22
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

Vahşetin altından çete ve 'abi' çıktı

Malatya katliamının kilit ismi Emre G'nin arkasından, "Devlet arkanda. Misyonerleri sen halledeceksin. Sana her türlü devlet güvencesini veririz" diyen bir çete çıktı. 

Yeni Şafak'ın sanık yakınları ve yerel kaynaklardan elde ettiği bilgilere göre, Malatya'da İncil dağıtan Zirve Yayınevi'nde 3 kişiyi bıçaklayarak öldürmekten tutuklanan 6 kişi son iki yıl içinde tanıştı. Liderleri konumundaki Emre G, kendilerini "Hizbullah, PKK ve misyonerlikle mücadele eden devlet görevlileri" olarak tanıtan bir başka grubun talimatıyla eylemi planladığı ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre, süreç şöyle gelişti:

GERİ DÖNÜŞÜ YOK, SİZİ BİLİYORLAR

Zanlılar Emre G, Hamit Ç, Abuzer Y, Cuma Ö, Salih G, Muammer Ö ve Kürşat K, geçen yıl tanıştı; Emre'nin Zirve Yayınları'na yönelik planından ise 3 ay önce haberdar oldu. "Bunlar misyonerlik yapıyor, topluma zarar veriyor. Orayı basacağız ve bütün bilgilerini alacağız. Gerekirse öldüreceğiz" diyen Emre, arkadaşlarından gelen "Bu iş tehlikeli, biz yokuz" tepkisi üzerine, "Artık çok geç, dönüşünüz yok. Sizi biliyorlar. Onlar birşey yapmasa bile ben gelir sizi vururum, ailenize zarar veririm" tehdidini savurdu. Emre, 4 arkadaşından bir veya ikisine ise "öldürme" planından sözetmedi, sadece, misyonerleri bağlayıp etkisiz hale getireceklerini, sadece "bilgisayar, disket ve evrakları alacaklarını" söyledi.

DEVLET GÜVENCESİ VE PARA ÖNERDİ

Arkadaşlarının kabul etmesi üzerine eylem tarihini önce 16 Nisan olarak veren Emre, daha sonra tarihin 18 Nisan olarak değiştiğini bildirdi ve 17 Nisan'da arkadaşlarını babasının spor salonunda topladı. Zanlılardan birinin, "Bu tarihi kim belirliyor; bize bağlantılarını söyle" demesi üzerine Emre, "Devletten maaş alan biri. Buraya sık sık gelir. Benimle birlikte Malatya Birlik gazetesinde yazın (2006 yaz ayları) bir süre çalıştı, sonra şüphelenip işten atmışlar. Buradaki misyonerlik ve terör ilişkilerini araştırıp devlete rapor veriyor. Onun evine gittim. Bazı raporlar gösterdi bana. PKK ve Hizbullah'a ait bilgiler vardı; para veren kişiler, uluslararası bağlantıları..." diye cevap verdi.

Kendini 'Mehmet' veya 'Ruhi Polat' diye tanıtan bu kişi, Ankara veya Adana'dan gelen bazı kişilerin "Bu kişi PKK ve Hizbullah'la iç içedir" demesi üzerine işten çıkarıldı. Aynı gün Emre'yi arayarak bir çay ocağında buluştu ve 'Sana her türlü devlet güvencesi, istediğin kadar para; sen benle çalış' teklifinde bulundu.

'ANKARA KONSEYİ' YAZILI BELGE

Emre'yi evine götüren Polat, burada bir başka kişiyle tanıştırdı ve üzerinde "Ankara Konseyi" yazan mühürlü bir belgenin de bulunduğu çeşitli raporlar ve belgeler göstererek, "misyonerler, PKK ve Hizbullah birlikte devlet aleyhine çalışıyor. Bazı tanınmış kişiler de onlara para yardımı yapıyor" dedi. Polat, Emre'ye bu kişilerin listesini de gösterdi.

MİSYONERLİK NEDİR BİLMEZDİ

Arkadaşları, Emre'nin 2006 yazına kadar misyonerlik ile hiç ilgisinin olmadığını, ancak özellikle bir ay öncesinden itibaren sürekli misyonerlikten konuşmaya başladığını anlattılar. Malatya'da 49 ev-kilise olduğunu, misyonerlik faaliyetlerinin arttığını anlatan Emre, bu bilgilerin bir kısmını Polat soyadlı kişiden, bir kısmını da internet sitelerinden öğrendiğini söylüyordu.

İNTERNET ARKADAŞI OZAN KİM?

Emre'nin diğer zanlı arkadaşlarının da misyonerlikle ilgili bilgilerinin olmadığını belirten aynı kaynaklar, "Kahvede kağıt oynar, kızlarla gezerlerdi. Sonra internetten Ozan diye biriyle tanıştı. Onlar Necati ile tanıştırdı. Böylece Malatya'daki misyonerlerin içine girdi. Yaklaşık iki aydır onlarla birlikteydi" dediler.

KIZLARA SOKAKTA LAF ATIYORLARDI

Emre'nin kendisine destek vermeye zorladığı, ancak eyleme katılmayan arkadaşları, Emre ile birlikte gezmeye devam eden diğerlerini, "Yanlış yapıyorsunuz. Sizin için çok kötü olur" diye uyarırken, "şehit olacağız, dine zarar veriyorlar" telkinlerine inanmamalarını söyledi. Arkadaşlarından biri, "Cuma, bir taraftan misyonerlikten bahsederken bir taraftan da kızlara laf atıyordu. Bu yüzden şehit olacağım lafını ciddiye almadım. O yüzden polisi de aramadım" dedi. Emre'nin, tutuklulardan bilgisayarcı Mehmet G'ye, yayınevinden alacağı hard disk, disket ve CD'leri kopyalamasını ve "elma" şifresiyle şifrelemesini istediği de öğrenildi. Emre'nin, Mehmet G'nin işyerinden macera ve bilim kurgu filmleri alarak izlediği de belirtildi.

