18
Mayıs
2024
Cumartesi
GÜNCEL

Sigara yasağı komisyonda

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl`ün, sigarayla daha etkin mücadeleye ilişkin kanun teklifi, alt komisyonda görüşüldü.

Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi`nin ele alındığı komisyonda, otomobil, deniz ulaşım araçları ile mezarlık ve hastane bahçelerinde sigara içilmesinin yasaklanması tartışıldı.

Anavatan Partisi Ankara Milletvekili Muzaffer Kurtulmuşoğlu, yasanın uygulanabilir olması gerektiğini belirtti. Mezarlık ve hastanelere keyfi nedenlerden gidilmediğine dikkati çeken Kurtulmuşoğlu, ``Kaza geçiren çocuğu yoğun bakımda veya hanımı doğum yapmak üzere olan bir babanın sigara içmesini yasaklayamazsınız.

Hastanede içmesin ama hastane bahçesinde sigara içene de yasak getirilmemeli. Bir kişi, mezarlığa yakınını kaybettiği için gitmiştir. Mezarlıkta sigara içen kederli bir kişiye, `sigara içme` diyemezsin`` diye konuştu.

50 metrekareden küçük kahvehanelerde, özel bir bölme yapılmadan 3 yıl daha sigara içilebileceğini hatırlatan Kurtulmuşoğlu, kişinin kendi otomobilde sigara yasağına ise anlam veremediğini söyledi.

Kurtulmuşoğlu, bu konunun eğitimle çözüleceğini belirterek, ``Her şey yasaklanarak, bir yere varılmaz`` dedi.

Sağlık Alt Komisyonu Başkanı Nevzat Doğan, teklifle sigaraya ilişkin yasanın, Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi`ne uyarlanmasının amaçlandığını söyledi.

Teklifle sigaraya ilişkin yasaklardan ziyade, 18 yaşın altındakilere sigara içme alışkanlığı kazandırılmaması ve pasif içicilerin korunmasının hedeflendiğini belirtti.

Otomobil kullanırken sigara içen sürücülerin, sigaralarını yakarken, külünü dökerken, söndürürken veya duman gözüne kaçtığı sırada kaza yapabileceğine işaret eden Doğan, ``Özel otomobillerde sigara içilmemesi, cep telefonuyla konuşma yasağıyla kıyaslanabilir`` dedi.

Mezarlıklarda oluşturulacak sigara bölümleri haricinde sigara içilmesinin yasaklanmasını savunan Doğan, ``mezarlıklarda sigara içmeyenlerin korunması ve çevre temizliğinin sağlanmasının hedeflendiğini`` ifade etti.

aa
Yayın Tarihi : 21 Aralık 2005 Çarşamba 18:04:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
TAMER SARIBAY IP: 85.104.68.xxx Tarih : 12.11.2007 10:50:22

