Şiddetten en çok Kürtler zarar görüyor

Kuzey Irak’a olası sınır ötesi operasyonun masaya yatırıldığı günlerde, VATAN Güneydoğu’nun kalbi Diyarbakır’da nabız yokladı. Diyarbakır’ın işadamı da siyasetçisi de vatandaşı da aynı görüşte: “PKK’nın tırmandırdığı terör olaylarının en çok Kürtlere zarar veriyor. 1990’ların silahlı çatışma günlerine dönmek istemiyoruz. Asker bizim canımız, şehit cenazeleri de içimizi yakıyor. Devlet savaşmadan, büyüklüğü ile bu sorunu halletsin.”

Uyarı aldım
Bağımsız milletvekili adaylığından çekilen eski HEP’li milletvekili Sedat Yurtdaş, siyasi mücadeleden yana. DTP’den de kopan Yurtdaş, önce adaylıktan çekilmesini şöyle anlatıyor: “DTP listesinden aday değildim. Çekildim. Tehdit almadım ama oyları bölme diye uyarıldım.” diyor ve şöyle konuşuyor:

“PKK, uzun süredir siyasallaşmayı önüne koymuş bir parti ancak aynı zamanda şiddet uygulayan bir örgüt. PKK’nın bu işin öznesi olmak istediğini anlamak güç değil. Özellikle barış döneminde PKK’nın terör konusunda kendini geliştirdiğini söylemek mümkün. Eskiden daha çok insan gücüne dayalı eylemler yapan örgütün, mayın ve benzeri eylemlere yöneldiğini görüyoruz. Ben, bölgede şiddete son verilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu konuda devletin geleneksel güç politikasının sonuç vermediğini de PKK’nın çatışma enerjisini demokratik kanallara yöneltmesi gerektiğini de düşünüyorum. Bu süreci herkesin şans olarak görmeli. Aksi takdirde 1990’ların ikinci yarısında yaşanan çatışma yıllarına geri dönülür. Bu da en çok Kürtlere zarar verir. “

Diyarbakırlılar ne diyor?

Karnı doymayan her şeyi yapar
Süleyman Çelik (25 yaşında): Diyarbakır’ın nüfusu göçlerle ikiye katlandı. Böyle giderse üçe de katlanacak ama şehirde ne sanayi ve ne iş var. Karnı doymayan insan her şeyi yapar. Hırsızlık da yapar yeri gelir suç da işler. Buradaki sorun insanların karnının doymamasıdır.

OHAL’i kimse istemez
Mehmet Aytaş (61 yaşında): Bu işin sonu yoktur. Edirne’deki insan da buradaki de bizim insanımız değil mi? Hepsi ana kuzusudur. Asker öldüğü zaman vallaha da billaha da ağlıyorum. Ama iş, güç olsa böyle olmaz. OHAL’i ben
istemiyorum, burdan kimsenin de isteyeceğine inanmıyorum.

Kandan sonra huzur olmaz
Ahmet Şahin (52 yaşında): Diyarbakır’da yargısız infazı da gördük, sıkıyönetimi de OHAL’i de gördük. OHAL çok iyi bir şey olsaydı bugün bu durumda olunmazdı. Huzur olmadıktan sonra hiçbir şey olmaz. Çareyi devlet bulacak ama kan dökmeden bulmalı. Kandan sonra barış ve huzur olmaz.

Şehit cenazeleri içimi yakıyor
Mehmet Aygün (52 yaşında): Ben, sorunların konuşularak çözülmesinden yanayım, kavgayla hiçbir şey çözülmez. Artık insanımızın kanı akmasın yemin olsun televizyonda bir şehit cenazesi görünce dayanamıyorum. O ananın feryadı beni har gibi yakıyor, kavuruyor. Devlet büyüktür, devlet çözmezse kim çözebilir.

K.Irak’a operasyon ekonomiyi yok eder
Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Federasyonu Başkanı Şeyhmus Akbaş: “Ne limanımız ne de organize sanayi bölgemiz var. En büyük gelir kaynağı, K.Irak ile olan ekonomik ilişkilerdir. Bu yüzden burada hiç kimse terörü istemez. Şunu da söyleyeyim asker bizim canımız. Ancak operasyon hem ekonomimizi yok eder, hem de sorunu çözmez.”

200 PKK’lı ölür bin genç dağa çıkar
25 bin kişilik aşiretin sözcüsü DYP İl Başkanı Galip Ensari: Olası operasyon ile K.Irak’ta 200 PKK’lı öldürüldüğünde buradan bin gencin dağa çıkacağını hesap etmek zor bir şey değildir. Türkiye’nin K.Irak’a yapacağı operasyon Türkiye’yi krizin beşiği haline getirebilir. Türkiye özgürlükleri kısıtlamadan yurtiçi ve dışında güvenliği sağlayacak güce de fazlasıyla sahiptir. Ancak baskı ve şiddetin olduğu yerde önce gözyaşının ardından da kanın olması kaçınılmazdır ve Türkiye kana izin vermemesi gerektiği için K.Irak’a girmemelidir.

3 Kasım 2002 seçim sonuçları
2002 G. Seçim Oy Dağılımı

Seçmen sayısı: 615.103

Kullanılan oy: 437.595

DEHAP % 56.1

AKP % 15.9

DYP % 7.1

CHP % 5.9

ANAP % 4.0