19
Mayıs
2024
Pazar
KÜLTÜR/SANAT

SİRKECİ'DE GİZLİ BİR KÜLTÜR MERKEZİ: HOJA PASHA

Ana caddeler her zaman çok oyalayıcı biz de biraz ürkek olunca, ara sokaklardan ve oradaki sürprizlerden bîhaber yürüyüp gidiyoruz. Yazık ki, neler kaçırdığımızın farkında bile olmuyoruz.

Ne var sanki, bir otomat gibi hep aynı çizgiyi takip etmesek de, meraklı başımızı bir sokaktan uzatıversek! Bir iki, üç beş adım hepsi bu; on yıllardır yaptığımız şeyi yapmadık, Sirkeci'den Cağaloğlu'na doğru tırmanmadık, köşedeki baklavacıyı geçince ilk sokağa daldık vee bir kültür merkeziyle tanıştık: Hodja Pasha Art&Culture Center...

Hoca Paşa Hamamı, 550 yıllık mazisinin son yirmi yılında pek de hayırla yâd etmediği iş hanı ve fırın deposu gibi hizmetlerden azat edildiği için mutlu olmalı zira, haziran ayından bu yana bir odası sema ayinleri için kullanılıyor. Kurtarıcısı kim hamamın; Sultanahmet'te doğup büyümüş bir inşaat mühendisi; Kemal Çakırgöz... Kişi İstanbul'un kalbinde, Tarihi Yarımada'da doğarsa elbet, böyle bir eseri kurtarmak boynunun borcudur ve tabii turizm işlerine bulaşması kaçınılmazdır. Çakırgöz de yirmi yıldan bu yana turizm sahasında iş görüyor ve altı yıldır Sirkeci Tren Garı'nda sema ayinleri düzenliyor.

Kemal Çakırgöz'ün hamamı kiralayıp restore ettirmesinin altında sema gösterileri için uygun bir mekân arayışı da yatıyor. Son yıllarda semazenlerin olur olmaz yerlerde, adapsız biçimde, tamamen ticari kaygılarla döndüğünü hatırlayınca, kültür merkezinde sema ayini için elverişli ve estetik bir bölüm hazırlanmış olması bir kat daha değer kazanıyor. Hodja Pasha'da, yemek yenip çay içilecek bir mekânın olmayışı da zihnimizde oluşan 'uygun ortam' inancını pekiştiriyor. Çatal bıçak sesleri arasında dönen semazen görüntüsünden rahatsız değil miydik biz?

Salı ve perşembe günleri hariç haftanın beş günü yapılan sema ayininin izleyicisi Hintli, Amerikalı ve Avrupalı turistler. Türklerin yolu, ancak yabancı misafirleri varsa Hodja Pasha'ya düşüyor. Kültür Bakanlığı'nın isteği üzerine turizm ya da Müzeler Haftası'nda halka açık gösteri düzenleyen Çakırgöz, "Metrolara ilan asmamıza rağmen on kişiyi bir arada göremedik." diyor. Neyse ki merkez, daha ziyade turistleri çekmeyi hedefliyor. Hoca Paşa da bu yüzden Hodja Pasha olmuş zaten. Sema ayinine girmeden önce turistlere sekiz dilde hazırlanmış bir bilgilendirme kitapçığı veriliyor. Kitapçık, misafirleri, ayin esnasında sessiz olmaları hususunda uyardıktan sonra Mevlânâ ve Mevlevilik ve sema hakkında son derece aydınlatıcı ve işin özüne uygun bilgiler sunuyor. Mevleviliğin dinden soyutlanmış mistik bir yaşam biçimi gibi lanse edilmesine öyle alışmışız ki, kitapçıkta geçen, "Allah'a tam bir gönül bağlamak" gibi ifadelere rastlayınca seviniyoruz. Kemal Çakırgöz, bu mekânda semanın, başından sonuna bütün ritüelleriyle yapıldığını hatırlatıyor. Semazenler ve şeyh posttaki yerlerini aldıktan sonra Itri'nin bestelediği Naat-ı Şerif'in okunuşu ve ayinin Kur'an-ı Kerim tilavetiyle son bulması aslında bir ibadet biçimi olan semanın hakkıyla yerine getirildiğini gösteriyor. Çakırgöz'ün arkadaşları kimi zaman takılıyorlarmış kendisine; "Turistin birine para versen, gel şurada Kur'an dinle desen, gelmez. Sen hem Kur'an dinletiyorsun hem de parasını alıyorsun." Bu arada, Hodja Pasha'da sema ayini izlemek için 40 lira ödemek gerekiyor; ancak grup rezervasyonlarında indirim yapılıyor.
 

HODJA PASHA'YA UYGUN BİR SERGİ: 100 KERE GEL
Şu günlerde bu eski hamam yeni kültür merkezini görmek için sema ayini izlemek dışında bir bahaneniz daha var; kültür merkezinin fuaye salonunda açılan '100 Kere Gel' başlıklı bir fotoğraf sergisi. Sultanahmet Gazetesi'nin kurucusu Ercüment Çalışlar'ın bu mekânda çektiği siyah beyaz fotoğraflar, semanın her biri farklı bir anlam taşıyan bütün ritüellerini yansıtıyor. Hodja Pasha, böyle geçici sergiler dışında, eylül ayından itibaren 'İstanbul ve Anadolu dans kültürü' başlıklı kalıcı bir sergiye de ev sahipliği yapacak.
 

Ülkü Özel Akagündüz - Zaman
Yayın Tarihi : 26 Temmuz 2009 Pazar 16:02:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?