AB KOmisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, AB'nin bugün çok önemli kararlar aldığını belirterek, "Türkiye'nin üyeliği AB'de ikinci büyük din olan İslam'ın demokrasi ve insan hakları gibi Avrupalı değerlerle uyumlu olduğunu gösterecek" dedi.

AB Genel İşler Konseyi'nin ardından Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja, AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana ve AB Komisyonu'nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero-Waldner ile ortak basın toplantısı düzenleyen Olli Rehn, Türkiye ve Ankara Protokolü ile ilgili alınan kararların büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Gerçek dengeyi sağladık. Çok iyi ölçülmüş bir karar aldık" diye konuştu.

Alınan kararlarla Türkiye'nin AB üyelik sürecinde "yerine getirmediği yükümlülüklerin karşılıksız kalmadığını" ve aynı zamanda Türkiye'nin üyelik sürecinin canlı tutulduğunu anlatan Rehn, böyle bir sonucun AB ve Türkiye'nin karşılıklı çıkarlarına hizmet ettiğini dile getirdi.

Türkiye'nin, Ek Protokol'den kaynaklanan yükümlülüklerini AB Komisyonu'nun 2007, 2008 ve 2009 yıllarındaki olağan ilerleme raporlarında izlemesinin kararlaştırıldığını ve "özel bir randevuya gerek duyulmadığını" vurgulayan Rehn, şunları kaydetti:

"AB'nin demokratik ve istikrarlı Türkiye'ye ihtiyacı var. Türkiye, bölgesinde demokrasinin çıpasını belirliyor. Türkiye'nin üyeliği AB'de ikinci büyük din olan İslam'ın demokrasi, insan hakları ve Avrupalı değerlerle uyumlu olduğunu gösterecek."

Bu arada basın toplantısında soruları yanıtlayan Finlandiya Dışişleri Bakanı Tuomioja, Türk Genelkurmayı'ndan yapılan bazı açıklamaların Türkiye'nin iç işi olduğunu söyledi. Tuomioja, "Demokratik yollarla seçilmiş, TBMM'ye karşı sorumlu olan hükümetle temas kuruyoruz" dedi.

Tuomioja, "Türkiye'nin yazılı bir öneri sunması ya da bazı limanlarını açması durumunda ne olacağı" sorusuna, "Ankara Protokolü'nün tam uygulanması gerekiyor. Bu da masada değil. Olumlu adımlara olumlu tepki veririz" yanıtını verdi.

Türkiye hakkında alınan kararların kimileri tarafından "çok ağır", kimileri tarafından da "çok zayıf" olarak nitelendirildiğini belirten Tuomioja, sonuçta bir uzlaşı yakalandığını ve herkesin yüzde yüz memnun kalmasının olanaksız olduğunu vurguladı.

KKTC üzerindeki izolasyonların hafifletileceği mesajını veren Tuomioja, AB Konseyi'nin Annan Planı'nın referanduma sunulmasının ardından 2004 yılında bu yönde aldığı kararların "tamamlanmamış iş" olarak görüldüğünü ve yaşama geçirileceğini dile getirdi.

Bununla birlikte Türkiye'nin Ek Protokol yükümlülükleriyle AB'nin KKTC'ye doğrudan ticaret yükümlülüğünün "birbirinden bağımsız olduğunu" savunan Tuomioja, bugünkü toplantıda, "Türkiye'nin AB'ye giriş olasılığını hiç kimsenin (hiçbir ülkenin) sorgulamadığını" sözlerine ekledi.