Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun (UNESCO) Dünya Kültür Mirası listesine bu yıl Belçika’dan giren Stoclet Sarayı aslında bir özel ev. Temsil ettiği mimari ve sanatsal dönüm noktasıyla listeye girmeye değer görülmüş. İran’da bulunan Şuştar Kasabası’nda Karun Nehri üzerinde kurulan tarihi su sistemi listeye eklenen diğer yeni kültürel miras. Tarihi Milattan önce 5’inci yüzyıla kadar uzanan karmaşık su sisteminin bir bölümü bugün de kullanılır durumda.
Şuştar, Güneybatı İran’da. Kuzistan Eyaleti’nden geçen Karun Nehri’nin kıyısındaki bir kasaba. Yüzyıllardan bu yana gelişmiş bir sulama sistemine sahip, bu yüzden tarım başlıca ekonomik kaynak. Zagros Dağları’ndan ovalara geçilen bir noktada yer alan kasaba, geleneksel pazarı, camileri geniş mahzenleri, görkemli taş ve tuğla binaları, sur kalıntılarıyla etkileyici bir görünüme sahip. Yazın sıcaklık 50 derecenin üzerine çıktığında halkı mahzenlerde barınıyor.
Yaratıcı bir dehanın ürünü olan Şuştar’ın sulama sistemleri, milattan önce beşinci yüzyılda Pers Hükümdarı Büyük Darius zamanına kadar dayanıyor. Bu sistemler Karun Nehri üzerinde iki ana kanal oluşturmuş. Biri hâlâ kullanılan ve Şuştar halkına su sağlayan Gargar Kanalı. Kanala giden birçok tünel su değirmenlerine su sağlıyor. Sistem özel bir yükseltiden suyu aşamalı olarak aşağıya akıtarak bir çanağa topluyor. Sonra şehrin güneyinden girerek Mianab (Cennet) olarak adlandırılan 40 bin hektarlık çiftlik ve meyve bahçelerine hayat veriyor. UNESCO’nun Dünya Mirası ilan ettiği bu alan aynı zamanda Salasel Kalesi. Kale, tüm sistemin operasyonel merkezi. Sistem, su seviyesinin ölçüldüğü kule, barajlar, köprüler, havzalar ve değirmenleri kapsıyor. Bu şaşırtıcı yapı Elamitlerin ve Mezopotamyalıların çağlar önceki bilgi birikimine tanıklık ediyor.
ŞEHRİ ÇEVRELEYEN KANALLAR
Şuştar aslında bir ada şehir. Karmaşık bir sulama sistemine sahip. Nehir şehrin çevresinde dolanacak şekilde adeta su ile dolu bir kale hendeği oluşturmuş. Şehrin doğusuna, batısına ve güneyine ana kapılar ve köprüler inşa edilmiş. Sular-şeker kamışı, tahıl tarımına katkıda bulunmuş. Ganat adı verilen gizli kanallar suyu evlerin veya binaların özel depolarına; diğer yandan da yerel kullanım ve sulama için taşımış. Suyu aynı zamanda, ana kapılar savaş dönemlerinde kapandığında kullanabilmek için de özel olarak depolayabiliyorlardı. Ganatların izleri bazı evlerin yıkıntılarında hâlâ bulunabiliyor. Bu karmaşık su sistemi 19’uncu yüzyıl boyunca bozulmaya uğradı.
Tarihte Zagros Dağları boyunca uzanan eski yol üzerinde önemli bir ticaret merkezi olan kasaba da, Kuzistan bölgesinde bulunan petrol yataklarının işletmeye açılmasından sonra yeni yerleşimlerin kurulması sonucu geriledi. Yüzyıllar boyunca kasaba Haricilerin ve Şiilerin en güçlü merkezlerinden biriydi.