28
Mayıs
2024
Salı
GÜNCEL

'Şemdinli'dekiler Yeşil ekolünden'

Şemdinli'de yaşanan olayın Ankara bağlantısı olduğunu düşünen CHP Hakkari milletvekili Esat Canan, itirafçıların bu tür operasyonlarda kullanıldığını en üst yetkililerin de bildiğini söylüyor.

DERYA SAZAK: Hakkâri - Şemdinli'deki bombalama olaylarıyla ilgili olarak Van Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürdürülen soruşturmada henüz iddianame hazırlanmadan tahliyeler başladı. 9 Kasım'da Umut Kitabevi'nin bombalanması sonrasında ilçede çıkan olayların en önemli siyasi tanığısınız. Yaşadıklarınızı özetler misiniz?

ESAT CANAN: Bomba patladığında Yüksekova'daydım. Telefonlar üzerine ilçeye gittim. Şemdinli'deki olay gerçekten dehşet vericiydi. Pasaja atılan bombanın patlaması sonucu 1 vatandaşımız ölmüş 8 kişi yaralanmıştı. Beyaz renkli bir araç çarşının ortasında vatandaşlarca ablukaya alınmıştı. Hükümet Konağı'na gittim. Yetkililer "Araç bize ait değil" dediler.

Derin devlet kuşkusu niye doğdu?
Savcıyla araca gittik. Bagaj cephanelik gibiydi. 'Bir dosya, kimlik bilgileri ve krokiler çıktı. Hava kararmıştı. Birden panzerden ateş açıldı, mavi iz bırakan mermiler tepemizde uçuşmaya başladı.

Hakkâri'de mahkemenin serbest bıraktığı Tanju Çavuş'un ateş açması olayı var, o ne zaman?
İlk anda. Tanıklara göre Beyaz Renault pasajın önüne geliyor. Veysel Ateş'i indiriyor. İki astsubay araçta kalıyor. Ancak esnaf 1 Kasım'daki patlamanın etkisiyle aracın içindekilerden kuşkulanıyor. Araçtakiler fark edildiklerini anlayınca pasajın önünden geçip 50 metre ilerde bekliyorlar. Bombayı atan kişi aracı göremeyince telefon ediyor ve koşuyor. Kitabevi sahibi de arkasından "Bombayı atan budur yakalayın' diye bağırınca öğle vakti çarşı esnafı sivil giysili bu insanları suçüstü yakalıyor.

Failler hep belli
Kitabevi bombalanan Seferi Yılmaz'ın PKK'nın "Şemdinli sorumlusu" olduğu görüşünde ısrarlı güvenlik birimleri.
Hiç duymadım.

Güneydoğu'da şiddetin en yoğun olduğu 1991 -95 döneminde milletvekiliydiniz. Faili meçhul olaylar neden önlenemiyor?
Hep faili meçhul deniyor ama failleri belli aslında. Derin devlet dediğimiz yapılar insanları ortadan kaldırıyordu. Birileri devletin içinde "terörle mücadele" adı altında hukuk dışı bir uygulama olarak bunları yapıyor. Şemdinli'deki olay daha önce yaşanan binlerce örtülü olaylardan sonuncusudur.

Araçtaki kişilerin resmi bir görevi var mıydı?
Kara Kuvvetleri Komutanı (Orgeneral Büyükanıt), 'Ali Kaya'yı tanırım, iyi çocuktur' dedikten sonra astsubayların görevli olduklarına ilişkin açıklamalar gelmeye başladı. Önce gözaltına bile alınmadılar, deliller karartıldı. Sadece 1 kişi gözaltına alınmış. Bombayı atan itirafçı Ateş. Diğerleri kayboluyor. Çavuş kalabalığa ateş eden kişi. Panzerlerin ateşine rağmen keşfi tamamlamasaydık halk buna tepki gösterecek ve devlet güçleriyle karşı karşıya geleceklerdi. Belki katliam yaşanacaktı.

Çavuş nasıl serbest bırakıldı?
Şemdinli'deki olayın "örgütlü suç" niteliğini gözden kaçırmaya dönük bir çaba var. Oysa 4 sanık birbiriyle irtibatlı. Fakat Çavuş'un eylemini sonradan münferit kabul ederek Hakkâri'ye gönderiyor. Tanık bile dinlenmeden serbest bırakıldı. Van'daki 3 sanıklı dava "çete" den açılacak.

'Herkes ağız değiştirdi'
Şemdinli'yi karıştırmak devletin niye işine gelsin? JİT ya da Özel Kuvvetler elemanı denilen, "Mutkili Ali" diye bilinen, astsubayların bu kadar "acemice" eylem yapmaları da tuhaf değil mi?
Şimdi bu 3 kişinin yaptığı bir iş değil . Yukarıdan talimatla olan iştir. Ankara'ya kadar bağlantısı vardır demek mümkün.

