18
Mayıs
2024
Cumartesi
KÜLTÜR/SANAT

BU İKTİDAR NAZIM'I AÇILIMLARINA ALET EDİYOR

20’nci yüzyılın en önemli şairlerinden biri olan Nâzım Hikmet Ran geçtiğimiz günlerde, doğumunun 108’inci yılında Küba’da anıldı. Komünizmin mabedi Küba’ya heykeli de dikildi. Bu özel günde Genco Erkal da oradaydı. Şu sıralar “Kerem Gibi-Nâzım Hikmet’le 35 Yıl” adlı oyunuyla Nâzım’ın şiirlerini sahneye taşıyor. Genco Erkal ile günümüz Türkiyesi’ndeki Nâzım ve şiirinin yerini konuştuk.

* Kerem Gibi’yi eski Nâzım projelerinizle kıyasladığınızda, izleyici nasıl bir değişime uğramış?

75’li yıllarda toplum çok daha politize olmuştu. O zamanki izleyiciler gündelik yaşamlarında da politika soluyordu. Daha coşkulu bir seyirci vardı. Nâzım’ı daha çok tanıyorlardı. Tansiyon da daha yüksekti. Şimdi yine gençler geliyor. Fakat daha sessiz, sakin, olgun dinliyorlar. Büyük bir tezahürat yok. Eskiden oyunun arasında bile olurdu.

* Geleceğe dair olumlu bir ışık görüyor musunuz?

Aslında giderek daha umutlanıyorum. Bıçak kemiğe dayandı ülkemizde. Ekonomik sıkıntılar yaygınlaştı. Bu da karşılığında elbet bir şeyler doğuracak.

* Ülkenin bu halini Nâzım’ın şiirlerinden hangisi ile ifade ederdiniz?

Uzun zamandır işçiler ile ilgili şiirler söylemiyordum. Bu oyunda “Türkiye İşçi Sınıfına Selam” şiirini koydum. Tekel direnişçilerine yeniden bir selam verdik.

* Repertuvardaki şiirleri neye göre belirlediniz?

Bir ölçüde Nâzım ile ilgili bulabildiğim görüntülere göre seçim yaptık. Bu bir belgesel oyun. Oyunun başından sonuna kadar bana eşlik eden görüntüler var. Küba devrimi mesela. Biz de Nâzım’ın peşinden Küba’ya gittik. Oraya Nâzım’ın heykelini götürüp diktik. Kurtuluş Savaşı da girdi. Daha evvel bu kadar yer almıyordu.

İktİdarla aram yok, hİçbİr Şeylerİne İnanmIyorum

* Nâzım’ın şiirlerinin hâlâ aynı coşku ile okunmasındaki neden ülkedeki sorunların değişmemesi olabilir mi?

Ülkemiz ile bağlantılı bir şey olmadığını düşünüyorum. Bu şiirler dünya çapında etkili. Çünkü insanlığa dair. Zaten Nâzım şöyle der, “Biz politik şiir yazıyoruz ama bir genç sevgilisine aşkını itiraf etmek isterken de bizim yazdığımız şiirleri kullanmalıdır. En güzel aşk şiirini de biz yazmalıyız.” Keza yazmıştır da. İnsanlar en büyük özlemlerini dile getirmektedir. Bu özlemler de hiç bitmeyecek, çünkü istenilen yere ulaşılamıyor.

* İktidarın tutumunu Nâzım’ın şiirleri ile değerlendirebilir misiniz?

Nâzım’ın şiirini böyle bir yerde kullanmayayım. Bu iktidar ile aram yok. Hiçbir şeylerine inanmıyorum. Açılımlarına ve demokrat görünme isteklerine de... Nâzım’ı bile buna alet ediyorlar. O kadar sahte geliyor ki bütün bunlar. Acaba Nâzım’ın şiirlerini okudular mı? Nesine katılabilirler ki... Öyle bir dünyanın insanı bile değiller.

Bİr komplo var, muhalefetİn lİderİ de tuzaĞa DÜŞÜRÜLDÜ

* Yapılan kahvaltılardaki sanatçıların tutumlarını nasıl değerlendirdiniz?

Hükümetin o kitapları, o edebiyatı ve o filmleri gördüğüne inanmıyorum. Onları okumuşçasına davranıyor. Sanatçı arkadaşlarımız da o gösterinin figüranı olarak, sofra başında yerini alıyor. Figüran ve vitrinde manken olarak kullandıklarını düşünüyorum.

* Deniz Baykal’ın son dönemde yaşadıkları hakkında neler düşündünüz?

Bu herkesin başına gelebilecek bir şey. Tabii ki bir komplo kurulmuş. Muhalefetin bir kabahati olduğunu düşünmüyorum. Ama muhalefetin lideri de tuzağa düştü.

Hâlâ eziliyorsak kabahatin çoğu senin

“Şu sıralar Nâzım’ın en çok ‘Dünyanın en tuhaf mahluku, kabahat senin diye dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin canım kardeşim’ dediği şiirini okuyorum. Halk kitlelerinin vurdumduymazlığı ve kendi içine kapanmalarını anlatıyor. ‘Hâlâ eziliyorsak ve sömürülüyorsak, dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin. Bu kadar baskıya, sen karşı çıkmıyorsun. Silkelensen, böyle olmayacak. Bütün kabahati sana yıkmak istemem ama maalesef hepsi senin’ diyor. Bu şiiri çok geniş anlamlı düşünüyorum. Sivas 93’te de kullandım. Bugünlerde her türlü şey yapılıyor ama bir bakıyorsunuz seçimlerde yine müthiş bir zafer.”

Nâzım Hikmet insanların derininde bir yerlere dokunuyor

* Tiyatroda şiir dinletisi çok köklü değil. Bunun nedeni ne sizce?

Şiiri tiyatro sahnesinde tiyatro olarak kabul ettirmek çok kolay bir iş değil. Nâzım Hikmet’in seyirciye etkisi hepsinden başka. İnsanların derinlerinde bir yerlerine dokunması önemli. Bunu da Nâzım’ın 13 yıl hapiste kalmasına bağlıyorum. O gün yazdığı şiirleri bütün mahkum arkadaşlarına okumuş. Çoğu cahil, köylü insanlar olmasına rağmen. Onlara okuyor ve tepki alıyor. Onlar anlamıyorsa oturuyor ve baştan yazıyor. Onların eleştirilerine göre şiirlerini şekillendiriyor. Bu nedenle 7’den 70’e en cahilinden en okumuşuna kadar herkese seslenebiliyor.

* Nâzım’ı anlayabildik mi?

Anlayanlar var. Sivas 93 son yıllarda en çok seyirci toplayan oyun, 95 bin. Milyon nüfuslu bir ülkede 95 bin kişi nedir ki, hiçbir şey. Onları aydınlatmaya çalışıyoruz ama geri kalan ne olacak? Olsun varsın, o kadarını aydınlatmak da önemlidir.

Dünyanın en tuhaf mahluku

Akrep gibisin kardeşim,

korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.

Serçe gibisin kardeşim,

serçenin telaşı içindesin.

Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat.

Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.

Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef.

Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını

sürüye katılı verirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.

Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,

hani şu derya içre olup deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende.

Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, -demeğe de dilim varmıyor ama- kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

Nâzım Hikmet

Eda Solmaz - Vatan
Yayın Tarihi : 16 Mayıs 2010 Pazar 12:08:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?