16
Haziran
2025
Pazertesi
GÜNCEL

Rejimin güvencesi kim?

Başbakan Erdoğan’ın ‘Emniyet teşkilatımız rejimin sarsılmaz güvencesidir’ şeklindeki sözlerine bazı aydınlar ‘Polis rejimin, asker sınırın güvencesidir ‘ derken, bazıları ‘Rejimin gerçek güvencesi halktır’ görüşünde

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü Polis Eğitim ve Kongre Merkezi’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Emniyet teşkilatımız hem hukuk sisteminin, hem demokrasinin hem de daha genel anlamda rejimin sarsılmaz bir güvencesidir. Adeta bir sigortasıdır” yönündeki sözlerine ilişkin tartışmalar sürüyor.
Mehmet Altan ve Cengiz Çandar, Başbakan Erdoğan’ın açıklamasına, ‘Polis rejimin, asker sınırların güvenliğini sağlar’ diyerek destek verirken, Murat Belge ve Oral Çalışlar, “Rejimin teminatı ne asker ne de polistir. Halktır” dedi.

Prof. Dr Mehmet Altan (Star Gazetesi Yazarı) :
Polis rejimin, asker sınırın güvencesidir
Bu sözlerin polis-asker kavgasına dönüş-türülmüş olması Türkiye’nin hangi düzeyde olduğunu gösteriyor. Oysa bunu tartışmak için meseleye kavramsal açıdan bakmak gerek. Bizde rejimin teminatı olarak asker görmek isteyenler var. Askeri yetkililerin iç düşman - dış düşman ayrımı var. Demokratik hiçbir ülkede olmayan bir yaklaşım. Ama ‘suçlu vatandaş’ ile ‘dış düşman’ arasındaki farkı ortaya koymak gerekir. Yani tartışma ‘suçlu vatandaş’ ile ‘dış düşman’ arasındaki ayrımda yatıyor.
Türkiye’de bunu yerine oturtmak için suçlu vatandaşla iç düşman ayrımına bakmak lazım. Bir vatandaş düşman olmaz, psikolojik savaş yapılmaz. Din, dil, ırk ayrımına tabi tutulmaz. Düşman dışarıdan gelen bir tehlike ve orduyu ilgilendiren bir konuysa, suçlu da polisi ilgilendirir. Bir demok-ratik rejimi ve sistemi hukuksal mevzuat ve uygulamaları belirlediği, gerçekleştirdiği için; polis rejimin, asker sınırların güvenliğini sağlar.

Cengiz Çandar (Radikal Gazetesi Yazarı):
Tartışma militer zihinlerin eseri
Bu açıklamada ben bir anormallik görmedim. Çünkü rejimin niteliği ne olursa olsun, o rejimin güvencesi o ülkenin güvenlik güçleridir. Güvenlik güçleri deyince de öncelikle sivil demokratik ülkelerde akla polis gücü gelir. Ordu o ülkenin sınırlarını saldırılara karşı korumak için var olan bir dış güvenlik gücüdür. Esas olarak. Türkiye’de bu kadar olağan karşılanması gereken bir açıklamada böylesine bir tartışma olması militer zihinlerin, militer bir şekilde betimlenmiş zihinlerin eseridir.
Militerlik sadece üniformayla olmuyor. Kıyafeti sivil olanların beyinlerinde var olan militerlik daha önemli. Bu tartışmaya yol açan da zaten bu. Bu kafayla Türkiye ‘farklı’ ülke olmaktan çıkmaz. Oysa demokratik değerler, ülkelerin farklılığına göre oluşmaz. Onlar sınır tanımayan, aşan değerlerdir.

Oral Çalışlar: (Radikal Gazetesi Yazarı):
Bir rejimin gerçek teminatı halktır
Bir rejimin teminatı ne asker ne de polistir. Eğer bu rejim demokratik bir rejim ise onun gerçek ve tek bir teminatı vardır o da halktır.
Ama ne yazık ki bugüne kadar halkın iradesi bu rejime egemen olamadı. Bu yüzden halk iradesi yerine, polis iradesi asker iradesi öne çıkarılıyor.
Türkiye’de problem otoriter rejim olması. Otoriter bir rejim olduğu için de sürekli güvenlik güçleri öne çıkıyor. Gelişmiş, demokratik bir ülkede ne polis ne de asker öne çıkar.
Türkiye’de otoriter bir siyaset ve rejim anlayışı egemen olduğu için teminat güvenlik güçlerine bırakılıyor. Askeri mahkemelerin sivilleri yargılamaması gereken rejimlere demokratik rejim denir. Bu tür demokratik rejimlerde asker polisin, polis askerin dengesi değil.

Murat Belge (Taraf Gazetesi Yazarı):
Sigorta toplumun kendisidir
Rejimin, demokrasinin sigortası, güvencesi aslında toplumun kendisidir. Ama her toplum sonuçta ayak işlerini halletmek için asker, polis gibi güvenlik kuvvetleri kurar. Bu bütün dünyada böyledir. O çerçevede bunların herhangi birisi için ‘güvenliğimiz açısından lazımdır’ demek yanlış bir laf değil. Türkiye’deki tuhaflık, polis diyerek askeri dışlıyorsun, asker diyerek polisi dışlıyorsun çünkü burada bölünmüş bir toplum var ve bölünme kavgası var.
Siyasetçiler de rejimin güvencesi diye silahlı adama referans vermek gereğini duyuyor. Ben ne polise ne de askere güvence diyebilirim. Yargı için bu ifadeyi kullanmak isterdim ama Türkiye’de ona da böyle bir şey diyemem... Onun için hâlâ daha olgunlaşmamış olmasına rağmen toplumdan başka güvenilir bir güvencem yok.
 

Milliyet
Yayın Tarihi : 1 Temmuz 2009 Çarşamba 18:48:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet IP: 88.253.91.xxx Tarih : 1.07.2009 22:13:56

rejimi koruyabilmesi için tarafsız olaması gerekli ama polis boğazına kadar siyasetin içersine batmış bir kurum bütün atamaları yönetime gelen siyasetçiler yapıyor siyasetçileride malesef amerika seçtiriyor yani ne zaman türkiye insanı amerikanın baskısı ve avrupanın baskısı olmadan hür iradesi ile bir seçim yapar seçilen siyasiler ve ona bağlı bakanlar bakanlara bağlı polis teşkilatı rejimin güvencesi olur ama  ama o gün bu gün değil ve ileride de olacak gibi görünmüyor  rejimin güvencesi yasalar anayasa ve yargı olmalıydı ama bu günlerde o da aynı polis teşkilatı gibi fettullah gülenin talebelerinin eline geçmiş durmda şu anda rejimimizin hiç bir güvencesi yok