GİZLİ MEKTUPTA NELER VAR?

Zanlıların, kendilerine inanmayan arkadaşlarına da, "gizli bir mektuptan" bahsettiği öğrenilirken, "içinde herşey var" dedikleri bu mektubun, daha sonra polis tarafından ele geçirildiği belirtildi.

TACİZCİ MERCEDES GERÇEK Mİ

Emre'nin ikna ettiği zanlılardan birinin, girdikleri ilişkilerden dolayı endişeli olduğu da belirtilirken, Cuma'nın, "bir Mercedes marka otomobille taciz edildiğini", başına birşey gelirse diye bu olayı ve başka şüphelerini yazarak yurttaki yatağının altına sakladığını yakınlarına anlattığı da öğrenildi. Cuma'nın, "Beni Mamoş adlı biri ararsa mutlaka söyleyin" dediği de belirtildi.

KIZ ARKADAŞI REDDETMİŞTİ

Emre'nin kız arkadaşı diye tutuklanan Tuna I'nın ise Emre ile ilişkisini bitirmek istediğini, "Bir olay yapacağız. Hakkını helal et" mesajlarını da ayrılmamak için bahane olarak değerlendirdiği belirtildi. 

'Kilit isim Emre Günaydın'ın arkasında büyük abi M.G. var' 

Zirve Yayıncılık cinayeti zanlılarından Emre Günaydın'ı da Yasin Hayal'de olduğu gibi 'yönlendiren' bir ismin olduğu öne sürüldü. Yayınevi cinayeti zanlılarının verdiği ifadelerde, Emre Günaydın'ın, olay öncesi temas halinde bulunduğu M. isimli bir başka kişiden bahsettiği öğrenildi.

Edinilen bilgilere göre Emre Günaydın, yaz aylarında çalıştığı yerel bir gazetede M. isimli bir şahısla tanıştığını, bu şahsın daha sonra işten atıldığını diğer zanlılara anlatmış. Günaydın'ın diğer zanlılara PKK, Hizbullah ve misyonerlerle irtibatı bulunduğunu beyan ettiği bu kişinin aynı zamanda uluslararası bağlantıları olduğunu da anlattığı öğrenildi. Günaydın'ın bu kişinin kendisine her türlü devlet garantisini verdiğini söylediği iddia edildi. Bu kişinin Emre'yi evine götürdüğü, bazı raporlar ve mühürlü bir evrak gösterdiği ileri sürülüyor. Emre'nin bu belgelerde misyonerlik, Alevilik, PKK ve Hizbullah'ın birlikte devlet aleyhine çalıştığının yazılı olduğunu anlattığı ifade edildi. Zanlıların mahkemede verdikleri ifadeler ilginç ayrıntıları ortaya çıkardı. Zanlılardan Cuma Özdemir, Emre'nin kendisine bir yerel gazetede çalışırken yine bu gazetede çalışan sakallı bir kişi ile tanıştığını anlattığını belirterek şunları aktardı: "Bu şahıs, daha sonra gazeteden çıkarılmış. Emre misyonerlikle ilgili bilgilerin bir kısmını bu şahıstan, bir kısmını da internetten öğrenmiş. Emre, bu şahsın kendisini bir yere götürdüğünü, orada değişik sakallı ve değişik kıyafette kişilerin olduğunu, bunların bir kısmının alevi, bir kısmının PKK'lı, bir kısmının Hizbullahçı olduğunu söyledi."

Salih Gürler ise, Emre'yi, öldürülen Necati Aydın ile internette tanıştığı O. isimli bir şahsın irtibatlandırdığını söyledi. Gürler, yerel gazetede tanıştığı kişinin Emre Günaydın'a devlet garantisi ve sınırsız para vaat ettiğini söylediğini öne sürdü. Hamit Çeker ise, Emre Günaydın'ın eylemden iki hafta kadar önce 16 Nisan tarihinde eylemi gerçekleştireceklerini kendilerine söylediğini, daha sonra eylem tarihini 18 Nisan olarak değiştirdiğini anlattı. Zanlıların tamamı Emre'nin kendilerine Malatya'daki misyonerlik faaliyetlerinden ve bunların zararlarından bahsettiğini beyan ederek, kendilerini bu işi yapmaya tehditle zorladığını iddia ettiler. Zanlılardan Abuzer Yıldırım, yerel gazetede çalışan ve Emre'nin burada tanıştığını anlattığı M. isimli kişinin Adana ve Ankara'dan gelen bazı kişilerin verdiği bilgilerle gazete sahiplerince işten çıkarıldığını söyledi. Emre'nin bu kişinin evine gittiğini ve bazı evraklara baktığını anlatan Yıldırım, evraklarda PKK, Hizbullah ve misyonerlere bazı ünlü kişilerin yardım ettiğinin yazılı olduğunu bildirdi.


Yenişafak/zaman
Yayın Tarihi : 24 Nisan 2007 Salı 10:36:47
Güncelleme :24 Nisan 2007 Salı 10:37:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?