Somali Tezkeresi kabul edildi
AK Parti Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bölgede bu görevi, daha önce gittiği yerlerde olduğu gibi başarıyla yerine getireceğinden şüphesi olmadığını belirterek, "Buralarda herhangi bir zayiatın olacağını zannetmiyorum" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurlarının, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde görevlendirilmesi için hükümete 1 yıl süreyle yetki verilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi kabul edildi.
Tezkerenin görüşmelerinde DTP adına bir konuşma yapan Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş, Afrika'da, Somali'de, Ruanda'da, Nijerya'da, Etiyopya'da, o bölgenin tamamında yaşanan açlık, yoksulluk ve bu ülkelerin içinde bulunduğu durumun neden kaynaklandığını tespit etmeden bugün orada yaşanan korsanlık ve soygun olaylarını açıklamanın mümkün olmadığını söyledi. Türkiye'nin uluslararası dengeler açısından kendisini de doğrudan ilgilendiren bir konu olması nedeniyle bölgeye asker gönderdiğine işaret eden Demirtaş, Türk askerinin kimlerle birlikte görev yapacağı sorusunu yöneltti.
Demirtaş, "Bugün Somali'de sektör haline gelmiş bu korsanlık meselesinin ortaya çıkma nedeni olan ülkelerle birlikte görev yapacak. Hiçbir toplum, hiçbir ülke kendiliğinden, dış müdahele olmaksızın, bu derece sömürgeci politikalar olmaksızın bu kadar yoksullaştırılamazdı. 100 yıldır Afrika'nın zenginilği Avrupa ülkeleri ve ABD tarafından sömürülüyor.
Bugünkü yoksulluğun temel nedeni bu sömürgeci politikalardır. Yoksa Somalililer, Afrikalılar o topraklarda varolduklarından beri aç ve yoksul değillerdi. Bu durum tespiti yapılmadan, o toplumun hakkı verilmeden peşinen oradaki insanları 'bu insanlar daha karlı olduğu için korsanlık yapıyorlar, bu nedenle bizim medeni toplumlar olarak gidip onlara haddini bildirmemiz gerekir' yaklaşımı son derece yüzeysel, basit bir yaklaşımdır. Oradaki toplumlara, orada yaşanan acı tarihe, trajediye hakarettir" şeklinde konuştu.
"Bunun tarihsel ve sosyolojik nedenleri vardır"
Ruanda'da 1994 yılında 100 günde 800 bin insanın öldürüldüğüne işaret eden Demirtaş, bu 800 bin insan öldürülürken TBMM'ye böyle bir tezkere gelmediğini hatırlattı. Demirtaş, bunun sebebinin, orada yaşananların önceden planlanması olduğunu öne sürdü. Demirtaş şöyle konuştu:
"Afrika'nın zenginliği 100 yıldır bugün Somalili korsanlar tarafından soyulan gemilerle Avrupa ve Amerika'ya taşındı. Bugün Avrupa ve Amerika'daki zenginliğin önemli bir kısmı sömürgeci politikaları nedeniyle elde ettikleri zenginliktir. Bu hiçbir şekilde Somalili korsanların orada gemi kaçırmalarını, soygun yapmalarını haklı çıkarmaz, ancak eğer Somali'de mesele sadece bir kaç korsanın yaptığı hukuk dışı bir iş olmaktan çıkıp Somali halkının da içinde yer aldığı bir sektöre dönüşmüşse bunun tarihsel, sosyolojik nedenleri vardır.
Bugün uluslararası büyük şirketlerin ticari çıkarları tehdit altında diye askeri güç gönderilmesi gündemdeyse meseleye biraz da buradan bakmamız gerekir. Türk askeri kimlerle birlikte kime karşı görev yapacak. Elbette bu tezkere Meclis'ten geçecek, Türk askeri oraya gidecek. Umut ediyoruz ki kazasız belasız da geri dönecekler. Ama istedim ki bu meselenin bu yönü burada tartışılmadan bu tezkere geçmesin."
AK Parti Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem ise küreselleşen tehditlere karşı işbirliğinin, işin özünü teşkil ettiğini belirtti. Türkiye'nin bu işbirliğinin dışında kalamayacağını ifade eden Erdem, "TSK'nın bölgede bu görevi, daha önce gittiği yerlerde olduğu gibi başarıyla yerine getireceğinden şüphem yoktur. Buralarda herhangi bir zayiatın olacağını zannetmiyorum.
Oradaki savaş gemisi en modern silahlarla donatılmış olacak. Korsanların tekneleriyle veya ona benzer şeylerle savaş gemilerine zarar vermesi sözkonusu olamaz. Ancak silahsız ticari gemilere zarar vermeleri sözkonusudur. Bölgede yaşanan olaylara engel olmak için gidiyoruz. Bu bölgede uluslararası camia bu tedbirleri almasaydı büyük gemi batırmaları da sözkonusu olabilirdi. Binlerce ton petrol taşıyan tankerlerin batırılması veya tahrip edilmesi bölgede müthiş bir çevresel etkiye de sebep olabilirdi. O nedenle bu operasyonun yerinde olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Bu arada görüşmelerin sonunda söz alan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Tezkerenin gerekçe metninde kaçırılan 2 Türk gemisinin serbest bırakıldığının ifade edildiğine işaret ederek, 2 Şubat'ta 3. geminin de serbest bırakıldığını hatırlattı. Gönül, bundan dolayı maddi bir hata doğduğunu kaydederek, bu hata düzeltilerek tezkerenin oylanmasını istedi.
