15
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

Rüşvet ve şike kabul edilebilir

Odak Araştırma Grubu'nun, "Etik Algılar Araştırması" sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre, üniversite mezunları, kişinin kendisinin ve ailesinin menfaati için rüşvet verme davranışını büyük oranda 'asla kabul edilemez' bulurken, rüşvet vermesini en çok onaylayanlar lise mezunları oldu.


Davranışlara yön veren temel ahlak kurallarının dağılımı konusunda en büyük payı din alırken, araştırmaya katılan Galatasaraylıların yüzde 6.5'i, Fenerbahçelilerin yüzde 5.1'i ve Beşiktaşlıların ise yüzde 3'ü takımlarının şike ile maç kazanmasını 'kabul edilebilir' olarak gördü.


Odak Araştırma Grubu'nun "Seçmen Profili ve Siyasi Tercihler Analizi" ile "Cumhuriyet ve Demokrasi" araştırmalarının ardından önemli toplumsal projelerden biri olan "Etik Algılar Araştırması" sonuçları açıklandı.

Bilimsel yöntemlerle Türkiye genelinde toplumun, sosyal ve demografik özellikleri esas alınarak etik/ahlaki yargılarının irdelendiği araştırma, Genel Müdür ve eski Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) Başkanı Mehmet Sıdık Ensari, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cengiz Yılmaz, Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. T. Sabri Erdil ve Gebze İleri Teknoloji Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Lütfihak Alpkan ile 4 öğretim üyesinin içinde bulunduğu toplam 10 uzmandan oluşan ekip tarafından gerçekleştirildi.


Yapılan araştırmada, davranışlara yöne veren temel ahlak kurallarının dağılımı konusunda en büyük payı yüzde 47.32'lik payla din ilk sırayı alırken, yasalar 21.87'le ikinci sırayı aldı.

Gelenek ve törenin yüzde 11.83'te kaldığı araştırmada, evrensel değerler yüzde 10.22 ve ideoloji/siyasal görüş etkeni ise yüzde 8.76'da kaldı. Ancak kentte yaşayan bireylerin ahlaki yargılarını yönlendiren referanslar kırsala göre farklılaşırken, dini referansın kentte etkisinin az olduğu, yasaların kırsala göre kentte
daha belirleyici olduğu görüldü.


Bölgelere göre, davranışlara yön veren temel ahlak kuralları arasında din etkeni, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 60.9, İç Anadolu Bölgesi'nde yüzde 57.8, Karadeniz Bölgesi'nde yüzde 53.2, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 48, Marmara Bölgesi'nde yüzde 45, Akdeniz Bölgesi'nde yüzde 40.9 ve Ege Bölgesi'nde yüzde 31.6 oranında seçildi. Yasaların etkisi ise bölgelerdeki yüzde dağılımın tam aksine, Ege Bölgesi'nde yüzde 28.1, Akdeniz Bölgesi'nde yüzde 26.2, Marmara Bölgesi'nde yüzde 23.6, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 20.7, Karadeniz Bölgesi'nde yüzde 20.2, İç Anadolu Bölgesi'nde yüzde 17.2 ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 11.6 oranında yer aldı.


Araştırmaya göre, "din" etkenin, çiftçi, ev hanımı, esnaf gibi kesimlerde ağırlı olduğu gözlenirken, yasaların en çok sanayiciler üzerinde etkili olduğu belirlendi.

RÜŞVETİN "HOŞ" GÖRÜLDÜĞÜ DURUMLARIN ANALİZİ
Araştırmaya katılanlara yöneltilen, "Kişinin bazı şartlar altında rüşvet vermesinin ne ölçüde hoş görülebileceği" yönünde soru üzerine ise şu tablo ortaya çıktı:


"Cinsiyet açısından kıyaslamalar; erkeklerin yüzde 19.8'i ülke menfaatleri için rüşvet verme konusunda 'kabul edilebilir' ve 'kesinlikle yapılmalı' derken, kadınlarında bu oran yüzde 10.8 oldu.


Yaş açısından kıyaslamalar; kişinin çalıştığı kuruluşun menfaati için rüşvet vermesine 18-24 yaş grubundakilerin yüzde 5.8'i 'yapılabilir' derken, 55 yaş ve üzeri grubun ancak yüzde 2.7'si 'yapılabilir' dedi.


