Öğretim üyeleri de orduya güveniyor

Gazi Üniversitesi'nin Türkiye çapında yaptığı bir araştırma, üniversite öğretim üyelerinin en çok orduya güvendiğini ortaya koydu.

Araştırma ile Türkiye'yi geleceğe hazırlayan üniversitelerin öğretim elemanlarının aslında geleceğe ne kadar hazırlıklı oldukları ortaya çıktı.

Gazi Üniversitesi, 69 üniversiteden 3 bin 412 öğretim elemanına sorular sordu, şaşırtıcı cevaplar aldı. Araştırmayla bir anlamda içini döken öğretim elemanları gelecekten endişeli, siyasete güvenmiyor, AB'ye ise kuşkuyla yaklaşıyor.

Kabinede beş bakan isminin önünde doçent ya da profesör ünvanı taşıyor ama yine de bu öğretim elemanlarına güven vermiyor. En çok güven duyulan kurum ise ordu.

Ankete katılanların:

Yüzde 45.3'ü orduya,

Yüzde 16.7'si TBMM'ye,

Yüzde 15.1'i hukuk sistemine,

Yüzde 6.3'ü Avrupa Birliği'ne

Yüzde 3.5 hükümete güveniyor.

Siyasete gösterilen güvensizlik YÖK'ün atamalarında ortaya çıkıyor. Yani YÖK'ü sadece öğrenciler ve hükümet eleştirmiyor. YÖK'ün öğretim üyeliğine yükseltilme ve atanma kriterlerini objektif bulan öğretim elemanlarının oranı sadece yüzde 24.9.

Üniversite yönetimleri de eleştiriliyor ve alınan kararlara her zaman katılanların oranı yüzde 14.7'de kalıyor. Ankete katılanlardan Türkiye'de demokrasinin işleyişinden memnun olanların oranı sadece yüzde 12.

Anket, öğretim elemanlarının en büyük sorununu ücretler olarak gösteriyor. Ankete katılanların sadece yüzde 32'si ek işe ihtiyaç duymuyor.

Türkiye'nin gelecekte karşılaşabileceği en önemli sorun olarak ulusal kimliğin zayıflaması ve kökten dinci akımların güçlenmesi gösteriliyor.

Bu kez kendilerine oy verdiler

Türkiye ve kurumlarına ilişkin verilen notlar kadar öğretim elemanlarının kendilerine verdiği notlar da var.

Araştırma ortaya koyuyor ki, kendilerini sürekli geliştirmek zorunda olan öğretim elemanlarının yarıya yakınının yabancı dil sorunu var. Yani yabancı yayınları ilk kaynaklarından takip edemiyorlar.

Bu sonuçlar net bir fotoğrafı koyuyor ortaya. Öğretim elemanları gelecekten umutlu değil. Bunun kanıtı aslında bir soruya verilen cevapla ortaya çıkıyor.

Öğretim elemanlarının tamamına yakını, 'çocuklarınızın geleceğinden endişe duyuyor musunuz?' sorusuna 'evet' yanıtını veriyor.