16
Haziran
2025
Pazertesi
GÜNCEL

Türk, neyi söylemedi?

İsveç’in Ankara Büyükelçisi Christer Asp, Türkiye’nin PKK teröründen çektiği sıkıntılar konusunda artık AB’de daha iyi bir anlayış olduğunu söyleyerek, AB’nin, PKK terörü problemine uzun vadeli siyasi bir çözümün getirilmesini görmek istediğini ifade etti.

Büyükelçi Asp, PKK terörüyle mücadele, Türkiye’nin AB müzakere süreci, Kıbrıs sorunu ve Türkiye-İsveç ilişkileri gibi konularda AA muhabirinin sorularını yanıtladı. "AB tarafında, Türkiye’nin PKK teröründen çektiği sıkıntılar konusunda daha iyi bir anlayış var" diyen İsveç Büyükelçisi Asp, AB’nin PKK’yı terör örgütü olarak kabul ettiğini ve bu doğrultuda hareket ettiğini vurguladı.

"Türk hükümetinin terörle mücadele konusuyla ilgili siyasi çözüm bulma çabasının çok açık olduğunu" da kaydeden Büyükelçi Asp, "Ancak siyasi bir çözümle uzun vadede terörle mücadele konusuna çözüm getirilebilir ve bence şu anda Türkiye’de gördüğümüz de bu" dedi. Ankara’daki AB büyükelçilerinin geçen Ekim ayında DTP Grup Başkanı Ahmet Türk’le görüştüklerini hatırlatan Büyükelçi Asp, bu toplantıda, Türk’e bizzat DTP’nin, terör örgütü PKK ile arasına mesafe koyması gerektiğini söylediğini kaydederek, şöyle konuştu: "Türk de, DTP’nin şiddeti ve terörizmi reddettiğini söyledi, ancak ondan asıl duymak istediğim şeyi, DTP’nin PKK’yı terör örgütü olarak kabul ettiğini, söylemedi.

AB bu probleme (PKK terörüne) uzun vadeli siyasi bir çözümün getirilmesini görmek istiyor. Biz siyasi çözümün bu sorunun çözümü için tek yol olduğuna inanıyoruz, bunu sağlamanın en iyi yolu da askeri kanallar yerine, diplomatik kanalları kullanmak." Büyükelçi Asp ayrıca, ekonomik yatırımın ve eğitimin, Güneydoğu Anadolu bölgesinin kalkınmasındaki ve PKK teröründen arındırılmasındaki önemine dikkat çekti.

"TÜRKİYE’Yİ AB’NİN TAM ÜYESİ OLARAK GÖRMEYİ ÇOK İSTİYORUZ"
Türkiye’nin AB müzakere süreciyle ilgili ise Büyükelçi Asp, İsveç’in Türkiye’nin AB’ye katılımını güçlü bir şekilde desteklediğini belirterek, "2005 yılında AB, Türkiye ile müzakerelerin başlaması konusunda karar aldı ve bu karar, eğer Türkiye yükümlülüklerini yerine getirirse, AB’ye tam üye olacağı anlamına geliyor. İsveç, 2005 yılında alınan bu kararı destekliyor ve Türkiye’yi AB’nin tam üyesi olarak görmeyi çok istiyor" dedi. Kasım ayının başında yayımlanan Avrupa Komisyonunun ilerleme raporuna da değinen ve bu raporun, "çok dengeli ve adil" bir değerlendirme raporu olduğunu kaydeden Asp, raporda hem olumlu, hem de olumsuz unsurlara değinildiğini ve katılım müzakerelerinde eksikliklere dikkat çekmenin Avrupa Komisyonunun görevi olduğunu belirtti.

Türk hükümetinin reform sürecini yeniden başlatacağını ümit ettiklerini de söyleyen İsveç Büyükelçisi, "Hükümetten gelen sinyaller reform paketinin çok yakın bir zamanda, büyük olasılıkla Aralık’ta ortaya konacağı yönünde" dedi.
Türkiye’nin etkileyici bir reform programı yürüttüğünü ve o temelde AB’nin, katılım müzakerelerine başlanmasına karar verdiğini kaydeden Büyükelçi Asp, ancak daha sonra reformların hızının açık bir şekilde yavaşladığını bildirdi.
Büyükelçi Asp, bu yavaşlamanın temel nedenlerinden birinin de Temmuz ayında yapılan genel seçimler olduğunu, ancak şimdi seçim sürecinin geride bırakıldığını ve hükümetin AB üyeliği yolundaki reformları sürdürmesi gerektiğini, çünkü katılım müzakerelerinin hızı için reform sürecinin devamının çok önemli olduğunu kaydetti.
Türk kamuoyunun Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ne düşündüğünün çok önemli olduğunu da belirten İsveç’in Ankara Büyükelçisi, 2005 yılında AB’ye katılım müzakerelerine başlanmasıyla kamuoyunun AB üyeliğine desteğinde şiddetli bir düşüş yaşandığına dikkat çekti.