Hane geliri açısından kıyaslamalar; 351-500 YTL arasında hane geliri olan katılımcıların yüzde 5.7'si kişinin kendi ve ailesinin menfaati için rüşvet verme davranışının kabul edilebilir olduğunu belirtirken, bu 2 bin 501-5 bin YTL gelir grubunda yüzde 14.5'e çıktı. Hane geliri 351-500 YTL arasında olan katılımcıların yüzde 12.5'i kişinin ülke menfaatleri için rüşvet vermesinin kabul edilebilir olduğunu ifade ederken, bu oran 2 bin 501-5 bin YTL gelir grubundakilerde yüzde 32.2 olarak görüldü. Kişinin çalıştığı kuruluşun menfaati için rüşvet vermesi 351-500 YTL arası hane gelirine sahip olanlarda yüzde 2.5 oranında kabul edilebilir bulunurken, bu oran 2 bin 501-5 bin YTL gelir grubundakilerde yüzde 14.5 olarak gözlendi.


Eğitim seviyesi açısından kıyaslamalar; üniversite mezunları, yüzde 76.9'la kişinin kendisinin ve ailesinin menfaati için rüşvet verme davranışını 'asla kabul edilemez ve yapılmamalıdır' şeklinde niteleyen en büyük grup oldu. Kişinin kendi ve ailesinin menfaati için rüşvet vermesini en çok onaylayanlar ise yüzde 9.9'la lise mezunları oldu.
Meslek grupları açısından kıyaslamalar; beyaz yakalıların yüzde 9.9'u kişinin kendi ve ailesinin çıkarı için rüşvet vermesini onaylarken, ev hanımlarında bu oran yüzde 5.5 oldu. Ülke menfaatleri söz konusu olduğunda bu oran ev hanımlarında yüzde 11.5'e, beyaz yakalılarda ise yüzde 20.4'e çıktı.


Yerleşiklik açısından kıyaslamalar; ataları ve kendileri uzun yıllardır aynı yerde yerleşik olanların kendi ve aile menfaati için rüşvet vermeye karşı hiçbir hoşgörüleri yokken, yaşadıkları yöreye yeni yerleşenlerin hoşgörüsünün biraz daha fazla olduğu gözlendi."


"Ülke menfaati için verilen rüşvetin hoş görülmesi", bölgelere göre dağıtıldığında Akdeniz Bölgesi'nin yüzde 19.7 ile birinci, İç Anadolu Bölgesi'nin yüzde 18.3'le ikinci olduğu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 60.9, İç Anadolu Bölgesi'nin ise yüzde 8.6 oranla son sırada yer aldığı belirtildi.


Öte yandan yerleşim yerlerine göre, rüşvet almaya bakış oranı ölçüldüğünde, kırsal kesimlerin yüzde 69.6'sı bunu 'dinen günah' olarak bulurken, kentsel kesimde ise katılımcıların 67.5'i bunun 'kanunen yasak' olduğu görüşünde birleşti.


Rüşvet alma davranışı bölgelere göre incelendiğinde, Doğu Anadolu Bölgesi yüzde 2.3 oranında 'hiçbir sakıncası yoktur' derken, Karadeniz Bölgesi'nden hiçbir katılımcının bu yönde cevap vermediği görüldü.

TAKIM TUTKUSU İÇİNDE ŞİKEYE "HOŞGÖRÜ" EĞİLİMİ
Yapılan araştırmada, milli takımın şike ile maç kazanması eğitim seviyesinin yükseldikçe daha yüksek oranda 'kabul edilebilir' bulunduğu tespit edildi. Araştırmaya göre, katılımcıların yaşları arttıkça milli takımın şike ile maç kazanmasına hoş görünün azaldığı gözlendi. Ezeli rekabet içinde yer alan 3 büyüklerin tarafları arasında Galatasaraylılar'ın yüzde 6.5'i, Fenerbahçeliler'in yüzde 5.1'i ve Beşiktaşlılar'ın ise yüzde 3'ü takımlarının şike ile maç kazanmasını 'kabul edilebilir' olarak gördü.

