26
Mayıs
2024
Pazar
KÜLTÜR/SANAT

SUYA SABUNA TEKRAR DOKUNMAYA GELDİK

'Olacak O Kadar'ın yeni bölümleriyle karşımıza çıkan Levent Kırca, politik mizah yapmanın zor olduğu bir dönemde yine görev başına geldiklerini söylüyor.

Levent Kırca uzunca bir aradan sonra artık efsane olmuş programı 'Olacak O Kadar'la mayıs ayında tekrar karşımıza çıktı. Yönetmenlik koltuğunu oğlu Oğulcan'a devreden Kırca, sık sık mizah yapmanın zorluğundan bahsedildiği bu dönemde yine suya sabuna dokunmaya geldiğini söylüyor. 'Yaşım gelmiş 60'a, aç değilim açıkta değilim, artık tek niyetim kaliteden ödün vermeden eski çizgimi devam ettirmeye çalışmak' diyen sanatçı şu günlerde, yönetmenliğini yine oğlunun yapacağı yeni bir filmle ilgileniyor.
Kırca'nın adı son olarak önceki hafta, Urfalı bir vatandaşın İbrahim Tatlıses'le ilgili skeçte Urfalıları aşağıladığı gerekçesiyle kendisinden davacı olmasıyla gündeme gelmişti. Kırca bu davanın ve Urfalı davacı 'arkadaşın' 'Olacak O Kadar'ın tarihinde saygın bir yeri olacağını söylüyor.

URFA DAVASININ BİZİM İÇİN ÖZEL BİR YERİ OLACAK
- Daha önce böyle bir dava açılmış mıydı?
'Olacak O Kadar'ın 21 yıllık tarihinde daha önce Devlet Bakanı Işılay Saygın dava açmıştı bize. Bekaret konusunda bir skeçti, yayınlandığımız kanal bir gün kapatma cezası aldı, reytinglerde birinci sıradayken programa ara verdim protesto için. Ama bir izleyicinin açtığı ilk dava bu. Halkı nefrete teşvik ediyor ve aşağılıyormuşum, bu benim aklımdan geçebilecek bir şey değil ama davacı arkadaş bizim tarihimizde saygın bir şekilde anılacak.

- Davacının fikrine katılmıyorum ama saygı duyuyorum mu diyorsunuz yani?
Şimdi domuz gribi var mesela. Yarın öbür gün aşısını bulacaklar ve bu hastalık da korkulur olmaktan çıkacak, sıradan bir rahatsızlığa dönüşecek. Ama domuz gribinin görüldüğü ilk çocuğun heykelini dikmişler, böyle bir dönemin yaşandığını unutmamak için. Bizim için de bu dava böyle, ilktir, saygıdeğerdir, hatırlanması gerekir.

- İbrahim Tatlıses'ten bir tepki aldınız mı?
İbrahim Tatlıses 'ben mağarada doğdum', 'Urfa'da Oxford vardı da biz mi okumadık' gibi lafları çekinmeden eden biri. İki yıl önce bir arkadaşımın kızı onun belgeselini çekmek için o mağaraya girmişti. Belgeseli İbrahim'le birlikte izledik, mağara tam çekilmediği için sitem etmişti, 'doğduğum yeri niye daha ayrıntılı çekmemiş' diye, bu konuda komplekssiz biri. Ben de onun küçük bir belgeselini yapayım dedim, İbrahim mağarada doğdu, işte ateşi buldu, çiğköfteyi buldu gibi... İlk insanlardan günümüze uzanana bir mizahi belgesel. Urfalı arkadaş o kısımda Urfalıların aşağılandığını düşünmüş ama yok öyle bir şey tabii. Eminim hakim de tebessüm edecek. Yoksa İbrahim'den bir tepki almadım, arayıp teşekkür etti, 'güzel espri yapmışsın' diye. O günden beri bazı Urfalılardan 'abi ben de Urfalıyım, kusura bakma' gibi şeyler bile duyuyorum.

DAHA ÖNCE YOĞUN TEMPODAN FENALIK GELMİŞTİ
- Bundan önce neden ara vermiştiniz?
10 yıl önce Işılay Saygın'ın açtığı davada sansüre karşı tepki verip iki yıl ara vermiştik. Daha sonraki dönemde de yorulduk açıkçası. Devlet memuru gibi her gün aynı şeyi yapmak, tuvalete gidilecek zamanın bile zor bulunduğu yoğun bir tempoda çalışmak kolay değil. Bana fenalık gelmişti.

- Şimdi nasıl gidiyor, yorgunluğu attınız mı?
Şarj olduk o arada. Mayıs ayında başladık Fox'ta, dört bölüm yaptık, Eylülde kalan dokuz bölümü de çekip sonrasına bakacağız tekrar. Kanal arka arkaya daha çok bölüm için sözleşme istedi ama artık kaliteden ödün vermek istemiyorum, arka arkaya bir sürü program kaliteyi düşüyor. Daha fazla para kazanmak gibi bir derdim yok ne de olsa.

- Kanaldan yönlendirme oluyor mu skeçlerinize?
Yok, biz sözleşmeye madde koydurduk, herhangi bir müdahale olursa, skeçlerin yeri dahi değiştirilirse biz yokuz diye. Kabul ettiler.

- 21 yıl geride kalmış, format değiştirmeyi, eskidiğini düşündünüz mü hiç?
'Olacak O Kadar' muhalefet programıdır. Halkın iktidara karşı bir silahıdır. Onun için 21 yıldır eskimemiştir, program kendini kabul ettirmiştir ve Levent Kırca bu programı yaparken devlet sanatçısı seçilmiştir. Geçtiğimiz günlerde reytinglerde vardı, tekrar bölümü bile dördüncü olmuştu. Ara verdiğimizde insanlar özlemiştir hatta.

