19
Mayıs
2024
Pazar
KÜLTÜR/SANAT

BİR SALON PROBLEMİ OLARAK 2008

2008 yılı herhalde son aylarında patlayan ekonomik krizle birlikte anılacak gelecekte ama geçen yılın özellikle son altı ayı, Türkiye’nin çoksesli müzik ortamında olumlu gelişmelere de sahne oldu. Ankara ve İzmir’in birbiri ardına açılan salonları, bu iki şehrimizin konser izleyicisine rahat bir soluk aldırdı. Ne diyelim, darısı İstanbulluların başına... İstanbul’daki AKM’nin, yapılan onca tartışmanın ardından, yıl sonunda kamuoyuyla paylaşılan tadilat planları doğrusu pek çok kişinin yüreğini ferahlattı. AKM’ye bu yıl kazma darbelerinin vurulduğunu görmek ve 2010 yılında İstanbul Müzik Festivali kapsamında dünyanın en prestijli filarmoni orkestralarından birini, ana salonunda dinlemek için sabırsızlanıyoruz. Orkestranın adını, vakit daha erken olduğu için söylememiz doğru olmaz ama haydi şimdilik, yeni yıl konserleriyle ünlü bir şehrin orkestrası olduğu ipucunu verelim...

Gencer’in kaybı üzdü


Klasik müzik dünyasında 2008’in en önemli olayı, hiç kuşku yok, soprano Leyla Gencer’in 10 Mayıs’taki vefatıydı... Sadece Türk operası için değil hatta ondan da önce, dünya operası için çok büyük bir kayıptı Gencer. Ve emin olun, yaşarken değerini iyi bilemediğimiz Leyla Gencer’in ne kadar büyük bir opera yorumcusu olduğunu ancak öldükten sonra zamanla daha iyi anlayacağız ve (son birkaç yılı hariç) yaşarken ondan esirgediğimiz ilgi ve yakınlığı yokluğunda göstermek için ne gerekiyorsa yapacağız gibime geliyor. Gencer yaşarken yapması ve ona da dinletmesi gereken radyo programını ancak ölümünden sonra hazırlamak aklına gelen bu satırların yazarı da bu özeleştiriden öncelikli olarak nasibini alıyor elbette. Gencer’i kamuoyuna sanatıyla, geride bıraktığı yüzlerce kaydıyla tanıtabilmeyi, hiç olmazsa külleri serpildikten sonra yapabilmeliyiz... Borusan Sanat’ın sanatçımızın sahne kayıtlarını kütüphanesinde bir araya getiren arşiv çalışması, Gencer adına geçtiğimiz yıl yapılmış en önemli işti belki de, vefatının ardından yapılan ve ilk kez bir Türk şancının birinci geldiği şan yarışmasını saymazsak. Bu yıla da, A.K.Müzik’in Gencerimizin Myto etiketli kayıtlarından ilk üç derlemeyi bahara doğru piyasaya vermesi damgasını vuracak gibi gözüküyor.

Göçebe orkestra


AKM’nin tadilat amacıyla geçici olarak kapatılmasından en çok zarar görecek iki kurum İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) ile İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) olacaktı, beklenen gerçekleşti... İDSO, çaresiz, göçebe orkestra kimliğine bürünüp, nerede boş yer varsa, oraya sığınıp konser verir oldu. Kurum ilk aylarda alternatif mekânlar konusunda hayli sıkıntı çekerken birkaç gazete haberi sayesinde önceden kapanmış kimi kapılar kendisine açılıverdi. İDOB’un işi daha zordu tabii, ne de olsa tüm teçhizatıyla bir opera kurumundan bahsediyoruz. Ama neyse ki, onun da imdadına Kadıköy Belediyesi yetişti. Bu ilçemizin gözbebeği Süreyya Operası, Avrupa’daki o şatafatlı opera salonlarının biblolaştırılmış halini andıran içyapısıyla, sahnedeki eser için doğal bir dekor görevi görüyor. İDOB 2010’a kadar, ‘Aida’ gibi büyük sahne gerektiren opera prodüksiyonlarını mecburen ertelemek zorunda kalacak.

2008 yılında klasik müzikte yerel ve uluslararası alanlarda daha pek çok önemli olay yaşandı. Genç bestecilerimiz ve yorumcularımızın dünyada elde ettiği başarılardan, 2008 yılında parlayan yeteneklerimizden ve özellikle de Saygun’un Batı ülkelerinde gitgide ‘moda’ haline gelmeye başlamasından gelecek haftaki yazımızda bahsedeceğiz.

CRR’de şubat da tehlikede


İstanbul’un en önemli konser salonlarından birinin geçen yılın son günlerinde başına gelen tuhaflıktan önceki hafta söz etmiştik. Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRRKS), yeni yıla girmeden çok önce ihaleye çıkartılıp onaylatılması gereken üç aylık programının, bağlı bulunduğu Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili dairesinde imzadan bir türlü geçmemesi üzerine, içinde bulunduğumuz ocak ayını konsersiz geçirmek zorunda bırakılmıştı. Haberimiz kamuoyunda epeyi yankılandı ama Büyükşehir Belediyesi’nden beklediğimiz ilgiyi göremedik ne yazık ki. Belediye bu konuda dişe dokunur bir resmi açıklama yapma gereği duymadı nedense. Önce, “Hiçbir konserimiz iptal edilmedi” denildi, daha sonra ise tüm yetkililere bu konuda konuşma yasağı getirildi!
Bu arada belediyenin ihale mevzuatıyla yakından ilgilenen arkadaşlarımızdan öğrendiğimize göre, meğer 2009’un ilk üç aylık konser takvimi ihalesi haberimizin yayımlanmasından sadece bir gün önce açılabilmiş! İhalenin de bir prosedürü var tabii, yasaya göre 45 gün askıda kalması gerekiyor. Bu, sadece ocak değil, şubat ayının ortasına kadar planlanan konserlerin de iptali anlamına geliyor, hatta eğer şubat ayının ikinci yarısı için büyük solistler ve topluluklar getirtilmesi planlandıysa bu konserlerin de gerçekleştirilme olasılığı çok zayıf. Bir yıldız piyaniste veya prestijli bir orkestraya bir hafta kala hadi gel diyebilir misiniz? Bu arada, geçen yazımızda bahsi geçen Cape Verde’li dünya müziği yıldızı Cesaria Evoria’nın CRRKS yerine aynı tarihte İş Sanat sahnesine çıkacağı duyuruldu. Artık olan oldu. Sanatta ihale usulünün sakatlığına dikkat çekmek amacıyla yapmıştık biraz da geçen haftaki haberimizi. Yılın son günlerinde patlayan kriz, CRRKS’nin prestijini sarsmakla birlikte umarız hayra da vesile olur ve dileriz Büyükşehir Belediyesi, sanatı ve sanatçıyı ihaleye çıkarma ayıbı ve yanlışından bir an önce döner ve salon yönetimine programını sağlıklı biçimde uygulaması için gerekli olan yönetsel özerkliği tanır.

SERKAN BALI - RADİKAL
Yayın Tarihi : 7 Ocak 2009 Çarşamba 10:07:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?