Büyükelçi, şöyle konuştu: "Bence hem AB tarafı, hem de Türk hükümeti AB’ye katılımın faydalarını kamuoyuna açıklamalı. Türk kamuoyunun AB ile ilgili düşüncelerine, AB’nin bazı kesimlerinden Türkiye’nin katılımıyla ilgili gelen çelişkili sinyaller de kuşkusuz ki hiç yardımcı olmadı. 2005 yılında üzerinde anlaşılan karar, Türkiye’nin AB’ye imtiyazlı ortaklığı değildir. Alınan karar çok açıktır, bu da Türkiye ile tam üyelik konusunda müzakere etmektir. Bunun aksi yönde gelen sinyaller, o ülkelere ait ulusal sinyallerdir, AB’ye ait sinyaller değildir." Büyükelçi Asp, her müzakere sürecinde olduğu gibi Türkiye ile müzakerelerde de inişler ve çıkışlar olacağını belirterek, Türkiye’nin şimdiye kadar AB’ye katılacak en büyük ülke olacağını, dolayısıyla bu yolda zorluklar olabileceğini ve bu nedenle AB ve Türk hükümetindeki siyasi karalılığın önemli olduğunu ifade etti.

"10 YIL ÖNCE İSVEÇ’İN TÜRKİYE'YLE İLGİLİ TEREDDÜTLERİ VARDI"
Türkiye’nin AB’ye katılımının, AB kültürünü daha da zenginleştireceğini söyleyen İsveç Büyükelçisi, Türkiye’nin bütün ülkelerle iyi ilişkileri olan bir ülke olması nedeniyle de güvenlik anlamında ve genç nüfusa sahip olmasıyla da nüfus ve iş gücü anlamında, AB için bir avantaj oluşturacağını belirtti. "10 yıl önce İsveç’in, Türkiye’nin AB’ye katılımı konusunda tereddütleri vardı" diyen Christer Asp, bu tereddütlerin o dönemde Türkiye’deki insan hakları ve demokratik durumdan kaynaklandığını bildirdi.

Geçen sürede Türkiye’de, AB’ye katılım müzakerelerini başlatacak çok büyük değişiklikler olduğunu kaydeden Büyükelçi Asp, "Yani aslında İsveç değil, Türkiye değişti. Bu nedenle Türkiye’yi destekliyoruz ve değişikliklerin devam edeceğini ümit ediyoruz. Bu değişiklikler hem Türkiye ve Türk halkı, hem de AB’nin yararına olacaktır" diye konuştu.

"AB, KIBRIS KONUSUYLA İLGİLİ YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMEDİ"
Kıbrıs sorununun, Türkiye’nin AB’ye tam üye olmadan önce çözülmesi gerektiğini savunan Büyükelçi Asp, AB’nin KKTC’ye uygulanan izolasyonların kaldırılacağı konusunda söz verdiğini, ancak bu siyasi kararlılığın gerçekleşmediğini belirterek, "İsveç, bunun gerçekleşmemesinden üzüntü duyuyor. Bazı adımlar attık, ama daha fazla adım atılmalı. AB, Kıbrıs konusuyla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmedi. Diğer taraftan da, Türkiye Ankara Protokolüne ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmelidir" dedi.

İsveç hükümetinin Kıbrıs sorununun BM şemsiyesi altında çözülmesi gerektiğini düşündüğünü kaydeden Büyükelçi Asp, AB’nin, uluslararası toplumun ve BM Genel Sekreterliğinin Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için konuyu gündemin üst sıralarına taşıması gerektiğini belirtti. Konuyla ilgili, 2008 yılındaki koşulların 2005 ve 2006’da olduğundan daha iyi olmasını umut ettiğini söyleyen Asp, Rum kesiminde Şubat ayında yapılması planlanan "başkanlık seçiminin" ardından ulusal toplumun ve BM Genel Sekreterliğinin Kıbrıs sorununu ele almak durumunda kalacağını söyledi ve "2008 yılı bence Kıbrıs konusu için fırsat olacaktır" dedi.

BU YIL YAKLAŞIK 400 BİN İSVEÇLİ TURİST TÜRKİYE’YE GELDİ
İsveç’in Ankara Büyükelçisi Christer Asp, Türkiye ile İsveç arasındaki ilişkileri "mükemmel" olarak nitelendirerek, İsveç’te Türkiye’ye yönelik yoğun ilgi bulunduğunu belirtti. İsveçli turistlerin İspanya’dan sonra tatil yapmak için en çok Türkiye’yi tercih ettiklerini ifade eden Büyükelçi, 2007 yılında yaklaşık 400 bin İsveçli turistin Türkiye’ye geldiğini bildirdi. Ankara’da yaşamayı ve çalışmayı sevdiğini de söyleyen İsveç Büyükelçisi Asp, Türkiye’nin büyük bir kültürel mirası olduğunu ve tarihi mekanları fırsat buldukça gezdiğini, ayrıca Türk mutfağını çok sevdiğini sözlerine ekledi.

AA
Yayın Tarihi : 2 Aralık 2007 Pazar 10:51:35
Güncelleme :2 Aralık 2007 Pazar 11:04:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?