14
Haziran
2025
Cumartesi
KÜLTÜR/SANAT

DÜNYA STARLARI GELMEZSE NASIL TANITACAĞIZ?

Deneyimli sinema yazarı Vecdi Sayar artık Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin organizasyonundan sorumlu. Ancak yapmak istediği değişiklikler camiada tartışma yarattı.

Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin başına sanat yönetmeni, sinema yazarı ve sahne tasarımcısı Vecdi Sayar geldi ve “Gösterişi değil, içeriği ön plana çıkartan bir program hazırlamayı planlıyoruz. Amerikalı starlara yatırım yapmak yerine Türk sinemasının tanıtımı için çalışmalıyız” diyerek dikkatleri üzerine çekti; “Hollywood yıldızlarının festivalden uzaklaşmasıyla nasıl tanıtım olabilir?” sorusu kafaları kurcalamaya başladı. Festivaldeki film pazarını da bir “özenti” olarak gördüğü için kaldırmayı planlayan Sayar, ayrıca yarışacak filmlerin daha önce hiçbir festivalde gösterilmemiş ve vizyona girmemiş olmasını da şart koşuyor.
Bu konularla ilgili düşüncelerini Altın Portakal almış oyunculara, yönetmenlere, yapımcılara, sinema yazarı Atilla Dorsay’a sorduk.

“Cannes bile starların peşinde”
Abdullah Oğuz (Yönetmen)

-Uluslararası starların buraya gelmesinin Türk sinemasına katkısı olduğunu düşünüyorum. Yıllardır “Muhteşem Süleyman” filmini uluslararası bir film yapmaya çalışıyorum. Adrien Brody’yi Süleyman olarak düşünüyordum. Brody geçen yıl buraya gelmemiş olsaydı, ben sadece senaryoyu yollasaydım farklı bakacaktı bu işe. Şimdi daha sıcak bakacağını düşünüyorum. Cannes Film Festivali bile Angelina Jolie ve Brad Pitt halıda yürüdüğü zaman ilgi görüyor. Cannes bile onların peşinde.
- İlgi toplamak için bütün sezon görülen filmlerin yarışması daha doğru değil midir?

“Bakir filmler aranmalı”
Atilla Dorsay (Sinema yazarı)

-Festivalin başına bir sinema yazarının gelmesi olumlu. Çünkü bütün dünyada Cannes, Berlin ve Venedik dahil festival yöneticileri çoğu sinema yazarı olan gerçek sinema adamlarından seçilir. Uluslararası yıldızların katılmasını çok önemsemiyorum. Ama bunu da aniden sıfır düzeyine düşürürse kamuoyu düş kırıklığına uğrar.
- Film pazarının ileride yeniden düşünülmesi gerek.
-Vecdi Sayar’ın “Katılacak filmler daha önce hiçbir festivalde gösterilmemiş ve vizyona girmemiş filmler olmalı” ifadesine tamamen katılıyorum. Bakir filmler aranmalı. Bu bütün festivallerde böyledir. Bu daraltıcı olursa da olsun. 30 film başvurmasın da 16 film başvursun.

“Böyle bir festival haber bile olmaz”Fatih Aksoy (Yönetmen)
-Antalya Belediyesi son dört-beş yıldır bu festivali bir sirk gösterisi olmaktan çıkarıp gerçek bir festivale dönüştürmüştü ve çok iyi gidiyordu. Şimdi tekrar çapsız ve ufuksuz bir festival haline gelecek maalesef. Ne yapmak istiyorsunuz? Geçmişte olduğu gibi Antalya’da birbirimizi mi ağırlayacağız? Bu şekilde hiçbir tanıtım olmaz, böyle bir festival iki satır haber bile olmaz.
-Film pazarı etkili olabilirdi yıllar içinde. Ama kalkacak. Bizden de beklenen budur. Dört yıl sürdürüp vazgeçilir, sonra tekrar karar verilir falan...
- Türkiye’de kaç tane film yapıldığı ortada zaten. Yayımlanmamış 8-10 film, bir süre sonra bunu da bulamazlar. Bulamayınca da tekrar eski sisteme dönülür. Bu kadar da zikzak yapılmaz ki...

“Menderes Türel bizi dışlamıştı!”
Fikret Hakan (Oyuncu
)
-Antalya eski belediye başkanı Menderes Türel bizi festivalden dışladı. Üç yıldır bizi festivale davet etmedi. Kovaladı. Sen kendi sanatçına saygı göstermessen, onları adam yerine koymazsan, gavurlara avuç dolusu paralar verirsen Antalya halkı da işte seni böyle kovalar!
-Festivale film marketing bulaştırılmamalı.
-Birtakım insanlar bir filme emek ve para harcamışlarsa bunlara karşı hoşgörülü olmak gerekir. Bırakalım daha önce gösterilen filmler de yarışsın.

