Aksaray ve Laleli’de taverna, bar, disko işleten eğlence mekanı sahipleri sürekli denetim sıkıntısını duyurmak için ‘Polisin yasalara ve hukuka aykırı yaptığı uygulama’ sözleri yazılı pankart açınca TCK 301’den haklarında dava açıldı. 9 işletmeci hakkında 2 yıla kadar hapis isteniyor.

POLİSİN her gün yaptığı denetimlere isyan eden eğlence yeri sahipleri de yazar Orhan Pamuk’u mahkemelik eden TCK’nın 301. maddesinin hışmına uğradı. Aralıksız denetimler nedeniyle, ‘İşyerimiz Polisin Yasalara ve Hukuka Aykırı, Keyfi Olarak Denetim Adı Altında Yaptığı Uygulama ve Baskılar Nedeniyle Bir Gün Süreyle Tarafımızca Kapatılmıştır’ yazılı pankart asan eğlence mekanı işletmecileri, tartışmalı 301’den mahkemeye verildi. Aksaray ve Laleli’de taverna, müzikhol, disko ve bar işleten 9 kişi hakkında, TCK 301/2 uyarınca, emniyet teşkilatını alenen aşağılamaktan, 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Aksaray ve Laleli’deki taverna, müzikhol, disko ve bar gibi eğlence mekanı sahipleri, 24 Kasım 2005 günü, saat 15.00 sıralarında bir araya gelerek 1 günlük kepenk kapatma eylemi yapıp, bunu da pankart asarak duyurdu. Eyleme müdahale eden polis, pankartları kaldırıp, 2 işletmeciyi gözaltına aldı. Polisin suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Savcılıkta ifadeleri alınan işletmeciler, polisin her gün ‘denetim’ adı altındaki uygulamalarından ticari olarak zarar gördüklerini, uygulamaların hukuksuz olduğunu, daha önce de şikayette bulunduklarını anlattılar.

ELEŞTİRİ AMAÇLI

İşletmeciler, çaresizliklerini dile getirmek amacıyla pankart astıklarını, Emniyet’i aşağılama kasıtlarının olmadığını vurguladılar. Buna rağmen, savcılığın yetki alanı içinde kalan 9 işletmeciye dava açıldı. Savcı, İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak şüphelilerle ilgili, ‘Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz’ diyen TCK 301/4’ün uygulanabilirliğini, mahkemenin takdirine bıraktı.

‘TALİMAT YUKARIDAN’

Sanık işletmecilerden, Irmak Restaurant’ın sahibi İbrahim Alıcı, polisin yaklaşık 7 aydır her gün uygulama yaptığını öne sürüp, ‘Müşterimiz gelmez oldu. 35 senedir işletmeciyim, 32 personelim var. Bunların parasını, kirayı ödeyemez oldum. Mağduriyetimizi bildirmek için valiliğe, İçişleri Bakanlığı’na, savcılığa kadar başvurmadığımız yer kalmadı. Değişen bir şey olmayınca basın aracılığıyla sesimizi duyurmak istemiştik. Polisi aşağılamak gibi bir kastımız yoktu’ dedi.

Polisin hálá saat 23.00-02.00 arası denetim adı altında dükkanlarına gelip kimlik ve GBT kontrolü yaptığını anlatan işletmeciler Hüseyin Aydın ile Metin İpek, ‘Yüzde 80 iş kaybına uğradık. Polislere sorduğumuz zaman, ‘Talimat yukarıdan’ diyorlar. Bu uygulama değil, düpedüz tacizdir’ diye yakınıyorlar.