Bayram günlerinde başrolü hep 'nostalji' kapar. Bu yıl da muhtemelen aynısı olacak ve bayram nostaljik hikayeler eşliğinde geçecek. Nostaljik hikayelere bir katkı da Pera Müzesi'nden geldi bu yıl. 20 Ekim'de açılan ve 7 Ocak'a kadar sürecek 'Konstantiniyye'den İstanbul'a XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi'nin Rumeli Yakası Fotoğrafları' adlı sergi adından da anlaşılacağı gibi izleyenleri tarih tünelinde bir yolculuğa çıkarıyor. Suna ve İnan Kıraç'ın Eski İstanbul Fotoğrafları Koleksiyonu'ndan derlenen sergide 100'ü aşkın fotoğraf yer alıyor. Caranza, Robertson, Kargopoulo, Ferrier, Pascal Sebah, Sebah&Joaillier, Abdullah Kardeşler ve Gülmez Kardeşler gibi dönemin önemli fotoğrafçılarının imzasını taşıyan fotoğraflar hem Osmanlı başkentinin fiziksel ve sosyo-kültürel yapısı üstüne fikir veriyor hem de bugün çoğu şekil değiştirmiş veya kaybolmuş güzellikleri hatırlatıyor. Örneğin henüz köprülerin ve binaların arasında kaybolmamış olan Galata Rıhtımı. Ya da bugün yerinde yeller esen Tophane Meydanı. Bugün kültür merkezi ve sinema olarak hizmet veren, o yıllar Ortaköy sahilinde tek başına Boğaziçi'ni seyreden Feriye Karakolu...
Tarihi belge değerinde
Sergiyle birlikte bir de kitap yayımlıyor Pera Müzesi. Mimar M. Sinan Genim ile araştırmacı Ahmet Abut'un birlikte hazırladığı kitap da sergi gibi bugün yeni bir çehre kazanmış, büyük bir metropole dönüşmüş hatta silueti, mimarisi değişmiş İstanbul'un dününü seriyor gözler önüne. Genim bu çalışmayla ilgili kaleme aldığı yazıya Lewis Hine'ın "Fotoğraflar yalan söylemez, ama yalancılar fotoğraf çekebilir" sözüyle başlıyor. Ve bu fotoğrafların bir dönem İstanbul'un gerçeklerini yansıttığını söylüyor. Efsane ve hikâyelerle çarpıtılma ihtimaline karşın doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyen belgeler olarak niteliyor bu fotoğrafları.
Bugün trafiğinden, keşmekeşinden, çarpık yapılaşmasından şikâyet edilen İstanbul'un hayal âleminden gelen manzaraları gibi görünse de bu fotoğrafların tarihi birer belge olarak da değeri yadsınamaz. Şehirler insan eliyle şekillendirildiğine göre bu sergideki fotoğraflardan nostaljik tadın ötesinde geçen yüzyıldan bu yana insanların İstanbul'a yaptıklarına da şahit olunabiliyor. Fotoğraflar, Karaköy'den Tophane'ye oradan da Dolmabahçe Sarayı'na kadar uzanan şeritte yapılaşmanın Boğaziçi'nin siluetini nasıl da değiştirdiğine şahit ediyor göreni. Arnavutköy'ün fotoğrafına bakarken mimarinin nasıl değiştiği, 19'uncu yüzyıl ortasındaki yapıların yerinde bugün onlara hiç benzemeyen apartmanların dikildiği görülüyor.
Sergi de hazırlanan kitap gibi İstanbul turuna Karaköy'den başlıyor. İlk durak Beyazıd Kulesi'nden limanın görünüşü. 1887 tarihli bu fotoğrafla birlikte o tarihte İstanbul'un dünyanın en büyük ikinci limanı olduğu ve günde 23 bin 742 ton yük indirilip bindirildiği gibi bilgiler de yer alıyor. En önemli notu da sona saklıyor kitapta Genim. Fotoğraflara bakarken ona hak vermemek de imkânsız: "Fotoğraflar yalan söylemiyor. Geçmişte Boğaziçi çok düzgün yapılardan oluşuyordu, bütün tepeler yemyeşildi, günümüzü nazaran mükkemmel bir oluşumdu... Ders almasını bilirsek, gelecek için pek çok ipucu taşıyor bu belgeler, elbette ki bilgimiz müsaade eder ve değerlendirebilirsek". Sergi bayram tatili de dahil olmak üzere pazartesi günleri hariç her gün ziyaret edilebilir. Pera Müzesi tel: 0212 334 99 00