Kadrolaşmaya yönelik operasyonların üç yıldan bu yana hız kesmeden sürdüğü Milli Eğitim Bakanlığı’nın üst düzey bürokrasisinde çözülme başladı. 

60 yıllık ilköğretim müfredatını değiştirerek büyük ses getiren ve Talim Terbiye Kurulu’nun dışa açılmasını sağlayan Başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk ile İlköğretim Genel Müdürü Prof. Dr. Servet Özdemir istifa etti. Her iki bürokrat da, istifalarına gerekçe olarak, "üretecek, katkı sağlayacak bir ortam bulunmadığı, verimli çalışamadıkları"nı gösterdi.

Selçuk’un istifası yarından, Özdemir’in istifası ise bir haftalık izninin ardından yürürlüğe girecek. Özdemir, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in, "okulların kapanmasına kadar beklemesi" önerisini reddetti. Her iki bürokrat eski çalışma yerleri Gazi Üniversitesi’ne dönecek.

Her iki bürokrat da Erkan Mumcu’nun Milli Eğitim Bakanlığı sırasında bakanlıktaki görevlerine getirilmişlerdi. Özdemir, İlköğretim Reformu için Çelik tarafından Yüksek Öğretim Genel Müdürlüğü’nden İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne kaydırılmıştı.

KURUL BOŞALIYOR

Selçuk’un istifa sinyalleri aylar öncesinden verilmişti. Kurulun, bazı yönetmelik ve kararlarda, siyasi görüşlere ağırlık vermesinden rahatsızlık duyan üyelerden Doç.Dr.Emin Karip ile Sevinç Atabay, Selçuk’un oluruyla istifa ederek başka kurumlara geçmişti. Selçuk yaklaşık dört aydır Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e istifasını sözlü olarak iletmek için randevu bekliyor ancak alamıyordu. 

Geçen cuma günü nihayet gerçekleşen randevuda Selçuk, Çelik’e, "Üye almak istiyorum, almıyorsunuz. Elimdeki üyelerle iş yapamıyorum. Artık yoruldum, üretemiyorum. Sürekli yanınıza gelerek istifa isteyen biri değilim. Ancak, artık çalışma ortamı kalmadı" dedi. Bakan da, "Yani bana istifanızı tebliğ mi ediyorsunuz? Hayırlı olsun" yanıtını vererek istifayı kabul etti. Selçuk’un yakınlarına, "Aslanlar gibi ayrıldım. Beni yıpratmak istediler. Ama yıpratamadılar" dediği öğrenildi.

Selçuk’un ardından da yakın çalışma arkadaşı Özdemir de hemen arkasından Çelik’e çıkarak istifasını sundu.

GEREKÇE: KADROLAŞMA

İki önemli koltuğun boşalmasının, Bakanlıkta köklü bir operasyonu beraberinde getireceği belirtilen çözülmenin perde arkasından "kayırmacı kadrolaşma" çıktı. Buna göre, üst düzeyi aşarak daire başkanlığı ve şube müdürlüklerine kadar inen kadrolaşma, kendi çalışma ekiplerini oluşturamayan üst düzey bürokratları çalışamaz hale getirdi.

GÖREVLENDİRMEYLE YÜKSELME

Bu konuda son örnek, Bakan Çelik’in akrabası Cemal Taşar’ın Personel Genel Müdürlüğü Daire Başkanı iken kademeleri hızla atlayarak müsteşar yardımcılığına kadar yükselmesi. Daire başkanlığından, Personel Genel Müdür Yardımcılığına vekaleten görevlendirilen Taşar, bir süre sonra yine görevlendirmeyle Özel Öğretim Kurumları Genel Müdür vekili olmuştu. Her kademe ilerleyişinde bir kişiyi yerinden eden Taşar, eski genel müdürün mahkeme kararıyla dönmesi üzerine zorunlu olarak genel müdürlükten bakanlığın boş bulunan müsteşar yardımcılığına görevlendirildi.

EĞİTİM TARİHİNDE İLK

Taşar’ın görevlendirme yazısında, Milli Eğitim tarihinde bir "ilk"e yer verildi. Taşar’ın, müsteşar yardımcılığını, mahkeme kararıyla dönen Öner Güney’in makamında sürdüreceği bildirildi. Güney’e genel müdür yardımcılarından birinin odasının verilmesi bekleniyor. 

Çelik, görevden aldığı müsteşar yardımcısı Remzi Sezgin’e de mahkeme kararıyla döndüğü için merkez binada oda vermemiş, Sağlık İşleri’ne göndermişti.