Şemdinli Ankara'ya kadar uzanır mı?
Evet, bağlantısı vardır. Başbakan dahil pek çok yetkili önce "lokal değil" demişlerdi. Meclis Başkanı bile "Jitem'le bağlantılıdır, Jit nedir, araştırılsın" dedi. Arkası gelmedi. Sonra herkes ağız değiştirdi, üzerine gidilmedi. Doğu ve Güneydoğu'da itirafçıların bu tür operasyonlarda kullanıldığından en üst yetkililerin haberi vardır. İtirafçı varsa devlet vardır. İtirafçı kendi başına böyle bir olayı gerçekleştiremez. Bugün belki yüzlerce itirafçı görev başındadır, devletten maaş almaktadır hatta memuriyete geçmektedir . Bir insan PKK yanlısı olur, hukuk devletinde yapacağınız bellidir. Ama başkasının eline silah verip "Git öldür" diyemezsiniz.

Ateş'i PKK kullanmış olamaz mı? Şemdinli üzerinden Güneydoğu'da bir kalkışma amacıyla bir provokasyona neden gidilmesin?
Bence olamaz, çünkü itirafçı daha önce PKK'ya katılmış, oradan ayrılıp devlete dönen kişidir.

Örtbas edilecek

Yüksekova çetesi ailenizden birisini öldürüyor.
Uzaktan akrabam. Abdullah Canan. 1996'da Yüksekova'dan Hakkâri'ye giderken yolda alıyorlar. 3 gün sonra aracını Zap suyunun kenarında, 25 gün sonra sonra cesedini ters istikamette bulduk. Bir itirafçı, ailesiyle irtibat kurmuş, tugayda hücrede olduğunu söylüyor. "10 bin mark verirseniz görüştürürüm, infazı önlerim" diyor. İtirafçıyla görüştüm. Askeri parka giymiş, elinde telsizi vardı. Abdullah'ın kardeşi gerçekten asker mi diye kuşkulanıyor ve tugay kapısına kadar bırakıyor. "Ertesi gün gel" diyor. Sonra kayboldu. Valiyle, tugay komutanıyla görüştüm. 10 gün sonra Abdullah'ın cesedini bulduk.

Olaylarından önce bir de Yusuf Yaşar olayı var.
Yaşar, Hakkâri merkeze bağlı bir köyde öldü. Resmi açıklamaya göre saldırı hazırlığı yaparken bomba elinde patladı. Ailesi ve Hakkârililer öyle düşünmüyor, bu kişi kaçırılıp öldürülüyor. JİTEM dediğimiz olay!

'Devlet delil vermedi'
Davadan ne ölçüde umutlusunuz?
Bir şey çıkacağına ihtimal vermiyorum. Bu bir devlet yapılanmasıdır. Devlet olarak delil vermezseniz nasıl aydınlanır? Susurluk gibi örtbas edilecek.

Hakkâri bölgesi niye hedef?
Şemdinli çok hassas bir bölgede. K. Irak'ta Kürt Federe devletinin kurulması Türkiye'de kaygıyla izleniyor. Huzursuzluk yaratarak ileride K. Irak'a müdahalenin gerekçesi yaratılmak isteniyor olabilir.

Bombalamanın ardından olaylar kesildi. Sessizliği neye bağlıyorsunuz?
Bence "derin devlet" bağlantısının ortaya çıkması bunu kesti. Vatandaşlar yargının görevini yapmasını bekliyor. Şemdinli aydınlatılmazsa bu korku devam edecek. Eğer bundan sonra da derin devletin, JİTEM'in varlığı devam edecekse devlete olan güven daha da azalacaktır. Şu anda yargının eli kolu bağlı. Çünkü sanıklar ilk günden himaye edildi. Yargı astsubayların üstlerinin ifadesine başvurmamıştır. Hakkâri'de şu ana kadar askeri hiçbir amir değişmedi. Bu görevi yapanların hepsi daha önceden faili meçhul olaylarında kullanılan Yeşil'le irtibatlıdır.

Başbakan bilmiyor ama...
Komisyon askeri yetkilileri dinleyebilir mi ?
Dinleyemez. Gelmeyebilir, müeyyidesi yoktur.

Susurluk soruşturmasında jandarmanın üzerine gidilememişti.
Eski MİT Müsteşarı Teoman Koman Meclis Komisyonu'na çağrılmış, gelmemişti. Şemdinli Komisyonu sonuç almak istiyorsa içtüzük değişikliğiyle yetkilerini artırmalı. Bu olmazsa "devlet sırrı" diye Şemdinli'nin de üstü örtülür. Susurluk'ta, faili meçhullerde olduğu gibi komisyon duvara dayanır. Devlet sırrının ne olduğunu üzerinde "gizlidir" yazılı dosyaya sahip yüzbaşı biliyor ama TBMM üyeleri, Başbakan bilmiyor.

