13
Haziran
2025
Cuma
KÜLTÜR/SANAT

DEVLET ARKEOLOJİYE BİR ELİYLE VERİP DİĞERİYLE ALIYOR

Kültür Bakanlığı tarafından geçen yıl arkeolojik kazılara 21 milyon lira ödenek ayrıldı. Bu yılın ilk 3 aylık kazı döneminde ise destek 6.5 milyon lirada kaldı. Maliye ise desteğin yarısı vergi olarak geri alıyor.

Antik Yunanlılar, Nâzım Hikmet'in deyimiyle, "Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan" yarımadaya, kendilerinin doğusunda yer aldığı için "güneşin doğduğu yer" anlamına gelen "Anatolia" demişler. Ve bu söz evrilmiş, Türkçede kutsal sayılan "ana" sözcüğüne de uydurularak, "Ana-dolu"ya dönüşmüş. İşte, tanrıların tanrısı Zeus'un Tesalya'daki Olimpos Dağı'ndan daha yücelerini bulduğu için pek de ayrılmak istemediği Anadolu'da, doğa ve insanın el ele vererek toprak altına ittiği uygarlıkları gün ışığına çıkarmak için yaklaşık 150 yıldır farklı form ve nitelikte bilimsel kazılar yürütülüyor. Türkiye'de halen toplam 203 alanda kazı çalışması sürdürülüyor. Kazıların tamamında 5 bin kadar akademik, 10 bin dolayında da yardımcı personel çalışıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı geçen yıl 21 milyon lira olan ödenekleri bu yılın 3 aylık ilk kazı döneminde yalnızca 6.5 milyon lirada tuttu. Kriz nedeniyle sponsorluklar da azaldı.

Kültür veriyor, Maliye alıyor
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Necmi Karul, son yıllarda ödeneklerdeki artışın genel olarak kazı çalışmalarını olumlu etkilediğini vurguluyor: "Ancak ödeneklerdeki artış hızı reel olarak gerçeği yansıtmıyor. Çünkü devlet, verdiği ödeneklerin yaklaşık yarısını vergi ve SGK primi olarak geri alıyor. Maliye Bakanlığı her kazı alanı faaliyetini bir şirket olarak değerlendiriyor ve böyle olunca da işlerimizin arasına bir de bürokratik işlemler giriyor."
Ağırlıklı olarak üniversitenin ayırdığı fonları kullandıklarını söyleyen İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Aksaray Güvercinkayası Kazıları Başkanı Doç. Dr. Sevil Gülçur da Maliye Bakanlığı'nın tutumundan yakınıyor: "Ödeneklerde asıl sorunumuz Maliye Bakanlığı. Çünkü bizi bilimsel çalışma yapan ekipler olarak değil de birer şirket gibi algılıyor. Bu nedenle kazı süresince yemek ödeneği dahi verilmiyor. Yemek maliyetleri kazıya katılan öğrenciler de dahil, cebimizden çıkıyor. Ayrıca Maliye bir ödenek kalemindeki fazlalığı, yemek gibi diğer bir kaleme aktarmamızı da engelliyor."

Sponsorluk azalıyor
Aynı zamanda Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Başkanı olan Karul, Türkiye'de arkeolojik kazılarda sponsorluk kurumunun henüz gelişemediğini kaydediyor: "Çok az sayıda kuruluş ve şirket bunun önemini kavrayıp destek veriyor. Ya da Troya gibi çok ünlü alanlar destek alabiliyor ki zaten o ünlü kazı alanlarının sponsorlukları da çok uzun yıllardır bu işin önemini çoktan kavramış olan yabancı şirketlerde" diyor. Yine de son yıllarda yerli sponsorluklarda da belirli bir artış olduğunu belirten Karul; ama kriz nedeniyle bu yıl bir miktar azalma olduğunu vurguluyor. Gülçur da sponsorlukların genellikle çok gözde olan kazılara verildiğini söylüyor: "Sponsorluklar genellikle nakit olarak değil de ulaştırma, araç-gereç, yemek gibi, ödeneklerden karşılanamayan kalemlerin sağlanmasını içeriyor ki bunlar da bizim için çok önemli destek. Maalesef bu sene, önceki yıllardaki kadar sponsorluk sağlanamadı."

