17
Haziran
2025
Salı
GÜNCEL

Krizi başlatan gazete: Toplumu test ettik

Karikatür krizini başlatan Jyllands-Posten gazetesinin Kültür Editörü Milliyet'e konuştu:
'Hedefimize ulaştık'

Flemming Rose, 'Yola çıkarken tek hedefimiz ifade özgürlüğü ve otosansürün sınırlarını sınamaktı. Çoğunlukla yanlış anlaşıldık. Ama Türkiye halkı belki bizi anlar' dedi

Kanlı gösterilere, protestolara, devletlerarası ilişkilerin bozulmasına ve hatta elçiliklerin yakılmasına kadar vahim olaylara neden olan karikatür krizinin "mucidi" Jyllands-Posten gazetesinde, karikatürlerin yayım sürecinin koordinatörlüğünü yapan Kültür-Sanat Editörü Flemming Rose, Milliyet'e yaptığı açıklamada, "İfade özgürlüğü ve otosansürün sınırlarını sınamak istiyorduk (...) Bu, yola çıkarken tek amacımızdı" dedi. "Hedefimize ulaştık" diye konuşan Rose, "Danimarka'da din, ifade özgürlüğü ve sınırları, karşılıklı saygı duymanın ne demek olduğu yönünde çok önemli bir tartışmanın yaşandığını, bunun Türkiye gibi laik toplumlarda yaşayanlar için de önemli olduğunu" belirtti. Ancak, Rose, "çoğunlukla yanlış anlaşıldıklarını, verdikleri mesajın saptırıldığını" ifade ederek, "Ama Türkiye halkı belki bizi anlar" dedi.
Rose, Kopenhag'daki bürosunda Milliyet'e 1.5 saat süreyle içini döktü, söz konusu karikatürleri niçin gündeme getirdiklerini, ne demek istediklerini anlatmaya çalıştı. Rose, karikatürler yüzünden kendisini incinmiş hisseden herkesten özür dilemeyi de ihmal etmedi.

Toplumu test ettik

Rose, kendilerini karikatürleri yayımlamaya iten nedenleri anlatırken şunları söyledi:
"Geçtiğimiz yıl Danimarkalı çocuk kitapları yazarı Kaare Bluitgen, Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitabı için çizer bulmakta zorlandı. Bulduğu 3 çizer de korkudan hayır demiş. Sadece biri adının yazılmaması koşuluyla kabul etmiş. Yani bir tür otosansür durumu.
Bunun ardından Hollanda'daki yönetmen Thi Van Gogh'un öldürülmesi olayı. Filme çekilen kitabın yazarı Somalili Ayaan Hirsi Ali öldürülme korkusuyla adeta yer altında yaşamak zorunda kaldı. Kitabı birçok Avrupa diline çevrildi ama çevirmenlerden bazıları isimlerini yazdırmadı. Bu da otosansür.

Londra'daki bir müzede sergilenen bir eserin, gelen tehditler üzerine gösterimden kaldırılması var. Oysa o eser yırtılmış İncil, Tevrat ve Kuran örneklerini camekân içinde sergilerken altında 'God is Great' (Tanrı büyüktür) yazıyordu. Tüm dinlerin kaynağının aynı olduğu anlatılıyordu. Müslümanlar incinir diye kaldırıldı.
Nihayet Başbakan Anders Fogh Rasmussen'in imamlarla yaptığı bir toplantıda imamın biri Başbakan'dan İslamın daha pozitif konuşulması için nüfuzunu ve makamını basına karşı kullanmasını istedi. Yani sansür önerdi. Böyle başka 5-6 örnek var. Biz bu örnekleri uzun uzun yazmak yerine bir gazeteci arkadaşımızın önerisiyle Hz. Muhammed tasvirleri yaparak ifade özgürlüğünü sınamaya karar verdik. Bunun üzerine 40 Danimarkalı çizere 'Muhammed'i anladığınız gibi çizin' teklifi yaptık ve isimlerinin belirtileceğini söyledik. Onlardan mizah, eleştiri, aşağılama yapmaları gibi talepte bulunmadık. Fakat Danimarka'da çizerlerde dini mizah geleneği var. Bazı çizerler mizah anlamında çizmiş. Onlar, aynısını Hz. İsa için de yapıyor."