Meşru müdafaa sınırları içinde ateş açtığı savunuluyor.
Öyle olsa bile tanık dinlenir. Sadece savunmayı dinleyerek cinayet işlemiş kişiyi tahliye edemezsiniz.

Van'daki savcıya ifade vermişsiniz.
Dokunulmazlığım var. İsteseydim gitmezdim. Ama bu bir görev. Savcının talebi üzerine görüştüm. Delilleri sunacak olan devlet kesimleri yardımcı olmadıkça yapacakları sınırlı. Jandarma isteksiz. Hakkâri'deki dosya Van'daki soruşturmayla birleştirilmeli.

Şemdinli'dekiler 'Yeşil' ekolünden

"Yeşil" kod adlı biri var mı, JİTEM'ci Cem Ersever tarafından kullanıldığı öne sürülüyordu, 1990'larda Güneydoğu'da pek çok faili meçhulde adı geçti. Hâlâ operasyonel faaliyetlerde bulunması mümkün mü?
Yeşil var. Bölgede "Mutkili Ali" diye tanınan astsubay Ali Kaya da Yeşil ile aynı ekolde çalışmıştır. Şemdinli'deki bombalamada Ali Kaya'nın çıkması rastlantı değil.

TBMM'de komisyon kuruldu. Siz niye görev almadınız? CHP sizi niye aday göstermedi?
Partim beni önermedi. Haksızlığa uğradığımı düşünüyorum, komisyonda görev alsaydım, olayın aydınlatılmasına katkım olurdu.

Meclis komisyonu sizi çağırıp dinledi mi?
Evet, gittim iki saat bilgi verdim. Yaşadıklarımı anlattım. Komisyonun fazla bir şey yapacağına ihtimal vermiyorum açıkçası. Komisyondan bir talepte bulundum. TBMM içtüzüğünün 105. maddesi, "devlet sırrı, ticari sır" gibi kavramları soruşturma kapsamı dışında tutuyor. Bu böyle olduğu sürece komisyonun da çok fazla bir şey ortaya çıkaracağı ihtimalini vermiyorum.

CHP, MHP'den farkını göstermeli

Davasının seyrine göre bölge insanının hassasiyetini Çankaya'ya iletmeyi düşündünüz mü?
Hukuk mecrasından çıkar ve olayı kapatma yoluna gidilirse Çankaya'ya da çıkarım. Doğu ve Güneydoğu bölgemiz eski acıları tekrar yaşamak istemiyor. Çözüm demokratik açılımlarla sağlanmalıdır. Devlet geçmişteki hatalarıyla yüzleşmeli. Vatandaşlarını, halkını "düşman" görüp, "infaz eden" çeteler ortaya çıkarılmalı. Etnik milliyetçi unsurlar ülkeyi sadece kendilerinin koruyacaklarını iddia ediyorlar ve terörle mücadele adı altında bir yöntem olarak başvurdukları "yargısız infaz" rejimiyle can güvenliğini ortadan kaldırıyorlar. Bu ülkenin bölünmesi mümkün değildir. Kürtler de en az Türkler kadar yurtseverdir. Şemdinli halkı devletine bağlıdır. Doğuda, Güneydoğu'da devletin hukuku eğer ortadan kalkarsa Kürtler de kendi güvenliklerini nasıl sağlayacaklar onu düşünecekler. O noktaya götürmemek lazım. CHP'ye bu konuda büyük sorumluluk düşüyor, olaylara tepki gösterirken MHP'den farklı düşündüğünü göstermelidir.

Derya Sazak / Milliyet
Yayın Tarihi : 30 Ocak 2006 Pazartesi 10:43:07
Güncelleme :30 Ocak 2006 Pazartesi 12:59:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
SERHAT IP: 85.108.4.xxx Tarih : 30.01.2006 12:38:51
Devletin içinde örgütlenen hukuk dışı çeteler sözde ülke güvenliği adına,terörle mücadele adına binlerce insanı katlettiler,işkence tezgahlarından geçirdiler durum böyle olunca insanlarında devlete olan güveni doğal olarak sarsılıyor bu ülkenin güvenliği yasa dışı çetelerle sağlanamaz ülkenin güvenliği,huzur ve refahı ancak halkların kardeşliğiyle sağlanır,demokrasi ile sağlanır,sosyal ekonomik ve kültürel alandaki eşitliklerle sağlanır çetelerin ve cinayet şebekelerinin olmadığı güzel,aydınlık,demokrat bir türkiyede yaşamak dileğiyle saygılarımla.