Emniyet Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı 'Töre ve Namus Cinayetleri Raporu'nda, Türkiye'de son 6 yılda 'töre ve namus' adı altında işlenen cinayetlerde öldürülen kişilerin yüzde 60'ının erkek olduğu ortaya çıktı.

Rapora göre, son 6 yılda polis sorumluluk alanında 'kan davası, kız alıp verme, aile içi uyuşmazlık, cinsel taciz, yasak ilişki, tecavüz ve namus' gibi nedenlerle bin 91 cinayet olayı meydana geldi.

Bin 190 kişinin hayatını kaybettiği cinayetlerin nedenlerinde ilk sırayı, yüzde 29'luk oranla 'namus' ve 'aile içi uyuşmazlık meseleleri' alıyor.

Son 6 yıldaki bin 91 cinayet olayının 322'sinin namus, 318'inin aile içi uyuşmazlık, 159'unun yasak ilişki, 109'unun kan davası, 95'inin cinsel taciz, 36'sının tecavüz, 33'ünün kız alıp verme, 19'unun benzeri sebeplerden olduğu tespit edildi.

Marmara, Ege ve İç Anadolu ilk sırada

Cinayetlerin işlendiği bölgelere bakıldığında 212 olayla Marmara ilk sırada yer alırken, 209 olayla Ege ikinci, 192 olayla İç Anadolu üçüncü sırada.

Güneydoğu Anadolu'da 144, Akdeniz'de 141, Doğu Anadolu'da 95 ve Karadeniz'de ise 87 cinayet işlendi.

Son 6 yılda polis sorumluluk bölgesinde işlenen cinayetlerde yüzde 10'luk oranla Ankara ilk sırada yer alıyor. Ankara'yı yüzde 9 oranla İstanbul ve İzmir takip ediyor.

Öldürülenlerin yüzde 60'ı erkek

Rapora göre, son 6 yılda cinayet olaylarına bin 593 kişi karışırken, bunların bin 413'ünü erkek, 180'ini kadın oluşturuyor.

Söz konusu bin 91 olayda bin 190 kişi ölürken, öldürülenlerin yüzde 60'ının erkek, yüzde 40'ının kadın olması dikkati çekiyor.

Kadın şüphelilerin profilleri incelendiğinde 19-25 yaş grubundakilerin yüzde 49 oranla ilk sırada olduğu, bu yaş grubunu yüzde 23'le 26-30 yaş grubunun takip ettiği belirlendi.

Erkek şüphelilerin ise yüzde 22'sinin 19-25 yaş, yüzde 18'inin 26-30 yaş grubunda olduğu tespit edildi.

Cinayet olaylarına karışan kişilerin doğum yerlerine bakıldığında ise 388 kişiyle Güneydoğu Anadolu ilk sırada yer alıyor.

Raporda ayrıca, kolluk kuvvetleri tarafından aydınlatılan cinayetlerin sosyal bir yara olduğu, bu olayların önlenebilmesi için toplumu oluşturan tüm kurum ve kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin çalışması ve desteklerinin olması gerektiği vurgulandı.