15
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

Şehit Kubilay 77. yılında anıldı

Devrim şehidi, Asteğmen Kubilay, katledilişinin 77’nci yıl dönümünde Anıtı başında anıldı.

Kubilay için sabah saat 10.00’da İstasyon Meydanında toplanan vatandaşlar, buradan Kubilay Anıtı’nın bulunduğu tepeye yürüdü. Kubilay’ın Anıtı’nda düzenlenen törene, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Necdet Özel, Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök, İzmir Valisi Cahit Kıraç, Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, CHP İzmir Milletvekili Kıvılcım Kemal Anadol’un yanı sıra, çok sayıda üst rütbeli subay ve vatandaşlar da katıldı.

Anıtı’na çelenk konulmasıyla başlayan törende, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından mesajlar okundu.

Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, Menemen Kaymakamı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini temsilen üst rütbeli subay konuşmalarını yaptı. Törende, askeri öğrenciler sırasıyla önce, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni sonra da “Türk Gencinin Atatürk’e Cevabı” nı okudular.

Konuşmaların ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Kubilay’ın şehit edilmesiyle ilgili yayınladığı mesaj okundu. Törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın mesaj göndermedi.

Öte yandan, şehit Asteğmen Kubilay anısına düzenlenen “Cumhuriyet Şehitleri Ulusal Koşusu”nda dereceye girenlere de ödüllerini, İzmir Valisi Cahit Kıraç ve Ege Ordu Komutanı Orgeneral Necdet Özel verdi.

BÜLENT ECEVİT BULVARI

Öte yandan, törenlerin ardından Menemen Belediyesi’nin eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in adını verdiği bulvarın açılışı da yapıldı. Açılışı, yargı kararıyla yeniden CHP’ye katılan Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin ve DSP Genel Başkanı Zeki Sezer birlikte gerçekleştirdi.

anka
Yayın Tarihi : 23 Aralık 2007 Pazar 13:33:11


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
İBRAHİM ÇAKICI IP: 78.176.116.xxx Tarih : 23.12.2007 18:17:10

Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu. Kubilay bir Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında 24 yaşında iken, İzmir'in Menemen İlçesinde askerlik görevini yapıyor. Bundan tam 77 yıl önce, 23 Aralık 1930 sabahı Menemen'de irticaî bir isyan meydana geliyor. Sabahın erken saatlerinde başlarında Derviş Mehmet isimli bir yobaz olmak üzere dördü silahlı, altı kişi belediye meydanında tekbir getirerek dolaşmaya başlıyorlar. Daha sonra "Biz şeriat ordusuyuz" diye bağırarak Müftü Camii'ne giriyorlar. Camiye giren bu grup üzerinde dini ibareler yazılı bir bayrakla, camide bulunanları ve merakla cami önünde toplananları birlik olmaya davet ediyorlar. Elebaşıları olan Derviş Mehmet adlı salyalı yobaz camiide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıtıyor ve dini korumaya geldiklerini söylüyor. Arkalarında 70 bin kişilik halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini tebliğ ediyor. Derviş Mehmet halka hitap ederek: "Ey Müslümanlar, ne duruyorsunuz; Halife Abdülmecit hududa geldi, Sancak-ı Şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim" diye bağırıyor. Daha sonra Derviş Mehmet ve arkasına takılan yobazlar, ellerindeki üzerinde dini ibareler bulunan yeşil bayrağı alıp uzunca bir sopaya takıyorlar. Yoldan geçen birine de meydanda bir çukur kazdırıp bayrağı oraya dikiyorlar. Yobazlar bayrağın çevresinde dönmeye, hep birlikte tekbir getirip zikrederek bağırıyorlar: "Şapka giyen kâfirdir. Yakında yine şeriata dönülecektir... Bize kurşun işlemez..." Bunun üzerine yöre ahalisinden de bir alkış kopuyor... Çok geçmeden olup bitenler, ilçedeki Askeri birliğin kulağına gidiyor. Alay komutanı, Cumhuriyet öğretmeni yedeksubay Kubilay'ı bir manga askerle birlikte olay yerine gönderiyor. Kubilay ve emrindeki askerlerin silahlarında mermi yok. Süngülerini takıp olay yerine gidiyorlar. Kubilay, kimsenin bu işten zarar görmemesini ve kan akmamasını istiyor. Bunun içinde emrindeki askerlerini meydanın girişinde bırakıyor ve gözlerini kan bürümüş, "Şeriat" çığlıkları atan yobazların karşısına tek başına dikilip, kan dökülmesini istemediğini ve bunun içinde teslim olmalarını istiyor. Daha Kubilay'ın son sözleri dudaklarından ayrılmadan bir silah sesi duyulur. Silahını ateşleyen bir yobazın kurşunu, silahında mermisi bile olmayan yiğit Kubilay'ı yaralayıp yere düşürüyor. Hemen ayağa kalkan Kubilay güç bir hamle ile doğruluyor ve camii avlusuna doğru kaçıyor ama yarası ona daha fazla müsaade etmiyor ve tekrar yere düşüyor... Çevredeki kalabalık bu olayı sadece seyrediyor... Derviş Mehmet ve yobaz arkadaşları o sırada Kubilay'ın başına çöküyorlar. Derviş Mehmet çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkarıyor ve yaralı yedeksubay yiğit Kubilay'ın başını orada kesip gövdesinden ayırıyor. Kin ve nefret yobazların gözlerini öylesine bürümüş ki, tekbir sesleri ile kesik baştan akan kanı içiyorlar. Derviş Mehmet yiğit Kubilay'ın kesik başını saçlarından tutup havaya kaldırıyor... Ve tekbir sesleri çınlatıyor meydanı... Yiğit Kubilay'ın kesik başını ellerindeki yeşil bayrağın sopasına geçirmeye çalışıyorlar ama bir türlü başaramıyorlar. Bunun üzerine oradan geçen biri kendilerine ip getiriyor ve kesik başı yeşil bayrağın sopasına ip ile bağlıyorlar... Şehit Kubilay'ın kesik başı meydanda bir sancak gibi dururken... Tekbir sesleri yükseliyor ve "Ey ahali, din elden gidiyor" çığlıkları Menemen'de yankılanıyor. Silah seslerini ve tekbirleri duyan bir mahalle bekçisi koşarak olay yerine yetişiyor. Bekçi Hasan belindeki silahını ateşleyip yobazlardan birini yaralıyor. Hemen ardından da yobazların açtığı ateş sonucu Kubilay'ın başucunda bekçi Hasan da şehit ediliyor. Arkadaşının yardımına koşan bekçi Şevki de yine yobazların silahından çıkan kurşunlarla şehit ediliyor... Menemen meydanında üç şehit kanlar içinde yatıyor ve Kubilay'ın kesik başı yeşil bayrağın sopasında bir sancak gibi dalgalanıyor... Bu manzara yobazları mutlu ediyor...Bu sırada askerler olay yerine yetişiyorlar. Komutan bu manzaranın karşısında irkiliyor. Ve karşısındaki yobazlara "Teslim olun" diye bağırıyor... Yobazların yanıtı kesin oluyor: "Bize kurşun işlemez." Bu sözlerinin üzerine askeri birlik ateş eder. Yobazlardan bazıları orada yere serilirken, bazıları kaçar. Daha sonra hepsi birden yakalanır. Menemen olayı, genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayıdır. Ve yiğit bir Cumhuriyet öğretmeni ile yiğit iki tane mahalle bekçisinin hayatına mal olmuştur... Hükümet sıkıyönetim ilan eder. Orgeneral Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Harp Divanı kurulur. Olaya doğrudan veya dolaylı katılan bütün sanıklar Menemen'de yargılanır. 18 gün süren yargılama sonucunda karar açıklanır: 40 kişi sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmiş, 27 sanık beraat etmiş, 41 suçlu çeşitli hapis cezaları almıştır. 36 kişiye idam cezası verilmiştir. Ancak bazılarının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrilmiştir. Sanıklardan 28 kişi, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de idam edildi. Atatürk'ün emri üzerine yobazlardan bazıları Kubilay'ın şehit edilip başının kesildiği yerde asıldı. Bir sanık sehpaya götürülürken kaçtı. İki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi. Olayın hemen ardından Menemen'de devrim şehitleri bekçi Hasan, bekçi Şevki ve yedeksubay Kubilay adına anıt dikildi. Anıtın üzerinde şöyle yazar: "İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz." Olaydan hemen sonra Atatürk, Cumhurbaşkanı ve Başkomutan olarak Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi (Çakmak) Paşa'ya 28 Aralık 1930 günü bir taziye telgrafı göndererek, Cumhuriyet'e karşı suikast tertipleyen mütecavizleri lanetlemiş ve yiğit Kubilay'ı görevini yapan şehit olarak takdirle anmıştır. Atatürk; "Hepimizin, dikkatimiz, bu meseledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkıyla yerine getirmeye matuftur. Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkureci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Beğ, temiz kanı ile Cumhuriyet'in hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır." demiştir. Laik Cumhuriyet'in genç öğretmeni, Atatürk'ün askeri Kubilay'ı, şeriatçı yobazlar tarafından şehit edilişinin 77. yıldönümünde bir kez daha saygıyla anıyoruz... İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.


