Çorum'un Ortaköy ilçesinde Nuriye Başaran'ın (41) kene ısırması sonucu hayatını kaybetmesi, dikkatleri yeniden Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA) hastalığına çevirirken, dün Tokat'ta da kene ısırması sebebiyle 2 kişi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. 

Özellikle kırsal kesimde ve hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı alanlarda rastlanılan kene, piknikçi vatandaşları da tehdit ediyor. İlk olarak 2001 yılında Tokat'ta gündeme gelen ölümcül keneler, son dört yılda 50'ye yakın kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 

Hastalığa karşı herkesin bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, yerleşim alanı dışında ve hayvanların otlama alanlarında piknik yapılmamasını öneriyor. Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bilal Dik, kenelerin yaz ve kış aylarında iki farklı tür olarak ortaya çıktığını kaydediyor.

Her kenenin zehirli olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Bilal Dik, kışın görülen ve halk arasında mesken kenesi olarak bilinen (argasid) kenelerin, yazın çok fazla yaşamadıklarına, ilkbahar aylarında ortaya çıkıp sonbahara kadar yaşayan sert kenelerin (ixodit) ise daha çok hayvanların olduğu alanlarda görüldüğüne dikkati çekiyor. Prof. Dik, meraların bulunduğu alanlarda sıkça rastlanan bu türlerin, zehirli olabileceği uyarısında bulunuyor. Argasid türü kenelerin hayvandan toprağa inerek 7 bin yumurta bırakabildiğinin altını çizen Dik, yavru kenelerin o ortamdaki insanları tehdit ettiğini ifade ediyor. Kenelerin ısırabileceği risk gruplarını; "Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, veterinerler, kasaplar, mezbaha çalışanları, sağlık personeli." şeklinde sıralayan Dik, kamp ve piknik yapanların, askerlerin ve korunmasız olarak yeşil alanlarda bulunanların da risk altında olduğu ve dikkat etmeleri gerektiğini anlatıyor.

Hayvancılığın yapılmadığı mekanlara pikniğe gidilmesinin daha uygun olacağını belirten Kayseri İl Sağlık Müdürü Kadir Çetinkara ise böcek veya sinek kovucu ilaçların kullanılmasının bu tür hayvanların kişiye yaklaşmasını engellediğini söylüyor. Piknik alanlarında hayvanlarla direkt temasa geçilmemesi gerektiğini aktaran Çetinkara, piknikten sonra pantolon paçaları ve bacakların kontrol edilmesi gerektiğini dile getiriyor. KKKA hastalığının ilacının olmadığına işaret eden Çetinkara, ani başlayan ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık ve belirgin iştahsızlık gibi belirtilerin hastalığın habercisi olduğunu kaydediyor. KKKA hastalığında bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikayetlerin de görülebileceğine değinen Kadir Çetinkara, daha sonra bu belirtilere vücudun muhtelif yerlerinde görülen kanamaların eşlik edebileceğini vurguluyor.

Öte yandan Çorum İl Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Şube Müdürü Dr. Seher Arslan, önceki gün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Nuriye Başaran'ın (41) Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığı nedeniyle öldüğünün kesinlik kazanmadığını bildirdi. "Hastamızın Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığından öldüğü kesinlik kazanmadı. Kesin ölüm sebebinin anlaşılması için zamana ihtiyaç var. Biz her ihtimale karşı cesedi defnederken gerekli önlemleri aldık." diyen Arslan, nisan ayından bu yana Çorum'dan 3 kişinin hastalık şüphesiyle Ankara Numune Hastanesi'nde tedavi altına alındığını bildirdi.

Vakit kaybetmeden hastaneye başvurulmalı

Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA) hastalığının öldürücü olabilen viral bir enfeksiyon hastalığı olduğunu bildiren Kayseri İl Sağlık Müdürü Kadir Çetinkara, "Hastalık belirtisi görülen bir kişinin paniğe kapılmadan; ancak vakit kaybedilmeden hastaneye ulaştırılması çok büyük önem taşıyor." diyor. Kenelerin mikrobu yapıştıktan hemen sonra vücuda vermediğini belirten Çetinkara, kenenin kafa kısmından tutularak çıkarılması gerektiğini belirtiyor. Erken teşhisin önemine değinen Çetinkara şöyle devam ediyor: "Müdahale yapılırken kene üzerine bir kimyasal madde dökülmemeli, sigara veya kibrit gibi fiziksel yöntemlerle uzaklaştırılmaya çalışılmamalıdır. Çünkü bu durumda keneler kusar ve mikrobu vücuda verebilir. Hastalık, kan ve diğer vücut sıvılarına temas edilmesiyle de bulaşabileceğinden hastanın yakını ve çalışanların koruma önlemleri almadan hastaya temas etmemesi gerekiyor."