29
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

PKK yem mi kullandı?

Şırnak'ta sınır ötesi kaçakçılık yapan köylüler F-16'lar tarafından bombalandı. Çoğu genç ve aynı aileden 35 kişi hayatını kaybetti. TSK, olayla ilgili 'çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat' diyerek ilginç bir göndermede bulundu. Gözler MİT'e çevrildi.

Şırnak Uludere'de 35 vatandaşın hayatını kaybettiği olaya istihbarat skandalının neden olduğu öne sürüldü. Genelkurmay'ın konuyla ilgili yaptığı açıklamada yer alan "Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat" ifadesinin de olayın perde arkasına ilişkin önemli ipuçlarını içerdiği belirtildi.

Genelkurmay'ın internet sitesinde yer alan açıklamada "Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, içlerinde örgüt elebaşılarının da bulunduğu terörist grupların bölgede bir araya geldikleri ve sınır hattındaki karakol ve üs bölgelerimize yönelik saldırı hazırlığı içinde oldukları anlaşılmış ve ilgili birlikler ikaz edilmiştir" vurgusu yapıldı

ÇİFT TARAFLI AJANLAR

Genelkurmay'ın doğrudan askeri istihbarat yerine 'çeşitli kaynaklar' vurgusunu yapmasının söz konusu grupla ilgili istihbaratta gözleri TSK dışındaki diğer birimlere çevirdi. Sınır ötesinden gelen bir grupla ilgili istihbaratı verebilecek tek kurumun Milli İstihbarat Teşkilatı olduğu kaydedilirken, olayın farklı boyutları gündeme geldi.

Bölücü örgüt içinde istihbarat birimlerinin kullandığı çok sayıda elaman olduğuna dikkat çekilirken, bunlardan bazılarının çift taraflı olarak PKK'ya çalıştığına işaret edildi. PKK'nın son dönemde operasyonları yavaşlatmak için çift taraflı çalışan elemanları aracılığı ile çok sayıda asılsız ihbar ve yoğun istihbaratla bilgi kirliliği oluşturduğuna vurgu yapıldı. Son günlerde güvenlik birimlerinin terörle etkili mücadelesi terör ve örgütten beslenen devlet içindeki yapıları rahatsız ettiğine dikkat çekilirken, orduyu ve güvenlik birimlerini zorda bırakacak ve terörle mücadeleyi zaafa uğratıp sorgulatacak girişimlerde bulunulduğu kaydedildi.

SURİYELİ İLE YANILTILDI

İstihbarat notunda yer alan 'örgüt elebaşlarının bulunduğu' bilgisinin de TSK'yı çok hızlı karar verip hareket etmeye zorladığı ifade edildi. İstihbarat notunda yer alan örgüt elebaşının PKK'nın askeri kanat sorumlusu Fehman Hüseyin olduğu öne sürüldü. Hüseyin'e odaklanmış güvenlik birimlerinin bir şekilde yanıltılmış olabileceği belirtildi.

Ayrıca bu tür operasyonlarda ABD'nin bile çok hassas teknoloji kullanmasına rağmen, sivil ve terörist grupları ayırt etmekte zorlandığına dikkat çeken güvenlik uzmanları, Afganistan ve Irak gibi yerlerde ülkelerde yanlış istihbarat sonucu yaşanan hatalı operasyonları örnek gösterdi. ABD, geçtiğimiz aylarda Afganistan'da bir düğün alayını El Kaide militanları sanarak bombalamış ve onlarca kişi hayatını kaybetmişti.

PKK'NIN GELİR KAYNAĞI

Türkiyeyi sarsan olayda kaçakçılık yapan vatandaşların hedef olması başka bir ayrıntıyı gündeme getirdi. Kaçakçılık yapan grupların arasına PKK'nın sızdığının bilinen bir durum olduğuna dikkat çekildi. Ayrıca PKK'nın en önemli gelir kaynaklarından birinin de kaçakçılardan alınan vergiler olduğuna işaret edildi. Terör örgütünden mühürlü kağıtlar alan kaçakçıların bir sonraki PKK kontrolünden bu kağıtlar sayesinde sınırı geçebildiği ifade edildi. Dolayısıyla kaçakçılar ve PKK'lıların pek çok noktada yollarının kesiştiği belirtilirken, yasak olan kaçakçılık konusunda daha önce acil olarak düzenleme yapılması gündeme geldiği halde somut bir adım adımladığına vurgu yapıldı. Bu durumun da güvenlik güçlerinin kaçakçı ile örgüt militanlarını ayırmakta zorlandığına dikkat çekildi. Ayrıca kaçakçıların vurulduğu bölgenin PKK kampına yakın olması ve sivil yerleşim yeri olmamasının acı tablonun yaşanmasındaki bir başka neden olduğu kaydedildi.

