29
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

Öcalan'dan ilginç açıklamalar

İmralı’da yatan teröristbaşı Abdullah Öcalan, ölümünün komplo olarak değerlendirileceğini belirterek “Depremde bile ölsem, savaş nedeni sayılacak” dedi.

PKK’ya yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı’nda yayınlanan Öcalan'ın açıklamalarındaki önemli satır başları şöyle:

“Benim burada ölümüm sonsuz bir savaş nedeni olur, sonsuz bir savaşı başlatır. Yarın öbür gün deprem bile olsa ve ben burada ölürsem bu yine savaş nedeni sayılacaktır. Ya da burada birisi bana saldırırsa bu bir savaş nedeni sayılacaktır. Ya da ben normal bir hastalıktan da ölsem bu bir komplo sayılacaktır. Ama ben şunu diyorum; İmralı'da ölmek yok öldürülmek var. Burada her türlü ölüm, öldürmek olarak algılanır, PKK bunu böyle algılar. Sonuçta nasıl ölürsem öleyim öldürülmüş olurum, çünkü burası cezaevi Yarın ne gelişeceği belli değil, hatta başbakana da yönelebilir. Çünkü ben kendi tecrübemden de biliyorum. Öylesi bir süreçte Özal öldürüldü, yarın Erdoğan da öldürülebilir, yarın darbe de olabilir ülkede.

Yarın ne olacağı hiç belli olmaz. Bu nedenle Mart diyorum. Hatta Mart'tan önce de olabilir. Bu sadece benimle ilgili değildir. Yarın devlet saldırır on gerilla öldürür, yine süreç böyle provokasyonlarla tersine döner, bu nedenle çözüm için acele etmek gerek.

Yarın olağanüstü bir durum gelişmezse, bir engel çıkmazsa çözüm gelişebilir, önemli gelişmeler olabilir. Ocak ayında yine engelleme olmazsa çözüme yönelik önemli gelişmeler olacaktır. Seçimden sonra

AKP ne kadar Kürtlerden daha fazla oy alırsa, Kürtlerin oyu ne kadar daha az olursa o zaman AKP 'Kürtleri ben temsil ediyorum, Kürtler bir şey istemiyor' diyecektir. Bu durumda da Kürtlerin talepleri, statüleri büyük tehlikeye girer, Kürtler geriler, yok olma noktasına gelirler.

Yeni diyalog döneminde birbirlerine karşı herhangi bir saldırının olmaması gerekiyor. Sadece misilleme haklarını kullanabilirler. Yani o saldırırsa diğeri, diğeri saldırırsa o misilleme hakkını kullanabilir.

Demokratik özerklik kavramı sanıyorum bazı kesimleri rahatsız ediyor. Burada demokratik özerklikten kasıt, Kürtlere bir statü belirlemesidir, yani Kürtlerin bir statüye kavuşturulmasıdır. Burada biz sınırlarla, bayrakla, bu tür şeylerle uğraşmıyoruz.

Devleti bölmek istemiyoruz, biz demokratik Türkiye ile bütünleşmek istiyoruz, bunun için çaba sarf ediyoruz. Bayrak bir simgedir. Bizim için çok önemli değildir. Bayrak egemen sınıfların simgesidir. Biz egemenler gibi, egemen sınıflar gibi bakmıyoruz. Bu olaylarda etrafında dolandıkları bir dil var; bu dil, Türkiye'de ulus-devletin oluşturduğu bir dildir. Devletin yanına yeni bir devlet, bayrağın yanına yeni bir bayrak doğru değildir. Bu bir tuzaktır, bundan uzak durulmalıdır.”

 

...
Yayın Tarihi : 3 Ocak 2011 Pazartesi 10:27:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?