İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, 15-16-17 Mart 2006 tarihlerinde İstanbul Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek uluslararası “Türk Ermeni İlişkilerinde Yeni Yaklaşımlar” başlıklı sempozyum ile ilgili İÜ Rektörlüğü’nde basın toplantısı düzenledi.
Sempozyuma dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen farklı görüşte bilim adamlarının katılacağını belirten Parlak, konu ile ilgili bazı belgelerin ilk defa bu sempozyumda ortaya çıkacağını vurguladı.
Rektör Mesut Parlak, sempozyuma Ermenistan’dan akademisyenlerin de davet edildiğini fakat biri dışında katılmayacağını doğrudan düzenleme komitesine bildirmediklerini söyledi.
Katılmayan Ermenistanlı akademisyenlerin ayrıca dış basında İstanbul Üniversitesi’ni yaralayabilecek beyanlar verme yolunu seçtiklerini vurgulayan Parlak, “Bu tavrın akademik bir davranış olduğunu düşünemiyorum. Ne yazık ki bu davranış, ortak nokta bulma çabasını da ortadan kaldırmış oluyor” diye konuştu.
Atatürk’ün “Tarihi yazanlar, tarihi yapanlar kadar ona sadık olmak zorundadır” sözünü hatırlatan Parlak, “Eğer tarihi yazanlar, tarihe sadık olmazlarsa, sonuç herkes için hüsran olacaktır. Çekilen acılar bireyleri ve toplumları yaralayacaktır ve birbirinden uzaklaştıracaktır” ifadesini kullandı.
‘Soykırım konusunda gerçekler sadece bilimle ortaya çıkar’
Soykırım konusunda gerçeklerin sabırla ortaya çıkarılmasını ve herkes tarafından kabul edilmesini beklediklerini kaydeden Parlak, bunun tek yolunun bilimsel tartışmalar olduğunu söyledi.
Amaçlarının geleceği sevgi temeli üzerinde birlikte kurabilmek olduğunu dikkat çeken Parlak, “Biz bu topraklarda, herhangi bir kışkırtma olmadıkça, Ermenilerle birlikte yaşadık ve hala yaşamaya devam ediyoruz. Onlarla bu ulusun ileriye gitmesi için elbirliğiyle çalışıyoruz. Hiç kimsenin bunu ortadan kaldırmasına da fırsat vermeyeceğiz” açıklamasında bulundu.
‘Sempozyum, yeni bir dönemi başlatacak’
Parlak, sempozyum yapma amaçlarından bir tanesinin, söz konusu olayın tek bir yönünü tartışmak değil, tarihi bir olayın farklı boyutlarını, çeşitli disiplinler aracılığıyla ve bilimsel bir çerçevede ele almak olduğunu söyledi.
Olaya farklı disiplinler aracılığıyla farklı pencerelerden bakabilmenin ortak noktaların bulunmasına ve böylece bir tartışma noktalarının aşılmasına yardım edeceğine inandığını belirten Parlak, toplantının Türk – Ermeni ilişkilerinde yeni bir dönemin başlamasına katkıda bulunacağına inandığını kaydetti.
Sempozyumda tartışma konularının sadece tarihi açıdan değil, farklı açılardan inceleneceğini vurgulayan Parlak “1915 olaylarını tek boyutlu olarak tarihçileri ilgilendiren bir yönünün olduğu kuşkusuz; ancak aynı zamanda hukuki, askeri, sosyal, psikolojik ve insani boyutlarının olduğu da yine kuşku götürmez. Toplantımız söz konusu olayı farklı yönden de incelemeyi amaçlıyor” dedi.
Sempozyumda İstanbul Üniversitesi olarak, sadece akademik gelenekler, bilimsellik ve objektiflik ölçütleri çerçevesinde hareket etmek istediklerini belirten Parlak, “Başka kurumlar, onların tutum ve davranışları ilgi alanımızın tamamen dışındadır. Ölçütlerimiz başka bir hedef aramamızı da gereksiz kılmaktır. İstanbul Üniversitesi’nin 550 yıllık geleneği zaten başka türlü davranmamıza izin vermemektedir” ifadesine yer verdi.
Soykırım tartışmaları politik bir tartışma olmamalı
Tarihi bir olayın siyasi amaçlar uğruna çarpıtılmasının hiçbir zaman yapıcı bir sonuca götüremeyeceğini belirten Parlak, “Dost olarak bildiğimiz bir çok ülkenin bu olaya siyasi yaklaşımının hiçbir sorunu çözemeyeceğine; hatta değil çözmek zorunu daha da derinleştireceğine inanıyoruz. Soykırım tartışmalarının politik bir tartışma olmaması gerekir; farklı bir alanda kavramı tartışmak, hiç kimseye en ufak bir yarar sağlamayacaktır” diye konuştu.
Parlak 70 kadar katılımcı ile sempozyumun bugüne kadar yapılanlar içerisinde en kapsamlı olduğuna dikkat çekerek, “Toplantıda sadece farklı görüşler en açık bir şekilde temsil edilmekle kalmayacak, katılımcıların sayısı, farklı görüşte olmaları ve ele alınacak konuların çeşitliliği bakıldığında da bir derinlik ve çok yönlülük sağlanacaktır” şeklinde konuştu.