- Programınız alışkanlık yapmıştır belki sizde.
Yok. Bizde şu oluyor; bir program reyting alırsa diğer kanalların yöneticileri de benzer programlar istiyorlar. Birden bire çocuklu, ağalı, mafyalı diziler çıkıyor her yerde, yemekli programlar falan... Bunlar tabii formatları kopyalanabilecek programlar ama 'Olacak O Kadar'ın kopyası yapılamadı. Benzerimiz olmadığı için biz kendimizle yarışıyoruz sadece, başkasıyla işimiz yok. Alışkanlık meselesi değil yani, bu zamana kadar başarılı olmuş sürekli, şimdi niye değiştireyim.

BAŞBAKAN OLUMLU KARŞILAMIŞ DUYDUĞUMUZ KADARIYLA
- Mizah yapılmasının zorlaştığı bir zamanda boşluğu doldurmaya geldiniz galiba tekrar...
Köşe yazarları da yazıyordu Levent Kırca mizahı neden yapılamıyor diye. Mizahçılık yapanlar 'ne yapalım ekmek parası' diyerek yan çiziyorlardı. Şimdi bazı konulara dokunmanın zor olduğu sürekli söyleniyor ama biz başladık ve yapıyoruz işte. Cumhurbaşkanı'nı da, Başbakan'ı da oynadık ve bu işlerin yapılabileceğini yeniden gösterdik.

- Tepki aldınız mı Başbakan ya da Cumhurbaşkanı skeçlerinizden?
Yok, almadık olumsuz bir şey. Hatta uçakta bakanlarla karşılaşınca olumlu karşılandığını hissettirdiler. Bir de şimdi önümüz seçim zamanı, herkes hoşgörülüdür böyle zamanlarda, 'ben iyiyim, demokratım, rahatım' izlenimi vermek gerekir çünkü. Seçimlerden sonra bakalım nasıl olacak.

- Söylendiği kadar zor değilmiş o zaman bugün politik konularda mizah yapmak...
Her zaman zordur, padişahlık zamanında da zordu şimdi de kolay değil, cesaret istiyor ama bir kere çıtayı bir yere yükselttiğinizde ondan güç alıyorsunuz. Biz 20 yıl önce askerin, emniyetin eleştirilebileceğini gösterdik, kimsenin aklına gelmezdi o zamanlar bunun yapılabileceği. Şimdi zor deniyor ama yine göstereceğiz.

- 'Türkiye'de malzeme çok' denirdi sosyal mizah söz konusu olduğunda, hala öyle midir?
Bugün siz çöpünüzü kapıya bırakırsınız, belediye zamanında alıp götürtürse oradan mizah çıkmaz. Ama çöp birikir, kedi köpek parçalayıp siz ertesi gün işe giderken o çöplerin üstünde atlamak zorunda kalırsanız mizah olur. Mizahın oluşması için bir şeylerin aksaması lazım. Biz gelişmekte olan ülkeyiz, o yüzden malzeme hala çok.

BİZİM MİZAHIMIZIN MODASI ZAMANLA GEÇMEZ
- Mizahınızın modasının geçtiği söyleniyor bazen.
Bizim ülkemizin bir mizah geleneği var, dünyada başka ülkelerin kolay kolay boy ölçüşemeyeceği büyük bir gelenek. Büyük baskılar, çalkantılar, darbeler altında sağlamlaşmış bir mizah. Bu mizahın izahı ise Nasreddin Hoca. 'Parayı veren düdüğü çalar' demiş, 'ye kürküm ye' demiş, bugün hala güncel. Aziz Nesin de, Gırgır dergisi de, bugünkü mizah dergileri de bu geleneğin devamı. Merkezinde sosyal duyarlılık vardır, bizim de öyle, modası geçmez bu tür mizahın.

- Genç ve popüler mizahçılar var, Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar...
Onlara sözüm yok, herkes istediği mizahı yapar, ama bu bir dönem meselesidir, bir omurga üzerine oturmuyorsa yaptığın iş, popülerliği geçici olur. Geçenlerde Bekir Coşkun'un bir yazısı vardı mesela Tarkan da, Cem Yılmaz da eskidi diyor. Hızlı eskiyor her şey. Şimdi Londra'ya bir salona gidiyorsun mesela, önüne yemek mönüsü gibi bir liste koyuyorlar, 20 stand up'çıyı peş peşe yazmışlar, saat 21:30'da girince hepsini izliyorsun arka arkaya. Bizde de öyle olacak.

- Genç mizahçılardan kimleri beğenirsiniz?
Şimdi isim aklıma gelmiyor, mizah yazarlarının çoğunu beğeniyorum, iyi işler çıkarıyorlar.

- Programınızda yönetmenliğinizi oğlunuz yapıyor, sette aranız iyi midir?
Evet. Ben aslında çabukçu biriyim, telaşlı, bir an önce yapayım şu işi diyorum hep. Öyle alışmışım. Şimdiki gençler daha dikkatli, ayrıntılara dikkat ediyorlar. Oğulcan da öyle ama uyduruyorum kendimi ona. İşi bilene teslim olmak iyidir her zaman. Şimdi bir film projesi var, onun da yönetmenliğini Oğulcan üstlenecek.

- Nasıl bir film olacak?
Daha önce yaptığımız bir 'Olacak O Kadar' skecinden yola çıkarak senaryo yazılıyor şu anda. Ama ismini ve konuyu söylemek biraz erken.
 

AKŞAM-EYÜP TATLIPINAR
Yayın Tarihi : 1 Ağustos 2009 Cumartesi 18:21:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?