14
Haziran
2025
Cumartesi
KÜLTÜR/SANAT

SANDIKLARDAN GÖÇ ÖYKÜLERİ ÇIKIYOR

Mübadele yıllarında Ege'nin iki yakasında yaşanan zorunlu göçlerle savrulan hayatların öyküleri, belgesellerle yaşatılıyor. Rumlara karşı önyargıları yıkmak isteyen belgesellerde hüzün başrolde...

Zorunlu göçler sonucu bilmedikleri topraklarda yeni bir hayat kurma mücadelesi verenler, yanlarına bir daha hiç göremeyecekleri evlerinin kokusuyla üç beş vazgeçilemeyen eşyanın sıkıştırıldığı sandıklarını da alırlar mutlaka. 18 yaşında, biri kucağında öbürü karnında iki çocuğu, anne, kayınvalide ve diğer akrabalarıyla Ege'nin karşı kıyısına geçen kadınlar, ellerinde bastonlarıyla yaşlı dedeler, nineler... Gittikleri yerlerde neyle karşılaşacaklarını hiç bilmeden çıkarlar yola, geriye bakmaya vakit bulamadan. Üstelik geldikleri kıyıda aylarca gemilerde bekletilirler. 1922'de mübadeleyle Türkiye'den bir buçuk milyon, Yunanistan'dan da 500 bin kişinin maruz bırakıldığı göçler belgesellere konu oluyor. Yönetmen Enis Rıza da bu konuda duyarlı yönetmenlerden.

Dedeleri Girit'ten gelen Rıza, mübadeleyle Ege'den Yunanistan'a gidenlerle ilgili bir çalışma yaparken Atina yakınlarındaki Nea Makri'ye de uğrar. Nea Makri, adı bir zamanlar Levissi olan Kayaköy'de yaşayanların göç sonucu kurdukları yerleşimdir. Enis Rıza Nea Makri'de dolaşırken, ona Vera Tsoumela adlı bir kadının öyküsünü dinlemesini önerirler: "Nea Makri'de mübadeleyle ilgili sözlü tarih araştırması yapıyorduk. Bize Vera'dan söz ettiler. Vera da oturdu bize uzun bir hikâye anlattı.

Çatı katında anneannesinden kalan bir sandık vardı. Bu sandığın içinde, bakır bir kabın içinde saklanan kuş yuvaları inanılmazdı. Bu manzaradan o kadar etkilendik ki film yapmaya karar verdik. Yunanistan'da bize önce çok sıcak yaklaşmadılar. Ama Samos Film Festivali'nde Ayrılığın Yurdu Hüzün adlı belgeselimiz onur filmi olarak gösterildi ve büyük ilgi gördü. O andan itibaren de sandıklar açılmaya başladı. Herkes bize ailesinin hikâyesini anlatmak istedi. İkinci kez gittiğimizde bizi nasıl karşılayacaklarını düşünmüşler, önce 'Türk-Yunan bayrağıyla karşılayalım,' demişler. Ama sonra 'Bu bayrakları aşar,' diyerek bizi Yunan rakısıyla karşıladılar."

Ayrılığın Yurdu Hüzün, bir ninniyle başlıyor. Enis Rıza, "Babaannem çocukken bu ninniyi bana Türkçe söylerdi, yan komşumuz Ermeniydi, o da çocuklarına Ermenice söylerdi. Biraz araştırdık ve aslında bu ninninin 1453'e kadar gittiğini öğrendik," diyor. Rıza'nın ikinci belgeseli Yeni Bir Yurt Edinmek 17 Kasım Salı, saat 18.30'da Karaköy'deki tarihi Sümerbank binasında gösterilecek. Mustafa Ünlü'nün Eskişehir'de Son Havadis, Tahsin İşbilen'in Benim Giritli Limon Ağacım adlı belgeselleri de yine göç hikâyelerini konu alıyor. Proje, 'Rumlarla ilgili önyargıları yenmek ve güveni yeniden inşa etmek' adıyla Babil Toplum Kültür Sanat Derneği tarafından gerçekleştiriliyor.
 

Figen Yanık - Sabah
Yayın Tarihi : 8 Kasım 2009 Pazar 15:22:31
Güncelleme :8 Kasım 2009 Pazar 15:30:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?