Hakaret yok, öfke yanlış

Konuşmasında yayımlanan karikatürlerle aynı görüşü paylaşmadığını ifade eden Flemming Rose, Hz. Muhammed'i başında bomba şeklindeki sarıkla gösteren karikatürün tüm Müslümanları terörist ilan etmek anlamına gelmediğini savundu. Rose'a göre, o karikatür İslamın radikal dinciler tarafından kötüye kullanılmasını yansıtıyor. Rose, 12 karikatürü yapan çizerlerin diğer dinlere davrandıkları gibi İslama aynı mesafede durduğunu ve bunun da Müslümanları Danimarka'nın bir parçası olarak gördüklerinin bir göstergesi olduğunu vurguladı.

Olumlu yanları

İslam'a büyük saygısı olduğunu belirten Rose, camiye gittiğinde tüm kurallara uyduğunu anlattı. Rose, buna karşın bazı Müslümanların Müslüman olmayan birinden saygı değil kendi dininin kurallarına uymasını ve itaat etmesini beklediğini anımsatarak, bunu anlamadığını söyledi. Rose, "Danimarka'da 50 değişik din, mezhep, inanç akımı var. Her dinin de kendine göre yasakları. Her Danimarkalıdan bunlara uyması istenirse o zaman korkunç bir diktatörlük, özgür olmayan bir kaos ülkesi ortaya çıkar" dedi. Rose, 4 aydan beri yaşanan karikatür tartışmasının olumlu bir yanına da işaret ederken, "Şimdiye kadar hiç bu kadar çok Müslüman böyle bir tartışma ortamına katılmamıştı. Bu da demokrasi ve ifade özgürlüğü açısından iyi bir şey" diye konuştu.

Kendisini Selçuk'un İsa çizimiyle savundu

Flemming Rose, "Müslümanlar biz başkasının kutsalına saygılıyız, mesela Hz. İsa'nın tasvirini yapmayız diyor. Ama işte size örnek, Turhan Selçuk, Hz. İsa'nın çarmıha gerilmiş bir tasvirini kitabına koymuş" dedi ve ekranından o karikatürü gösterdi.

Selçuk'un açıklaması

Turhan Selçuk, çizmiş olduğu Hz. İsa karikatürlerinin Rose tarafından gündeme getirilmesini şöyle değerlendirdi:
"İlk Muhammed karikatürleri çıktığında Danimarka temsilcisi muhabirimize, 'Sizde de Hz. İsa'nın karikatürü çizilmiş' diye sormuşlar. Ben de bu karikatürleri, 'amacın, hakaret değil mizah' olduğunu belirten bir yazıyla gönderdim. O zaman cevap vermeyip aylar sonra tekrar gündeme getirmeleri amaçlı. Karikatürlerimin biri 20, diğeri 10 yıl önce yayımlanmıştı. 'Hz. İsa dünyaya geliyor' diye bir haber çıkmıştı o zaman. Ben de dünyaya gelen bir uzay gemisine, parmağıyla işaret eden bir İsa çizdim. Diğeri de, radyo antenine bağlı bir İsa karikatürüydü. Benim çizdiklerim çok nezih ve eleştirel karikatürdü ve hakaret içermiyordu. Hz. İsa'nın portreleri, heykeli her yerde var. Hz. Muhammed'in portresini çizmek, heykelini yapmak ise İslamda yasak. Ayrıca onlar karikatürlerini hakaret amaçlı çizmişler."

Milliyet
Yayın Tarihi : 8 Şubat 2006 Çarşamba 20:10:50
Güncelleme :8 Şubat 2006 Çarşamba 21:22:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Behram AZİZOĞLU IP: 85.107.46.xxx Tarih : 9.02.2006 08:29:25
Türkiye halkı seni anlamadı. Türkiyeyi İslam ülkelerinin yumuşak karnı olarak görmen senin çaresizliğindir. Eceli gelen it gibisin. Ama olsun bu tarz davranışları 300 yıl cadı avına çıkan atalarında yaptı. Ne de olsa onların torunusun. sana ve size yakışanda budur. Senin seviyene inmeyeceğiz. Biz dinlerin en kutsal ve temizine inanıyoruz. Sizler gibi özgürlüğümüzü sınırsız görmüyoruz. Özgürlük sınırlıdır. Yaptığın hakareti ne Türkiyeliler ne de başkaları kabul etmedi. Baksana işin ucunda 100 kilo altın bile var? Gelsene Kopenhag meydanına. Buluşalım? Üzerimde mavi bir mont var. Ayağımda spor bir ayakkabı. Gel buluşalım. Sana anlatayım doğunun şefkat ve merhametini. İhtiyacınız var ey cadı avına çıkan medeniyetsizlerin evladı!...