1909 sayfalık 2. Ergenekon iddianamesi incelendikçe yeni iddialar ortaya çıkıyor. İddianameye göre emekli Albay Uğur, ihale alabilmek için bürokratları İstanbul’a getirtip lüks otel odalarında pahalı hayat kadınlarıyla buluşturuyordu
Ergenekon iddianamesinde, eski Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı Teknik İstihbarat Daire Başkanı Atilla Uğur’un Ergenekon’a gelir getirici faaliyetlerde bulunduğu ve bu amaçla ihaleleri almak için yetkililere lüks otellerde pahalı hayat kadınları “tedarik ettiği” iddia edildi. İddianamede Zırh Güvenlik Şirketi adı altında bir şirket kuran Uğur’un askeri ve kamu ihalelerini takip ederek ihaleleri bir şekilde almaya gayret ettiği belirtilerek şöyle denildi:
Kadın ikramlı ihale pazarlığı
“Bu konuda yetkili kişileri dahi İstanbul’a getirtip lüks otel odalarında pahalı hayat kadınlarını tedarik etmek suretiyle resmi ihaleleri yeterlilikleri olmamasına rağmen aldığı ve bu yönüyle ihaleleri takip ettiği, hatta A.A isimli yüksek rütbeli askeri şahısla yaptığı görüşmelerde bir ilçenin duble yol yapımıyla alakalı olarak kendisine ’Bu işten anlar mısın?’ dediklerinde ’Bizim yapamayacağımız iş yoktur’ diyerek bu ihaleyi de almaya çalıştığı anlaşılmıştır. Kendi ilgi alanı olmamasına rağmen ihaleyi almak için yüksek rütbeli askeri şahıs vasıtasıyla yetkili mahalli idare amirleriyle kendisinin görüştüğü, karşılığında telefon görüşmelerine yansıyan lüks otellerde sabaha kadar kalacak hayat kadınları ayarlandığı belirlenmiştir. Uğur’un Ergeneken örgütü bağlantılarını kullanmak suretiyle örgütün amaçları doğrultusunda gelir getirici eylemler içinde bulunduğu anlaşılmıştır.”
İddianamede, Uğur’un yanında çalışan Barbaros Hayrettin Altıntaş’ın çok sayıda telefon görüşmesi kaydına da yer verildi. Bu kayıtlarda Uğur’un sağ kolu olmakla suçlanan Altıntaş, “Mama” dedikleri, Gizem isimli bir kadından 600 dolara sabaha kadar kalacak 2 kadın göndermesini istiyor:
Sabaha kadar 500 dolar
Altıntaş: Şimdi bir arkadaş lazım da, bir misafirlerimiz var bizim. Sabaha kadar kalacak. Ne kadar olacak ücreti?
Gizem: Vallahi beş yüz dolar. Canım kız çok güzel yani nasıl çok sabaha kadar yani kalacak. Ee siz ne kadar veriyorsunuz yani?
Altıntaş: Vallahi üç yüz, üç yüz elli dolar dedik, yani öyle dedik o taraf biz yani dediği
Gizem: Vallahi bak size bir şey söyleyimmi , bu kız eksport bir kız yani anladınız mı, yani öyle sabaha kadar beş yüz dolar, saat düşünsenize dokuz on gibi gelecek, saat dokuz gibi gidecek yani...
Telefon kayıtlarına göre, lüks bir otel odasında misafiriyle birlikte kadınları bekleyen Uğur ise sık sık Altıntaş’ı arayarak kadınların gelip gelmediğini soruyor. Ancak bu kadınlar trafikte takılıp gelemeyince Altıntaş zor durumda kalıyor ve başka bir kadın satıcısından kadın buluyor. Kayıtlarda Altıntaş, Uğur’a “Kürşat” diye hitap ediyor.
Abdullah Öcalan’ı İmarlı’da sorgulayan ekipteydi
Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ı İmralı adasında sorgulayan ekibin başındaki emekli Jandarma Kıdemli Albay Atilla Uğur da İstanbul’a gözaltına alındı. Emekli Albay Atilla Uğur’un Şam’da askeri ateşe olarak görev yaptığı dönemde PKK lideri Abdullah Öcalan ile aynı apartmanda kaldığı da iddia edialar arasında. Ankara ve Diyarbakır’da Jandarma İstihbarat Teşkilatı grup komutanlığı yapan Uğur, Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı görevini de yürütmüştü. Muvazzaflığı sırasında istihbaratçı olan Uğur’un aralarında Mustafa Balbay’ında bulunduğu birçok kişiyle yaptığı görüşmeyi gizlice kaydettiği ileri sürülüyor.
‘Ersöz, gazeteci Poyraz’a imzayla para verdi’
2. İddİanamede yazar Ergun Poyraz’a istihbarat amaçlı araştırmalarda kullanması amacıyla Jandarma İstihbarat Başkanlığı tarafından değişik dönemlerde verilen paralara dair bilgi de yer aldı. İP Genel Merkezi’nde yapılan aramalar sırasında ele geçirilen “Ergün Poyraz’ın-Jitem’den Aldığı Para” isimli klasörde bulunan tutanaklarda Poyraz’a 18.12.2003’te 750 Milyon TL, 02.06.2004’te de 200 Dolar verildiği belirtiliyor. Poyraz’a verilen bu paraların Jandarma İstihbarat Başkanı Tuğgeneral Levent Ersöz imzası ile Poyraz’a teslim edildiği de kaydediliyor.
2. İddianame’ye 1. Ordu eski Komutanı emekli Org. Hurşit Tolon’da ele geçirilen “gizli belgeler” ile ilgili Savcılık ve Genelkurmay arasında yaşanan görüş ayrılığı da yansıdı. Gözaltı sırasında Tolon’da ele geçirilen “gizli belgeler” savcılar tarafından Genelkurmay’a sorulmuştu. İddianamede yer alan bilgilere göre Genelkurmay, ele geçirilen belgelerin “gizliliğinin kalmadığını” ve “güncelliğini yitirdiği”ni belirtse de, soruşturma savcıları tersi yönde kanaat bildirdi. İddianamede şöyle denildi: “Şüphelide (Hurşit Tolon kastediliyor) ele geçen gizli belgelerin bir kısmı için Genelkurmay Başkanlığı askeri savcılığınca bugün itibariyle gizliliği kalmamıştır veya güncelliğini yitirmiştir denmiş ise de şüphelinin bu belgeleri elde ettiği tarih itibariyle gizli ve güncel olduğu, bu sebeple gizli bilgi ve belgeleri ele geçirmek suçunu da işlediği anlaşılmıştır.”