İnsanlar yüzyıllar önce dünyanın öküzün boynuzlarında olduğunu sanıyorlardı, hatta o zamanların akademisyenleri, “dünya öküzün boynuzlarında değil, bir boşlukta yüzmekte ve kendi etrafında dönmektedir. Böylece gece gündüz oluşmaktadır” diyen Galile’’yi ölümle tehdit ettiler ve asmaya kalktılar. İşte insanlar dünyanın kendi etrafında döndüğünü ve öküzün boynuzlarında olmadığını anlayamayacak derecede aptaldırlar. 300-500 milyonda bir insanın kafası biraz çalışır ve onlar sayesinde dünyanın teknolojisi bu hale gelmiştir. Yüce yaratıcı bilerek insanları az düşünür yaratmıştır, eğer az düşünür yaratmasaydı örneğin elinde metal bir çay kaşığı olan kötü niyetli bir insan birkaç dakika içinde atom bombası yapıp bir şehri yerle bir edebilecekti. Yüce yaratıcı bunu bildiği için zekayı kısmış kısmış ancak nükleer reaktörlerde atom işlemlerini yapacak kadar bir zeka vermiştir. Teknoloji ilerlesin diye de 300-500 milyonda bir insanı biraz düşünür kılmıştır. Şimdiki insanlar yüzyıllar önce “dünya öküzün boynuzlarındadır” diyen insanlardan da daha az düşünürdürler çünkü insanlığın tohumu genetik olarak gün geçtikçe bozulmaktadır. Dolayısı ile bu az düşünür, tabiri caizse aptal insanların yaptıkları bilimlere, ilimlere güvenmek çok yanlış bir iş olur. Yüzyıllar önce dünyanın öküzün boynuzlarında olduğunu kafaya takan insanlar son yıllarda sigaranın zararlı olduğunu kafaya takmışlardır (içki sigaradan daha zararlı olduğu halde bunu pek kafaya takmamışlardır). Şöyle bir baksak, son 20 yıldır kapalı mekanlarda sigara içme yasağı getirildiği günden bugüne akciğer kanseri 3-5 kat artış göstermiştir (halbuki sigara zararlı ise ve akciğer kanseri yapıyor ise bu yasaklamadan dolayı azalma göstermesi gerekirdi!). Bence sigara bir soba gibidir, iyi kullanırsanız iyi ısınırsınız kötü kullanırsanız zehirlenirsiniz. Sobayı kötü kullanırsak gaz zehirlenmesinden ölebiliriz, bu durumda soba sağlığa zararlıdır mı diyeceğiz ve soba kullanmayı bırakma vakfı ve derneklerimi açacağız! Eğer yaratıcı zekayı biraz daha az verseydi herhalde bu tür vakıf ve dernekler açılır kanunlar çıkar ve ısınmayı engelleme kuralları koyulurdu ve insanlar soğuktan ölüp giderdi bundan dolayı zekayı daha az vermemiştir. Sıcak ve ateşten yanık oluşur ve bunun için yanık merkezleri açılmıştır ve katrilyonlarca lira bu yanık merkezlerine harcanmaktadır ama hele şükür ki insanlar bu zekalarıyla bunu kavrayabilmişler “sıcak ateş alev sağlığa zararlıdır, katrilyonlarca lira yanık için harcanmaktadır, ateş ısı alev insanı öldürür” dememişlerdir. Zeka daha da az olsaydı bunu da diyecekler sıcaklık ısı ateşle savaşma dernekleri açacaklar ve psikoterapi ile sıcaktan ateşten ısıdan uzaklaşma seansları yapacaklar ve insanlar soğuktan geberip gideceklerdi. Belki de kanunlar çıkartıp duvarlara “bu iş yerinde ısınma ile ilgili hiçbir alet kullanılamaz, ısıtma yapılamaz, cezası 1500 YTL dir” şeklinde afişler asacaklardı. bundan dolayı insanlara bu kadar az zeka verilmemiştir. Sigara ayrıca bir gösterge gibidir, sigara içiyorsanız ve günün birinde sigaradan zevk ve tat almazsanız sağlığınızda bir sorun var demektir. Sigara hiç içmiyor olsanız bile hafif bir sigara dumanı olan bir odaya girdiğinizde “of of bu ne duman açın pencereleri rahatsız oldum” diyorsanız akciğerlerinizde bir sorun var veya ilerde bir sorun oluşacak demektir. Bildiğiniz gibi yağ kalp damarlarını tıkar ama vücudumuzun da bir ihtiyacıdır. Hele şükür ki insanların bunu anlayacak kadar zekası var, olmasaydı yağla savaşma dernekleri vakıfları açacaklar kanunlar çıkaracaklar ve yağı bırakma psikoterapi seansları düzenleyeceklerdi belki de lokantalarda “burada yağ kullanmanın cezası 1500 YTL dir” şeklinde duvarlara afişler asacaklardı. Misalleri çoğaltabiliriz, örneğin - 1 damacana su içen insan çatlar ve ölür, o zaman “su insanı öldürür” mü diyeceğiz? - Aşırı oksijen zehirlenme yapar, bunun örneğine Uludağ’’da çok rastlamışızdır, bu durumda “oksijen sağlığa zararlıdır, insanı zehirler ve öldürür” mü diyeceğiz? - Trafik kazalarında ölümler ve yaralanmalar meydana gelmektedir ve müthiş bir para ziyan olup gitmektedir, bu durumda “trafik ölümlere ve yaralanmalara neden olmaktadır, araç kullanmayınız ve trafiğe çıkmayınız” mı diyeceğiz? - Besin maddeleri olan yiyeceklerimizin içinde dahi az miktarda da olsa onlarca zehirli maddeler var bu durumda “tüm gıdalarda az veya çok zehirli maddeler vardır, yemekten içmekten vazgeçin” mi diyeceğiz? - Güneşe 3-5 dakika direk olarak bakarsak gözlerimiz kör olur. Bundan dolayı “güneş çok zararlıdır, hiç ışık almayan bir yere kapanın” mı diyeceğiz? - Bir binanın yüksek bir balkonundan aşağı atlayan veya düşen bir kişi ölür. Bu durumda “evlere balkon yapmayın” mı diyeceğiz? - Bıçak kötü niyetle kullanılırsa bir insanı öldürebilir. Bu durumda “hiçbir yerde bıçak kullanmayın” mı diyeceğiz. Eğer insan zekası biraz daha az verilseydi, insanlar herhalde yukarıdaki örneklerdeki gibi düşüncelere kapılıp, bunların zararlı olduğuna dair kanunlar çıkarıp, etrafları bunlarla ilgili afişlerle donatıp, bu konuları savunan vakıflar kurup psikoterapi ile bunlardan insanları vazgeçirmek için birimler açacaklardı. Neyse ki insanların zekası bu kadar az değil de, bu tür yanlışları yapmaktan kurtuluyorlar. Siz nasıl bir bilgisayarı kendi kendinize komuta edip yönlendirebiliyorsanız yüce yaratıcı da aynı şekilde dünyayı ve kainatı komuta edebilmektedir. Bu yetkiye haiz olduğuna göre sigaranın bakkalda markette paketler halinde satılacağını mutlaka önceden biliyordur. Peki sigara bu kadar zararlı bir şey ise, paketler halinde satılacağını bildiği halde neden tütünü yarattı ve neden buna müsaade etti! Uzun lafın kısası insanlar az düşünür olduklarından yaptıkları ilimlere, bilimlere pek güvenmemek gerekir, hele hele sağlık söz konusu ise canımız tehlikede olabileceğinden hiç güvenmemek gerekir. En iyisi kendi doktorumuz kendimiz olmamızdır ama kendimizin de bu aptal insanların bir parçası olduğumuzu unutmamamız gerekir. Teşekkürler. TAMER SARIBAY