Arkeologların verdikleri bilgilere göre, her bir kazı alanında 10 ile 50 arasında yerli-yabancı akademik personel görev alıyor. Ayrıca, kazı alanının gereksinimlerine bağlı olarak 30-100 kadar yardımcı personel çalıştırılıyor ve bunların hemen tamamı yöredeki köy ve kasabalardan sağlanıyor. Böylece, ödeneklerin neredeyse tamamı, yüzde 95-99'u yardımcı ve akademik personel için harcanıyor. Bunun önemli bir bölümünü de vergi olarak Maliye, sigorta primi olarak da SGK geri alıyor.

Her bir kazı küçük bir fabrika
Mevcut kazı çalışmalarının Türkiye'deki toplam potansiyelin çok az bir bölümünü oluşturduğunu belirten Karul, "Oran vermek çok zor; çünkü tüm envanteri çıkaracak bir çalışma henüz yapılmadı. Bu nedenle birçok arkeolojik alan yağmalanıyor ya da tarım ve inşaat gibi faaliyetlerle yok ediliyor. Arkeolojik kazıların öncelikle bilime katkısı önemlidir. Arkeoloji bilimi geçmiş döneme ilişkin algının değişimini, kanıtlanabilir bir geçmişe sahip olmamızı sağlar" diyor.
Bir başka önemli yanın da kazı yapılan alanlara sağladığı önemli ekonomik canlanma olduğunu kaydeden Karul, "Çünkü kazı için ayrılan ödeneğin hemen tamamı yöredeki insanların istihdamına harcanıyor. Bu katkı kazı süreciyle sınırlı değildir; yöreye ziyaretçiler sürekli gitmekte ve canlanmayı kesintisiz kılmaktadır. Bir başka deyişle, her kazı bölgesine adeta birer küçük fabrika kuruyoruz" diyor.

Akaryakıt zammı mağdurları
"Bizler kazı programlarını ve dolayısıyla bütçelerini aralık ayında yapar, ocak ayında onaylatırız" diyen Gülçur, maliyetleri arasında en önemli kalemlerden birisinin de ulaştırma/nakliye olduğunu söylüyor. Gülçur, "Son akaryakıt zammı tüm kazı çalışmaları Bursa Aktopraklık'taki tarih öncesi döneme ait kazının başkanlığını da yürüten Yrd. Doç. Dr. Necmi Karul, ihalesi geçenlerde tamamlanan İstanbul-İzmir otoyolunun güzergâhından kaygılı. Karul, "Burası, MÖ 6350'ye tarihlenen, yeryüzünün ilk yerleşim birimlerinden birisidir. Şimdi, yeni otoyolun güzergâhı bu çok önemli kazı alanını tehdit etmektedir. Biz, aynı zamanda Uluabat Gölü'nün doğal sit alanını da tahrip edecek olan güzergâhının değiştirilmesini istiyoruz ve bu konuda bir kampanya başlatmak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz" diyor.
 

XANTHOS

Direnenlerin kenti
Antalya Kaş'a bağlı Kınık beldesi yakınlarındaki Xanthos'ta kazılar 1950'den beri Bordeaux Üniversitesi ve Fransız Yüksek Arkeoloji Akademisi tarafından yürütülüyor. Likya'nın 3 oy hakkına sahip 5 büyük kentinden biri olan Xanthos, Persler'e karşı MÖ 545'te verdikleri savaşla ünlü bir kent.


KIBYRA

Roma'nın yargı merkezi
Burdur Gölhisar'daki Kibyra Antik Kenti'nde kazı çalışmaları, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru başkanlığında 30 kişilik bir ekip tarafından yürütülüyor. Kibyra, özellikle Roma İmparatorluğu döneminde en parlak dönemini yaşadı. Roma'nın yargı merkezi olan Kibyra aynı zamanda 25 kentin başkentiydi.


