Sınıra askeri yığınak artarak sürüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bahar aylarında başlattığı sevkiyat son bir ay içinde hızlandı. Terör örgütü PKK'nın Türkiye'ye sızmasını önlemeye yönelik sevkiyatta geçtiğimiz yıla göre artış var. Dış basında Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermeyi bir koz olarak kullanıp Kuzey Irak'a girmesi gündeme getirildi.

ASKERİ YIĞINAK SÜRÜYOR
Askeri sevkiyat özellikle Hakkari'nin sınıra yakın ilçeleri Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca'ya yapılıyor.

Yüksekova'ya Kayseri'den, Şemdinli'ye Bolu'dan, Çukurca'ya ise Isparta ve Tekirdağ'dan komanda birlikleri gönderiliyor.

İran - Irak sınırına son bir hafta içinde tank, zırhlı araçlar, personel taşıyıcı ve asker olmak üzere yüzlerce araçlık konvoylarla sevkiyat yapıldı.

Askeri sevkiyat sırasında yol boyunca yoğun güvenlik önlemleri alınırken, havadan da kobra tipi helikopterler birliklere eşlik etti.

Sınırda sıfır noktasındaki bölgelere konuşlanan birlikler, çevrede PKK'ya yönelik operasyonlarını sürdürüyor.

Sınır ötesi operasyon tartışması

Türkiye son dönemde tırmanışa geçen terör olaylarının önüne geçmek için Kuzey Irak'a askeri operasyonu tartışıyor. Sınır ötesi operasyonu tekrar gündeme getiren gelişmeler şöyle:

* Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan terör olaylarının tırmanması ve şehit sayısının artması üzerine Ankara'da 'terör' alarmı verilmiş, 16 temmuzda Terörle Mücadele Yüksek Kurulu'nun acil toplantısının ardından, 17 temmuzda da Başbakanlık'ta bir toplantı yapılmış, konu aynı gün Bakanlar Kurulu toplantısında da gündeme getirilmişti.

* Kabine toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Kuzey Irak'taki PKK varlığı konusunda Irak ve ABD'ye çağrıda bulunarak ''bu fitnenin oradan bertaraf edilmesini istiyoruz'' demişti.

Ancak ABD sınır ötesi operasyonun gündeme getirilmesine soğuk bakıyor. Ankara ise, ortak hareket için yol aradıklarını, ancak bu mümkün olmaz ise tek başına harekete geçmenin kaçınılmaz olacağını belirtiyor.

* Son olarak 22 temmuzda ABD Başkanı Bush, Erdoğan'ı telefonla aradı ve ABD'nin terörist saldırılara karşı Türkiye ile işbirliği yapmaya devam edeceğini bildirdi.

* ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice da, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü arayarak, PKK ile ilgili durumun ciddiyetini kavradıklarını ve ne gerekiyorsa yapacaklarını kaydetti. 

LOS ANGELES TIMES: “LÜBNAN GERİLİMİ SÜRERSE TÜRKİYE KUZEY IRAK’A GİREBİLİR”

Los Angeles Times gazetesi, Lübnan’daki savaşın sürmesi halinde dolaylı olarak Kürtler’in bağımsızlık ilan edebileceğini, bu durumda da Türkiye’nin Irak’a müdahale edebileceği değerlendirmesinde bulundu.

Los Angeles Times gazetesi, Lübnan’daki savaşın sürmesi halinde dolaylı olarak Kürtler’in bağımsızlık ilan edebileceğini, bu durumda da Türkiye’nin Irak’a müdahale edebileceği değerlendirmesinde bulundu. 

Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Rajan Menon tarafından kaleme alınan yazıda, İsrail’in Lübnan saldırılarının Irak’ta büyük bir öfke yarattığı kaydedildi. Iraklı Şii direnişçi Mukteda El Sadr’ın, İsrail’e tepki gösteren ilk kişilerden olduğu kaydedilen yazıda, Lübnan’daki saldırılar sürerse Hizbullah ile Iraklı Şiiler’in yakınlaşabileceği değerlendirmesi yapıldı. 