Remzi CANGÜVEN IP: 88.228.239.xxx Tarih : 23.12.2007 22:19:27

YOBAZLAR TARAFINDAN HUNHARCA KATLEDİLEN,CUMHURİYET ŞEHİDİMİZ KUBİLAY'I ŞEHİD EDİLİŞİNİN 77.YILINDA DİĞER ŞEHİDLERİMİZLE BİRLİKTE ,RAHMETLE VE SAYGI İLE ANIYORUZ.TARİHİNİ BİLMEYENLERİN COĞRAFYASINI BAŞKALARI ÇİZER


ali mukan IP: 88.228.68.xxx Tarih : 23.12.2007 15:25:17

önce kubilaya allahtan rahmet diliyorum ben hiç bir zaman vatan hainlerini afetmedim etmiyecegimde fakat 77.yıldır bir kubilaydır tuturulmuş gidiyor amaçlı olarak yakın tarihte büyük paşamız allah nur içinde yatırsın eşref bitlisi kimse anmıyor hernedense ama opaşamız biraz dindar aşırı milliyetçiydi galiba bundandırki anılmakmı istenmiyor ama bir solgörüşlü öldügüzaman münferit birolayda töbeki unutulsun haaa ben ölsünmü istiyorum hayır fakat bizler bu ülkede yaşıyorsak birbirimize tahahülümüz olması lazımdır diyorum saygılarımla


ahmet akarcesme IP: 85.97.152.xxx Tarih : 23.12.2007 21:57:57

Bugunku günümüzde olduğu gibimi mesala son bi kaç yıl.Sivas Başbağlar 28 şubat ankara da patlayan bom ba yargıtay baskını 12 eyluller eşref bitlisler uğur mumcular dostlar bu olayda bence bırılerının tezgahı bu olayı şerıata mal edenler size sormak isterım Uğur Mumcuyu ( görüşlerını benımsemem ) bu ayrı ama bu insanımızı havaya ucuranlar Kahrolsun şerıat diye milletı sokağa dökmedilermı.Bu kubılay olyıda senaryolardan bırısı.bence..Hanı 28 şubatta kı muslum gündüzlerı fadıme şahınler nerde fazla uzağa gitmden mantıklı olun....Sivasta ülkemın orta yerın de sorarım size madımak ötelıne devlet 8 saat neden mudahale etmedı ya işte size kubılay lar


İBRAHİM ÇAKICI IP: 78.176.116.xxx Tarih : 23.12.2007 18:26:37

YAHU DAYANAMADIM BİR KAÇ ŞEY DAHA YAZMAM GEREK... HABERDE SAĞ-SOL DİYE BİR ŞEY VAR MI? ŞİMDİ BU ANMA TÖRENİ HABERİNE KIRMIZI GÖRMÜŞ BOĞA KIZGINLIĞI İLE BÖYLE BİR YORUM YAPIP DA ( ALİ MUKAN YORUMU ) SONRA VATANSEVERLİK TASLAMAK DA NE DEMEK OLUYOR?... TAHAMMÜL MÜ? HADİ CANIM SEN DE! ŞU YORUMUNUN NERESİNDE TAHAMMÜL VAR? DİĞER TARAFTAN RAHMETLİ EŞREF BİTLİS OLAYINDAN ŞİMDİ KOŞAR ADIM PEŞİNDEN GİTTİKLERİNİN SORUMLU OLDUĞUNU ANLAYAMACAK KADAR AYMAZ OLDUĞUNA DA İNANAMIYORUM!...