EN BEĞENİLEN AHLAKİ SÖYLEM: "AHLAK OLMAYAN YERDE KANUN BİR ŞEY YAPAMAZ"
En beğenilen etik/ahlaki söylemlerin başında yüzde 52.7 ile Napolyon'a ait olan "Ahlak olmayan yerde kanun bir şey yapamaz" sözü geldi. Bu sözü, İsmet İnönü'nün "Bir ülkede namuslular da namussuzlar kadar cesur olmadıkça o ülke kurtulamaz" cümlesi takip ederken, "Anayasa bir kere delinmekle bir şey olmaz" sözü ise yüzde 0.7 ile son sırada yer aldı.


Genç Parti'lerin (GP) yüzde 43.3'ü, Milliyetçi Hareket Parti'lilerin (MHP) yüzde 38.5'i, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) seçmenin ise yüzde 34.8'i, "Bir ülkede namuslular da namussuzlar kadar cesur olmadıkça o ülke kurtulamaz" sözünü; yüzde 54.2 AK Parti'li seçmen ile yüzde 53.7 Doğru Yol Partisi (DYP) seçmeninin "Ahlak olmayan yerde kanun bir şey yapamaz" sözünü genel ortalamanın üzerinde benimsediği belirlendi.


"Ahlak olmayan yerde kanun bir şey yapamaz" sözünü ortaokul mezunları yüzde 45 oranında tasvip ederken, İnönü'nün sözünü ise üniversite mezunlarının yüzde 34.7'si benimsedi.


Etik olmayan çeşitli davranışlarla ilgili yargılar ve kaynaklarının da analiz edildiği araştırmada, katılımcıların yüzde 6.7'si namus cinayeti için 'hiçbir sakıncası yoktur' derken, yüzde 58.1'lik kesim namus cinayetini 'dinen günah' olarak nitelendirdi. Berdeli 'normal' karşılayanların oranı yüzde 2.7'yi bulurken, yüzde 42'lik bir kesim ise bunun 'dinen günah' olduğunu belirtti.

ARAŞTIRMA ALANI VE KAPSAMI
Ana kitlesini 18 yaşın üzerinde kır ve kentlerde yaşayan tüm seçmenlerin oluşturduğu araştırmada, Türkiye genelinde tüm yerleşim birimlerini temsil edecek şekilde örnek bir kitle seçildi. 31 Mart-12 Nisan 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırmaya, Adana, Ağrı, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kocaeli, Konya, Manisa, Mardin, Samsun, Trabzon, Van ve Zonguldak illerinde ve bu illere bağlı 85 ilçe, 431 mahalle, 39 köyden tesadüfi olarak katılanlar yer aldı.


Yüzde 65'inin kent, yüzde 35'inin ise kırsal kesimde yaşayan ana kitleye karşılık yüzde 68.3 kentten, yüzde 31.7 oranında ise kırsal kesimden örneklem seçildi. Seçilen gruplar içinde 18-24 yaş arası yüzde 21.5, 25-34 yaş arası yüzde 28.9, 35-44 yaş arası yüzde 19.8, 45-54 yaş arası yüzde 16.3 ve 55 yaş ve üzeri için de yüzde 13.4'lük pay ayrıldı.


Araştırma grubunun yüzde 53.9'u erkeklerden oluşurken, kadınlar ise yüzde 46.1'lik dilimde yer aldı. Araştırma grubunun yüzde 64.9'u evlilerden, yüzde 31.8'i bekarlardan, yüzde 3.6'sı ise boşanmış vatandaşlardan oluştu.
TÜİK 2000 genel nüfus sayım verileri ile TÜİK 2005 bütçe anket sonuçlarına göre, seçilen örneklemin kent-kır dağılımı ve demografik profil açısından Türkiye ana kitle oranları ile örtüştüğü görülüyor. Yüzde 35.1'ini lise mezunu, yüzde 32.5'ini ilkokul mezunu, yüzde 14.5'ini üniversite mezunu, yüzde 14.2'sini ortaokul mezunu, yüzde 3.7'sini ise diplomasız kesim oluşturdu.

İHA
Yayın Tarihi : 25 Eylül 2007 Salı 23:33:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?