ABD ile Iraklı Şiiler’in arasının açılması halinde bunun Iraklı Kürtler’i etkileyebileceği ve bağımsızlıklarını ilan etmelerine neden olabileceği kaydedilen yazıda, bu durumda Türkiye’nin Irak’a müdahale edeceği öne sürüldü. 

Yazıda, bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda Irak’taki iç savaşın bölgesel bir savaşa döneceği ve bunun Washington için hayali güç sıkıntılar anlamına geleceği kaydedildi. 

Gazete, bütün bunların gerçekleşmemesi için Lübnan’da bir ateşkes ihtimalinin hala olduğunu hatırlattı.

WT: “LÜBNAN’A TÜRK ASKERİ PKK KONUSUNDA KOZ OLARAK KULLANILABİLİR” 

Washington Times gazetesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Lübnan’a asker göndermeyi düşünüp düşünmediğini yoksa bunu ABD’nin PKK’ya karşı bir operasyona girişmesi için koz olarak kullanmak isteyip istemediğini kimsenin bilmediği yorumunu yaptı.
Washington Times gazetesinde yayınlanan bir köşe yazısında, İsrail ile Hizbullah arasındaki savaşın bitecek gibi görünmediği ve İsrail Dışişleri Bakanı Ehud Olmert’in de Güney Lübnan’a uluslararası bir güç gelmediği sürece bu gerilimin devam edeceğini dile getirdiği aktarıldı. 

“ERDOĞAN ACELE ETMİŞ OLABİLİR” 

Olmert’in uluslararası güç için Müslüman ülkelerden de katılım istediği ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da Lübnan’a asker göndermeye sıcak baktığı yönünde açıklamalar yaptığı ifade edilen yazıda, Erdoğan’ın acele etmiş olabileceği değerlendirmesi yapıldı.
Öncelikle bu uluslararası güç için ortada bir belirsizlik olduğu aktarılan yazıda, Fransa’nın da Türkiye’nin de Hizbullah’ın gönüllü bir biçimde silahsızlandırılmasını istediği kaydedildi. 

“TÜRKİYE KIBRAS’TA YAŞADIKLARINI HATIRLASIN” 

“Erdoğan, Türkiye’nin 1964 yılından bu yana orada olan Kıbrıs’taki BM Barış Gücü deneyimini unutmuş gibi görünüyor” denilen yazıda, Kıbrıslı Türkler’in, BM’nin kendilerini kurtarmaya geldiğini sandığı ancak sonunda Rumlar’ın istediğinin olduğu ifade edildi.
Yazıda, “Eğer barış gücü etkili olsaydı Türkiye 1974’te Kıbrıslı Türkler’i kurtarmak için asker göndermek zorunda kalmazdı” denildi. 

“TSK KOZ OLARAK KULLANMAK İSTEYEBİLİR” 

Her gerilimin aynı zamanda bir fırsat olduğu kaydedilen yazıda, Türk ordusunun Lübnan’a asker göndermek mi yoksa bunu PKK’ya karşı harekete geçmesi için ABD önünde bir koz olarak mı kullanmak istediğinin bilinmediği ifade edildi. 

Lübnan’a yönelik uluslararası güç için Meclis’ten onay alınması gerektiği kaydedilen yazıda, Türkler’in “(Hizbullah’tan) önce PKK’yı silahsızlandırın” tepkisi verebileceği ifade edildi. 

Yazıda, PKK’nın da Hizbullah’ın da Hamas’ın da aynı olduğu, Erdoğan’ın Hizbullah’ı güç kullanmadan silahsızlandırmak istemesi ve ABD’den de PKK’ya karşı güç kullanmasını talep etmesi halinde bunun “iki yüzlü” bir tutum olacağı savunuldu.