29'U AYNI AİLEDEN

Şırnak’ın Gülyazı ve Ortasu köylerinde halk, yıllardır geçimini kaçakçılıkla sürdürüyor. Sınırın öte yakasından mazot, sigara ve şeker getiren gençler, mal sahibi tarafından yönlendiriliyor. Kaçak mal başına ve günlük yevmiye usulü çalışan gençlerin ölüme meydan okurcasına yürüttüğü faaliyete yıllardır bölgedeki askeri sınır birlikleri göz yumuyor.

SADECE 3'Ü EVLİ

Hayatını kaybedenler arasında köy korucuları da var. Sadece 3’ü evli. 13 yaşında bir çocuğun bulunduğu 15 ile 20 yaş arasındaki gençlerden oluşuyor. Her iki köyden hayatını kaybedenlerden 29’u akraba ve soyadları Encü. Vefat eden 36 kişinin isimleri şöyle: Seyit Enç, Özcan Uysal (15), Mehmet Encü, Nevzat Encü, Hamza Encü, Şervan Encü, Cemal Encü (15), Osman Encü, Şivan Encü, Bilal Encü, Mehmet Ali Tosu Nadir Alma, Mah Encü, Salih Encü, Hakiki Encü, Yüksel Ürek, Salik Ürek, Serhat Encü, Adem And, Savaş Encü, Selahattin Encü, Bedran Encü, Hüseyin Encü, Aslan Encü, Cevat Encü, Erkan Encü, Selman Encü, Orhan Encü, Fadıl Encü, Vedat Encü, Cihan Encü, Fikret Encü, Hüseyin Encü, Erkan Encü, Zeydin Encü, Çetin Encü.

Olayın duyulmasının ardından köylüler kazma ve küreklerle ceset aradı. Çoğunluğu yanmış ve tanınmayacak hale gelen cansız bedenler, dağlık alandan köye yakın bir düzlüğe katır sırtında getirilirken gözyaşları ve Kürtçe ağıtlarla karşılandı. Cenazelerin otopsi işlemleri için Malatya Adli Tıp Kurumu’na götürülmek istenmesine ise yakınları karşı çıktı. Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla otopsinin Şırnak’ın Uludere ilçesinde gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Bunun üzerine çevre illerden Adli Tıp uzmanları helikopterlerle buraya getirildi.

BDP'YE GÖRE 'ALENİ KATLİAM'

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, olayın ‘aleni bir katliam’ olduğunu ileri sürdü. Demirtaş, “Son MGK’da operasyonlar konuşulmuş. Yaşanan bu olaydan MGK’nın tüm üyeleri sorumludur” dedi. Demirtaş, çok büyük bir acı yaşandığını, BDP olarak 3 günlük yas ilan ettiklerini açıkladı. BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak da “Bize ‘yanlışlıkta oldu’ demeye kalkışmayın. Bu insanlık ve savaş suçudur. Bu ülkenin topraklarını pervasızca bombalayarak, kendi vatandaşını parçalayarak savaş kuralları ayaklar altına alınmıştır” görüşlerini savundu. BDP’den yapılan yazılı açıklamada ise “Uludere katliamı Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın 1943’te Van’ın Özalp ilçesinde 33 köylüyü kurşuna dizdirdiği katliamın bir benzeridir. Ne yazık ki tarih, o katliamcı zihniyet 68 yıl aradan sonra bir kez daha tekerrür etmiş ve bu kez Şırnak Uludere’de yaşanmıştır. En büyüğü 20 yaşında olan 35 çocuk ve genç hunharca katledilmiştir. Şimdi bu katliama bir kılıf uydurulmaya çalışılmaktadır. Genelkurmay’ın resmi açıklaması tümüyle bu katliamın üstünü örtmeye yöneliktir” denildi.

Zaman
Yayın Tarihi : 30 Aralık 2011 Cuma 13:57:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?