ANTIOKHEIA

Bölgesel başkent
Isparta Yalvaç'taki Pisidia Antiokheia'da kazılar Doç. Dr. Ahmet Özhanlı başkanlığında 30 kişilik öğrenci ve bilim grubunun tarafından sürdürülüyor. Roma döneminde Pisidia bölgesine başkentlik yapacak kadar önemli olan antik kentte anıtsal çeşme Nympheum önünde bulunan meydanın ortaya çıkarılması, St. Paul Kilisesi çevre düzenlemeleri, mozaik konservasyonu gibi birçok çalışma yapılması da planlandı.


ZEUGMA

Çingene Kız ile ünlü
Mozaikleriyle ünlü Zeugma'da bu yılki kazı çalışmaları, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kutalmış Görkay başkanlığında 60 kişilik bir ekip ile yürütülüyor. Çalışmalarda Dionysos ve Danae Evleri restore edilecek. Birecik Barajı yapımı sırasında Çingene kızı mozaiki ile ünlenen kent, MÖ 300'de Büyük İskender tarafından "Selevkia Euphrates" adıyla kuruldu ve daha sonra "köprü", "geçit" anlamına gelen "Zeugma" adını aldı.


RHODIAPOLIS

Yardımsever Opramoas'ın kenti
Antalya Kumlucu'daki Rhodiapolis'te kazılar Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. İsa Kızgut tarafından yürütülüyor. 1892'de keşfedilen kentin en ünlü siması, 2. yüzyılda yaşamış ve tüm Likya kentlerine yardım etmiş en ünlü yardımsever Opramoas'tır. Şehirde, tiyatro, hamam, Opramoas anıtı, kilise, nekropoller ve çok sayıda su sarnıcı bulunuyor.


TLOS

Zirvede bir kent
Muğla Fethiye'deki Tlos Antik Kenti'nde kazı çalışmalarını Prof. Dr. Taner Korkut yönetimindeki ekip yapıyor. Ekip bu yıl çalışmalarını, kuruluşu MÖ 3 bine tarihlenen kentin akropol, stadyum, büyük hamam ve tiyatro ve yeni kazı alanı dünyada bilinen tek örnek olbuğu belirtilen Kranos Tapınağı'nda sürdürüyor.


LAODİKYA

Tekstil kenti
Efes'ten sonra Anadolu'daki en büyük yerleşim yeri olarak bilinen Denizli yakınındaki Laodikya Antik Kenti'ndeki kazılar, Pamukkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığında sürdürülüyor. M.Ö. 2000 yılına tarihlenen kentin, şimdilerin Denizli ve çevresi gibi önemli bir tekstil kentiydi ve loncalar şeklinde örgütlenen tekstilciler ihracat da yapıyordu.


LABRANDA

Zeus'un kutsal alanı
Muğla Milas'ta 1948'den beri kazı çalışmaları yürütülen Labranda antik kentinde kazı başkanlığını İsveçli Arkeolog Prof. Dr. Lars Karlsson yürütüyor. Zeus'un kutsal alanı olan Labranda'de en eski buluntular, kentin kutsal alanında 497'de yapılan savaşta, Miletliler'le birlikte Pers ordusuna yenildiğini gösteriyor.


HATTUŞA

Bir dünya mirası
Çorum Boğazkale'deki, Anadolu'nun en önemli arkeolojik kazı alanlarından Hattuşa'da çalışmalar Kazı Başkanı Alman Arkeoloji Enstitüsünden Doç. Dr. Andreas Schacner başkanlığında yürütülüyor. Hattuşa 1986'dan bu yana Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor. Hattuşaş kelimesi, Hattus'dan, yâni Hatti insanlarının verdiği orijinal addan geliyor.

Osman Şenkul - Referans
Yayın Tarihi : 18 Temmuz 2009 Cumartesi 19:46:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?