bu olay kesinlikle bilincsiz genclerin yaptigi bir vahsettir.vatanini koruma adinda yapilan bu vahset aslinda bizim milletimizin ne kadar bilgisiz oldunu gosterir cunku vatanini sevmek korumak dinini bilmek insanlari vahsice katletmekten gecmiyor. ozellikle dinini bilen bi insan kimseyi oldurmez ve ayrica dinde zaten zorlama yoktur eger yayinevindekiler incil dagitiorsa sende vatanini seven dinini bilen biriysen kuran bastir ve dagit guzel seyler ogretmek dururken insanlari oldurmek bence en buyuk cahillik ve safliktir..umarim boyle seyler artik yasnmazz..

SERCAN YAŞAR IP: 88.243.135.xxx Tarih : 24.04.2007 11:42:02
ben malatyalı bir ünüversite öğrencisiyim ve 20 yaşındayım her türlü vatan ve millet aşkıyla doluyum.bu olayı ilk gününden beri takip ediyorum ve şu soruları soruyorum kendime;bu olan bitenlerin hepsi kime mal edilmeli daha kendilerini bilmeyen o gençleremi yoksa bigün belki bizide bu hale getirecek baştakilermi.düşünmesi bile içten değil.yine allaha sığınıyor ve herşeyin hayırlısını diliyorum.ve bütün medyaya sesleniyorm gündemi siz belirlersiniz ama sadece sizzzzzz!!!

pelin ayça IP: 88.229.207.xxx Tarih : 24.04.2007 09:02:28
kimse kimsenn nasıl biri olacağını asla tahmin edemez ister jöleli olsun ister başka bişekilde kişiliği bulunsun bunları bu hale koyanların cezalanması bence en mantıklısı...

mustafa sert IP: 81.213.249.xxx Tarih : 20.04.2007 09:58:33
gerçek bir müslüman asla hırıstiyan olamaz.belki dinsiz-ateist olur fakat asla hıristiyan olamaz.oldum diyenlerin geçmişleri araştırılsın dedelerininde hıristiyan oldukları ve sakladıkları asıl inançlarına döndükleri ortaya çıkar...

Ender Bozbiyik IP: 84.72.197.xxx Tarih : 20.04.2007 18:18:42
Bunlari yaptiranlar ilk önce ortaya cikarilsinlar ve eninde sonunda kacamadan ortaya cikacaklardir! Sayin Erdogan, bize ne oluyor... diyerek 'son peygamber toplantisinda' yaptigi konusmasinda, cok iyi söyledi ve galiba kendilerini tarif etti... Cünkü gercekten kendilerine ne oluyor? Ne yapiyorlarda, bu gibi cirkin 'asiri din ve tarikat düsünceli' olaylar Türkiye Cumhuriyetinde son zamanlarda sik sik yasanmasi gözler önünde*** Kendisi yaptigi konusmasinda, bu tür düsüncenin pesinde olmadigini ve kendileri gibi adam olunursa olmayacagini acikladi 'yazdigim özetdir'... Ama akillardan silinmeyen cekilmis fotorafi, baska bir gercegi anlatmaktadir! Yüce Oender Atamizin mirasi her gecen günle zayiflatilmak istenmektedir...

Atacan Deliönü IP: 85.96.104.xxx Tarih : 20.04.2007 21:20:14
bence o kisi e.g deil emre gunaydin bir vahset bu.kiniyorum.

toygar genc IP: 82.222.154.xxx Tarih : 21.04.2007 08:35:42
arkadaslar bunların hepsı safsatı haberden baska bırsey degıl gundem degıstırmeye calısıyorlar vede basarıyorlar onumuzde ıkı onemlı durum varken bunlar gundem degıstırerek kendı olaylarını gerı plana atıyorlar.

oezer Irfan IP: 87.165.214.xxx Tarih : 20.04.2007 15:12:44
VAHSET VAHSET KINIYORUM, Esas suclular olanlara hep göz yuman Hükümetlerdir.. bu ilk deyilki Dün SIVAS Trabozun Istanbul. Kinyorum