28
Mayıs
2024
Salı
GÜNCEL

PKK finansmanı: PKK Kızılay'ı

Ateşkes kararı uluslar arası toplum tarafından inandırıcı bulunmayan PKK, yeniden şiddet eylemlerine yönelmesi, başta ABD olmak üzere, Avrupa ülkelerini harekete geçirdi. PKK’nın propaganda ve finansman merkezlerinin kurutulmasına yönelik ilk defa Avrupa ülkelerinde kapsamlı bir kampanya başlatıldı.

Avrupa ülkelerinin demokratik yapılarını istismar eden, hatta bazı ülkelerdeki yasal boşluklardan yararlanarak “sosyal yardım” adı altında gelir sağlayan “Kürt Kızılayı”nın (Heyva Sor a Kürdistan-HSK) “PKK’ya finansman temin ettiği” gerekçesiyle kapatılmasına yönelik, Almanya başta olmak üzere, çeşitli AB üyesi ülkelerde girişimlere başlandığı belirlendi.

Heyva Sora Kürdistan’ın, özellikle Avrupa ülkelerinde yaşayan Kürtlerden “deprem”, “sel felaketi”, “bağış”, “sağlık”, “eğitim” vb. isimler altında topladığı yüklü miktardaki paraları, PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarına ilettiğinin ve PKK’nın bu paralarla silah alımının yanı sıra, propaganda faaliyetlerini yürüttüğünün belgelendiği kaydedildi.

Almanya’nın Koblenz kentinde devam eden davada Mahkeme Başkanı Georg Gothen, Dernekler Yasası’nın 18.maddesine göre verdiği kararda, “Kürt Kızılayı (HSK) adı altında faaliyet gösteren oluşumun, Almanya’da yasaklı terör örgütü PKK’nın bir yan kuruluşu olduğunun belirlendiğini, HSK’nın, PKK tarafından gerçekleştirilen tüm organizasyon ve toplantılara temsilci gönderdiğinin, HSK yöneticilerinden Mahmut Kaya’nın da terör örgütü sorumlusu olduğunun belgelerle ortaya çıkarıldığını” belirtti.

Savcı Walter Schmengler tarafından hazırlanan iddianamede ise, “PKK ve ERNK’nın 1993 yılından itibaren Almanya’da terör örgütü olduğu gerekçesiyle yasaklandığı, örgütün ismini KADEK ve KONGRA-GEL olarak değiştirmesi sonrasında da bu yasağın sürdüğü, ancak terör örgütünün değişik maskelerle oluşturduğu yan kuruluşları aracılığıyla, kadro ve finansman ihtiyacını yardım, bağış adı altında Almanya’da yaşayan Kürtlerden temin ettiği, Kürt Kızılayı (HSK)’nın örgütün yan kuruluşu gibi hareket ederek hem kara para akladığı, hem de toplanan paraları örgütün Kuzey Irak’taki kamplarına aktardığı, ayrıca yaralanan örgüt kadrolarını da tedavi amacıyla yasa dışı yollardan Avrupa’ya getirdiği, bütün bu gelişmelerin HSK’nın PKK yönetiminin talimatıyla kurulduğunu ortaya koyduğu” vurgulandı.

“PKK/KONGRA-GEL tarafından yönlendirilen paravan derneklere yönelik yaptıkları operasyonlarda, örgüte ait çok sayıda belge ve talimatın ele geçirildiğini” belirten Federal Kriminal Dairesi yetkilisi Rudolf Wurt ise; “Bunun bir örneğinin de Köln’deki ‘Kürdistan Komite’ye ait olan belgeler olduğunu, bu belgelere dayanarak çok sayıda kapatma davası açıldığını, Kürt Kızılayı’nın da PKK’nın bir parçası olduğunu, sadece ‘Kürt Kızılayı’nın değil, KNK, KON-KURD, YEK-KOM, KAR-SAZ gibi çok sayıda derneğin PKK bünyesinde faaliyet gösterdiklerini, PKK’nın Almanya’da yaşayan Kürt ve Türkler’den bağış ve yardım adı altında haraç aldığını, bunu yaparken de ‘Kürt Kızılayı’, KAR-SAZ gibi paravan dernekleri kullandığını, tüm bu paravan derneklerden örgüte önemli miktarda para aktarıldığını” belirtti.

Davada tanık olarak dinlenen Karlsruhe Başsavcılığı’nda görevli Savcı Hurgen Hauschild da; “Yakalanan PKK sorumlularının, verdikleri ifadelerde, PKK’nın, halktan kampanya ve düğünlerde zorla para aldığını, toplanan paraların Kürt Kızılayı aracılığıyla örgüte aktardığını açıklamışlardır” diyerek, Kürt Kızılayı ile PKK arasındaki ilişkiyi ortaya koydu.

“Kürt Kızılayı” tarafından Yunanistan’da geçen sene dağıtılan bir broşürde; “Kürt Kızılayı’nın amacı, PKK’ya maddi destek sağlamaktır. Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, Yunanistan ve Norveç’teki şubelerimiz aracılığıyla bu amaç için çalışılmaktadır” denilmişti.

Bu arada, terör örgütü PKK sorumluları tarafından Lübnan’da “Kürt Kızılayı” açılmasına yönelik geçen ay yapılan başvurunun, Lübnan yetkilileri tarafından kabul edilmediği ortaya çıktı.

Yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda, “Heyva Sora Kürdistan’ın (Kürt Kızılayı) Cenevre Sözleşmesi’ne göre ‘Kızılay’ tabirini kullanamayacağı” vurgulanarak, ülkeler-devletler tarafından kullanılabilen “Kızılay” ve “Kızılhaç” tabirlerinin normal kuruluşlar tarafından kullanılamayacağına dikkat çekildi.

Birleşmiş Milletler’in 1267, 1269, 1333, 1368, 1373 ve 1390 sayılı kararları ile AB üyesi ülkeler tarafından 27 Aralık 2001 tarihinde kabul edilen “Terörizmle Mücadelede Ortak Tavır” başlıklı belgede; “Teröristlere ve terör örgütlerine maddi destek sağlanmasının suç olduğu, bunların eylemlerine doğrudan veya dolaylı yoldan katılan, yardımcı olan kişilerin paraları ile mal varlıklarının dondurulacağı, hiçbir fondan yararlandırılmayacakları, insan ve silah temin etmelerine karşı her türlü önlemin alınacağı, AB veya AB dışında eylem yapmak amacıyla AB ülkelerini üs olarak kullanmalarına izin verilmeyeceği, gerekli yasalar çıkartılarak ağır cezalar getirileceği, teröristlere ve destekçilerine karşı ülkeler arasında yardımlaşma ve işbirliğinin geliştirileceği” vurgulanmaktadır.

Uluslararası toplum tarafından şiddet ve organize suç faaliyetlerinde “en tehlikeli örgüt” olarak nitelendirilen PKK’nın finansman ve propaganda merkezlerine yönelik Avrupa ülkelerinde bir kampanya başlatılmasını önemli buluyorum. Ancak daha önemlisi, bu kampanyanın geçmiştekiler gibi göstermelik olmaması, sonuç alınıncaya kadar sürdürülmesi ve cinayet suçlamasıyla kırmızı bültenle aranan PKK sorumlularının yakalanarak yargı önüne çıkarılmaları gerektiğine dikkat çekmek istiyorum. Aksi yöndeki gelişmeler, ABD ve AB üyesi ülkelere yönelik haklı ve ciddi bir sorgulamayı da beraberinde getirecektir…
Ajanslar
Yayın Tarihi : 18 Aralık 2006 Pazartesi 12:35:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?