22
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

PKK İktidar şaşkını!

Avusturya'nın Die Presse gazetesi İstanbul temsilcisi  Jan Keetman'ın kaleme aldığı yazının çevirisidir.

Başbakan seçimlerde Kürt bölgelerinde rekor seviyede oy topladı. Bu PKK’yı zor durumda bıraktı. Bölgenin ekonomik açıdan kalkınması, seçmen deposunun daha da küçülmesine neden olabilir.


PKK bu kez yumuşamadı: Kürt bölücüler bir yıl önce Türkiye’nin baskısının doruk noktasına ulaştığı bir anda,
alelacele bir ateşkes ilan etmelerine karşın, bu yıl bunun aksi bir tutum sergilediler. Türk Parlamentosunun Kuzey Irak’a harekat konusunda yeşil ışık yakmasından dört gün sonra, Irak topraklarından sınır karakollarından birine büyük bir saldırı gerçekleştirdi. Sanki Türk ordusunun gelmesinden korkmuyormuş gibi.


PKK’nın bu tutumunun ardında bazı taktikler gizli olabilir. Örneğin Türkiye’nin yapacağı bir harekatın dış politikada yol açacağı zorluklar gibi... Ayrıca böylece, dikkatleri yeniden Kürt sorunu üzerine çekme fırsatı da doğabilir. Türk ordusu ile Iraklı Kürtler arasında çatışmaların çıkması ve Türkiye’nin de ABD gibi Irak bataklığına çekilmesi olasılığını da unutmamak gerekir. Bütün bu varsayımlar bir yana, önce PKK’nın asıl sorununun
Türk ordusu mu, yoksa ılımlı İslamcı Başbakan Erdoğan mı olduğunu sormak gerekir.

--Dil Yasağının Yumuşatılması--

Erdoğan’ın 22 Temmuz’da kazandığı seçim zaferi, yalnız Kemalist rakiplerini değil, PKK’yı da şoka uğrattı. Erdoğan’ın AKP’si Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerde, zaten oldukça yüksek olan yüzde 46’lık oy oranının bile üstüne çıkabildi. Kürtlerin iktidardaki bir Türk partisine böylesine rağbet etmeleri, PKK’yı oldukça şaşırtmış olmalı.


Erdoğan 2005 yılının Ağustos ayında, Türkiye’nin çözüme kavuşturulması gereken "bir Kürt sorunu" olduğunu söylemek üzere Diyarbakır’a gittiğinde, Başbakan’ın konuşmasını dinlemeye yalnız 800 Kürt gelmişti. Hükümetin o zamana kadar ve o zamandan bu yana bu sorunun çözümü için yaptıkları, pek bir kültür devrimi olarak tanımlanamaz. Televizyonda sabahları bazı Kürtçe yayınlara yer veriliyor, katı bazı şartlar altında haftada beş saate kadar radyo yayınına izin var, yetişkinler Kürtçe kursuna gidebiliyor.


Dil yasağındaki bu yumuşamalardan daha önemlisi, ülkenin Kürt kesimlerindeki olağanüstü halin kaldırılması ve ekonominin canlılık kazanmasıydı. Ülkenin yoksul doğusunun buna, batıdan çok daha ihtiyacı var. PKK ile yeniden gerginlikler yaşanması ise ekonominin ıslah edilmesi çabalarını tehlikeye düşürüyor. PKK sempatizanlarının sayısının giderek azaldığı görülse de, bunlar hala mevcudiyetlerini koruyor. Örneğin bu yılki Nevruz kutlamalarına yalnız Diyarbakır’dan 150.000 kişi katıldı. PKK’nın tutuklu lideri Öcalan’ın posterleri taşındı.

--Gerilimin Tırmanması PKK’nın Yararına Oluyor--

Üstüne üstlük eski milletvekili Leyla Zana yaptığı konuşmada Kürt halkının "üç lideri" olduğundan bahsetti. Bunlardan birincisi ve ikincisi Iraklı Kürt liderler Barzani ve Talabani’ydi. Üçüncü liderin ismi anılmadı, yalnızca bazı imalarda bulunuldu. Besbelli Öcalan kastediliyordu.


PKK’nın en çok, Türkiye’nin ihtiyatlı da olsa reform çabalarından ve Kürt bölgelerinin kalkınmasından korkması gerekir. Durumun tırmanması bütün bunları engelleyecek ve Erdoğan hükümetinin zayıflamasına yol
açacaktır. Ama yaz ayları harekete geçmek için uygun değildi, çünkü PKK başka bir strateji izliyordu. İran’daki kardeş örgütü PJAK ağustosta, lideri Rahman Hac Ahmadi’nin güya resmi temaslarda
bulunmaksızın, Washington’da bulunduğu sıralarda, İran ordusuna çok sayıda saldırıda bulunmuştu. ABD ile gayri resmi bir ittifak kurma teşebbüsü tamamlandıktan sonra, Türkiye’ye meydan okuma zamanı geldi. Erdoğan’ın karşıtları da zaten reform düşmanı bir hava yaratmak için fırsat kolluyorlardı.

Jan Keetman

kenthaber
Yayın Tarihi : 1 Kasım 2007 Perşembe 00:19:13
Güncelleme :1 Kasım 2007 Perşembe 09:41:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Türk oglu IP: 80.219.114.xxx Tarih : 31.10.2007 23:29:59

Avusturya gazetesinin yazmis oldugu haber dogruyu göstermedigi gibi esas isi gerceklerden uzaklastirarak, Türk Ulusunun ilgisini ve avrupanin pkk'ya ve tabiki islami tarikatlara olan gizli desteklerini baska yönlere cekerek akp iktidarina destek vermektir! Unutmamak gereken en önemli konulardan biri ise avusturya'nin baskenti viyana'dan tarikatin Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Yüce Oender Atatürk'ün inkilap'larina karsi calismasidir... Bu günlerde cikan ve yayimlanan avrupa haberlerinde sayin Erdogan ve iktidari cok yüksek bir sekilde övülmektedir... Ama Türkiye Cumhuriyetinde olup bitenleri gördükten vede bildikten sonra hangi atilimlarinin ve icraatlarinin övülmesi gerektigi büyük bir soru isaretidir fikirlerimizde! Saygilarimla