“Film pazarının kaldırılması zarar verir”
Hülya Koçyiğit (Oyuncu)

- Festival son dört yıldır gerçekten uluslararası film festivali olma niteliğinde çok yol kat etti.
Şimdi bütçesinde bir kısıtlama yaşanacağını duyduk. Bu bir zorunluluk olabilir. Eğer böyleyse “Geçicidir” diyerek buna bir süre katlanabiliriz. Ancak ünlüler davet edilmezse festival ihtişamından bir şeyler kaybeder. Dilerim bu devam etmez.
-Filmlerimizin yurtdışına satılıyor olması festivalin can damarıdır. Film alışverişinin sekteye uğraması festivale zarar verir.
-Festival eski prensibini korumak istiyor olabilir. Saygı duyarız.

“Vizyona girmemiş film şartı daraltıcı”
Mehmet Soyarslan (Yapımcı)

-Türkiye’de sinema salonları kapanıyor. Dolayısıyla tanıtım çok önemli.
-Mesela Nuri Bilge Ceylan’ı zaten dünya tanıyor. Ama “Recep İvedik”i, “Muro”yu kimse bilmiyor yurtdışında. Bunlar satılmazsa endüstri nasıl para kazanacak?
- Filmlerde daha önce vizyona girmemiş olma şartı aranması daraltıcı bir şey.

“Film bulamadıkları günleri unutmasınlar”
Oktay Kaynarca (Oyuncu)

-Dünyaca ünlü bir yıldızın gelmesi bile bu festivalden bir sürü insanın da haberi olmasını sağlıyor. Bunun devam etmesi lazım.
- Film alışverişi çok başarılı değildi, çok amatörceydi. Ama girişim girişimdir. Üzerine gidilmeli.
- Eğer bir film daha önce gösterilmişse ve beğenilmişse festivale katılmalı. “Recep İvedik” türü filmlerden bahsetmiyorum tabii. Daha önce vizyona giren filmler arasından sıkı bir ön kurulla festivale katılacak filmleri seçebilerler. Bu kararı uygularken festivalde gösterecek film bulamadıkları günleri unutmasınlar.

“Hollywood yıldızları ilgiyi artırıyor“
Tülin Özen (Oyuncu)

- Hollywood yıldızlarının ve sinema için gerçekten değerli insanların gelmesi festivali yüceltiyor. Türkiye’deki en eski festivallerden bir tanesini sönükleştirmenin fayda getirmeyeceğini düşünüyorum.
-Altın Portakal’da ilk kez gösterilme şartını koyarsa Türk filmlerinin yurtdışında yarışma şansı düşer. Büyük çoğunluk da yurtdışındaki festivalleri tercih eder. Altın Portakal’da yarışacak film sayısı ve seçeneği azalır.

“Yeni yönetimin yeni kararlar alması doğal”
Zeki Demirkubuz (Yönetmen)

- Yeni yönetimin kendi koşulları doğrultusunda yeni kararlar alması doğal karşılanmalı.
-Hollywood yıldızlarının festivale davet edilmesi gereksiz bir popüler bakış getiriyordu. Doğru bulmuyordum. Bir sürü gereksiz bütçe ayrılıyordu.
-Festivale katılacak filmlerin daha önce başka yerde gösterilmemesiyle ilgili fikre katılıyorum. İdeali budur. Bu, festivale karşı bir heyecan yaratır. Öbür türlü herkesin izlemiş olduğu filmlerlerle yaratılacak atmosferin heyecanı eksik kalıyor.

“Festivalin ulusal boyutu daha ön planda olacak”
Vecdi Sayar (Antalya Uluslararası Altın Portakal Film Festivali ve AKSAV Genel Sanat Yönetmeni)

-Ben “Altın Portakal uluslararası bir festival olmaya devam edecek ama, ulusal boyutu daha ön planda olacak” dedim. Bu, “yerel” olacak anlamına gelmiyor herhalde. Türkiye’nin en köklü ulusal film festivalinin bu özgünlüğünü koruyarak uluslararası planda saygınlık kazanabileceğine inanıyorum. Dünyanın tüm önemli festivallerine katılmış, bazılarında jüri üyeliği yapmış bir festival yöneticisi olarak uluslararası yıldızların da katılacağı bir festivale karşı olmam söz konusu olabilir mi? Festivalin “görkem”ine gelince, bunu sağlamanın yolu, gösterişli dekorlardan geçmez, tutarlı bir program, aksamayan bir organizasyon ve halkın katılımını sağlamaktan geçer. Elbette, bir “glamour” boyutu da vardır festivallerin.
-Konukların çok iyi ağırlandığı pek çok festival vardır yeryüzünde, konuklar “çok iyi bir tatil yaptık” duygusuyla ayrılırlar; içlerinden pek azı o ülke sineması hakkında bir fikir sahibi olarak ayrılır festivalden.
-Film market uygulamasını yapmayacağız ama Antalya’yı sinemamızın dış dünyaya sıçrama platformu olarak değerlendireceğiz.
-Yarışacak filmlerin daha önce hiçbir festivalde gösterilmemiş ve vizyona girmemiş olma kuralını 2010 Festivali için getirmek istiyoruz. Tüm ciddi festivaller bu kuralı uygular. Elbette, izlenmesinde yarar gördüğümüz filmleri yarışma dışı bölümlerde değerlendirebiliriz.

 

Milliyet
Yayın Tarihi : 22 Haziran 2009 Pazartesi 15:11:27
Güncelleme :22 Haziran 2009 Pazartesi 15:23:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?