28
Mayıs
2024
Salı
GÜNCEL

Telefonda Kürtçe konuşmaya yasak

Erzurum H Tipi Cezaevi'nde yatan 23 PKK'lı hükümlünün, kürtçe telefon görüşmesi yapamadıkları gerekçesiyle, Ceza İnfaz Kurumu uygulamasına karşı şikayetlerini içeren dilekçelerini inceleyen Erzurum 1'inci İnfaz Hakimi Abdullah Er, “Telefon görüşmeleri Türkçe yapılır” diyerek istemi reddetti.

Hakim Er, “Ancak hükümlünün Türkçe bilmemesi, veya görüşeceğini bildirdiği yakınının mahallinde yaptırılacak araştırma ile Türkçe bilmediğinin tesbit edilmesi durumunda, konuşmanın yapılmasına izin verilir” dedi.

H Tipi cezaevinde kalan PKK'lı hükümlülerden Muzaffer Yılmaz, Turgut Koyuncu, Mehmet Çengel, Ramazan Nazlıer, Medeni Tarlan, Şahin Altun, Ali İhsan Tost, Murat Çelik, Mustafa Ceylan, Ecevit Özgül, M. Emin Doğan, Kaçak Demirci, Nasır Özmen, Yusuf Karataş, Mehmet Zengeralp, Metin Atmış, Ramazan Kıran, Emin Aladağ, Cengiz Eker, Nihat Bertan, Ateş Göbe, Haydar Tikiz ve Memduh Savaş, 22- 24 Mayıs 2006 tarihinde Cumhuriyet Savcılığı'na ayrı ayrı dilekçe verdi. 

Hükümlüler, dilekçelerinde Türkiye'de resmi dilin Türkçe olduğunu, farklı bir dille konuşma yasağının getirilemeyeceğini, bu durumun hümanizma ve demokrasinin özüne aykırı olduğunu ve uluslararası antlaşmalara aykırılık oluşturduğunu ileri sürdü. Türkiye'de yaşayan Kürtlerin dillerinin yasaklanmayacağını, bu yasaklamanın inkar politakısının bir gereği ve hukuk dışı olduğunu idda eden hükümlüler, ailelerinde Türkçe bilmeyenlerin varlığının dikkate alınarak, mevcut uygulamanın ortadan kaldırılmasını istedi.

YAKINI TÜRKÇE BİLMİYORSA KONUŞABİLİYOR

Hükümlülerin, ‘Telefonda Kürtçe konuşma isttemlerini' içeren dilekçeleriyle ilgili olarak, 1'inci İnfaz Hakimi Abdullah Er'in 26 Mayıs 2006 günü verdiği kararda şöyle dedi:

“Türkiye Cumhuriyeti Anayası'nın, Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti başlığını taşıyan 3'üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir. Hükümlü, yakınının Türkçe bilmediğini iddia edebelir. Bu iddia sadece onu bağlar. Cezaevi yönetimini ise bağlamaz. Ceza İnfaz kurumlarının yönetimi ve ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkında tüzüğün 88'inci maddesinin P bendi gereğince, mahallinde yaptırtılacak araştırma neticesinde hükümlünün yakınının gerçekten TÜrkçe bilmediği sonucuna varıldığı durumda, hükümlüye Türkçeden başka bir dille görüşme yapması olanağı tanıyacaktır. Bu olanak da sınırsız değildir. Hükümlü, suç teşkil etme ihtimali olan faaliyete başka bir dili araç olarak kullanmak suretiyle kalkıştığında, idare o kişiyle Türkçeden başka bir dille konuşmasına izin vermeyecektir.”
Hürriyet
Yayın Tarihi : 4 Haziran 2006 Pazar 12:28:40
Güncelleme :4 Haziran 2006 Pazar 12:46:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
baran yağız IP: 85.97.148.xxx Tarih : 5.06.2006 01:31:06
şimdi ne bu? önce hepimiz kardeşiz. kimse bu ülkeyi bölemez.. sonra da kendi dilini konuşamazsın. kendi dilini konuşamayan insan çaresiz insandır ve herşeyi yapmaya hazırdır. siz insanların dilini yasaklarsanız onlar da size hayatı haram kılar. biraz insaf yahu.. asırlardır konuşulan bir dili nasıl yasaklarsınız. hangi vicdana, ahlaka, değere denk düşüyor bu?....

zafer doğan IP: 88.226.1.xxx Tarih : 5.06.2006 00:29:32
Bazen soruyorum kendime bu ülkenin durumu ne olacak diye,ama cevaplar hep karanlığı gösteriyor.Millet uzaya çıkıyor,araştırıyor, buluyor biz daha neyin peşindeyiz.Ayıptır gerçekten ayıp. Ne demek bir insanın kendi dilinde konuşmasını engellemek. Asıl bölücülük budur. Çözüm bulacağımız yerde sürekli sorun çıkarıyoruz.Yani ülkeyi öyle bir hale soktular ki anlatamam. Girdiğim her sohbet sayfasında diyarbakır'lıyım diye sataşıyorlar.Ülke kendini bilmeyen,ne yaptığını bilmeyen insanlarla dolu.5 gündür diyarbakır'da sanat ve kültür festivali yapılıyor. Allah hakkı için diyarbakır'dan o görüntüleri alın ve tüm türkiye'de yayınlayın. Yayınlayınki insanlar diyarbakır'ın ne olduğunu anlasın.