14
Haziran
2025
Cumartesi
KÜLTÜR/SANAT

VİCDANIN FİLMLERİ...

Uluslararası Kısa Film Projesi çerçevesinde amatör-profesyonel, eli kamera tutan herkes beş dakikalık bir kısa filmle vicdanı görünür kılmaya davet ediliyor

En çok da yokluğunda aradığımız şey vicdan. Şöyle ‘c’ harfine dolu dolu söyleyerek az mı haykırdık “Vay vicdansız” diye. Bu isyanın devamını da içinde Allah geçen bir cümleyle tamamladık çoğunlukla: “Allahından kork, Allah seni bildiği gibi etsin...”
Boşa değil bu bağlantı. Vicdan, dünyevi boyutla açıklanmaya çalışıldığına hiçbir kalıba sığmayacak ne de olsa. İçin için herkes bilir bu gerçeği. O yüzden uhrevi yanına hep gönderme yapılır. İnsandan çıkan ama son vardığı noktada insanı aşandır vicdan. Zamanı ve mekânı da deler geçer. O yüzden tarih ve coğrafya ile de tanımlanamaz. Bir yerlere, birilerine göre farklı vicdanlar yoktur. Mutlaktır. Ağırlığını içinde taşır.

Ne anaya ne babaya, ne patrona ne eşe, ne çocuğa ne kardeşe, ne devlete, ne kanuna aslında sadece ve sadece kendi vicdanımıza hesap veririz. İçimize çekildiğimizde daldığımız derinliktir o. Geçmişi bugün kılan, geride bırakılan bir şehri, birini dan diye karşımıza çıkaran, ertelenmişlikleri yüze vuran hep o. Vicdan kadar insanı harekete geçiren başka bir mekanizma yok ortada. Çünkü “İtiraf ediyorum, pişmanım” kolaycılığına da, “Bu dünya böyle gitmez” minvalli üst perde yakınmalarına da kulak asmaz vicdan. O can alıcı soruyu sorar: “İyi de sen ne yapıyorsun?”

Çıkış yolu
Hrant Dink’in “Sağduyunun, vicdanın sesi suskunluğa mahkûm edildi, şimdi o vicdan çıkış yolu arıyor” cümlesinden hareket eden Uluslararası Hrant Dink Vakfı, bu sorunun yanıtını vicdan filmleri ile bulmayı öneriyor. Bu hafta tanıtılan Uluslararası Kısa Film Projesi çerçevesinde amatör-profesyonel, eli kamera tutan herkes beş dakikalık bir kısa filmle vicdanı görünür kılmaya davet ediliyor.
Vicdan, soyut bir sözcük değil. Sadece özdeyişlerde anılacak bir kavram değil. Hayatın her anında, her alanında bir karşılığı var. Yokluğunu hissettiğimiz, içimizi sızlatan şey vicdan. İsyan duygusuyla, adalet inancıyla harekete geçiren şey. O yüzden Vicdan Filmleri’nin çağrı metninde de vicdanın hem gören hem harekete geçiren yönüne vurgu yapılıyor

Gelin vicdanımızla bakalım
“Bu çağrı hepimize. Eli herhangi bir kamera tutabilen herkese.
Gelin, kameralarımızı elimize alıp dünyaya bakalım. Dünyaya vicdanımızla bakalım.

Gelin, vicdanımıza görünenleri birbirimizle paylaşalım.

Mesela... Yol kenarında yalnız bir kadın olmak, sokaklarımızda bir engelli olmak.
Mesela... Kendi ülkesinde ‘sürgün’ olmak, ana babanın dayağa kalkan elini izleyen küçük bir çocuk olmak, okullarımızda başörtülü olmak, HIV pozitif olmak, dayağa mahkûm olduğu evinde hapis bir kadın olmak, cinsiyet ve cinselliği kapalı kutulara hapseden bir dünyada transseksüel ya da eşcinsel olmak, ‘duyulur’ endişesiyle anadilinde konuşmaktan korkmak.

Mesela... Savaşmaya, eline silah almaya, öldürmeye mecbur kılınmak, koca şehirlerde zenginliğin orta yerinde açlık sınırında yaşamak. Hatta mesela... Bir sokak köpeği olmak... Dünyanın herhangi bir yerinde ‘öteki’ olmak.

Belki de mesela başkaları için önemsiz, sıradan bir ayrıntı olan ama tam da bizim vicdan gözümüze takılan o benzersiz şeyi bulmak.

Elbette vicdan sadece gözlerden ibaret değil. İyi ki de değil. Vicdanın bir de elleri var. Vicdan, kötülüğü sadece görmekle yetinmez, ona karşı harekete geçer. Vicdan, zulmü sadece kaydetmekle yetinmez, ona son vermek için mücadele eder. Vicdan, sadece mağduriyeti kayda geçmekle kalmaz, bizzat mağdur için, mağdurla dayanışma içinde bir şeyler yapmanın da derdinde olur...”

İster eline cep telefonunu alan bir amatör, ister ekibiyle işe koyulan bir profesyonel olun, vicdanıyla gören, gösteren ve harekete geçen herkese açık olan projede başvurular, 30 Kasım’a kadar www.vicdanfilmleri.org sitesine yüklenerek yapılacak. Teknik elemeden geçen aday filmler, sitede internet üzerinden izlenerek halk tarafından oylanacak ve yorumlanacak. Projenin sonunda ise Costa Gavras, Lale Mansur, Rela Mazali, Yıldırım Türker, Georges Moustaki, Nebahat Akkoç, Serge Avedikian, Harutyun Khachatryan, Ömer Madra, Serra Yılmaz, İbrahim Betil, Rakel Dink ve Vaughan Pilikian’dan oluşan uluslararası jüri, 20 filmi belirleyecek. Son aşamada ise bu seçilen 20 film biraraya getirilerek uluslararası film festivallerine önerilebilecek 90 dakikalık bir film hazırlanması öngörülüyor.
Gözün gördüğünü insan inkâr edemez. Ve görünür olan, sorumluluk dayatır. Aynı soruyu bir kez daha duyarız: “İyi de sen ne yapıyorsun?”

Tüm siyasi gelişmeleri, tarihe bakışımızı, gelecek hayallerimizi vicdan üzerinden okumak da bir seçenek. Aslında büyümek denen şey de fark etmek ve fark ettiğinin gereğini yerine getirmekle ilgili. Vicdan filmleri, azıcık kenara çekilerek kendimize, çevremize, ülkemize ve dünyaya vicdanla bakmanın fırsatını sunuyor. İyisi mi siz de yolunuzu www.vicdanfilmleri.org sitesine düşürün. Tanıtım filmine, örneklere, içeriğe bir bakın. Sonra yapılması gereken tüm o mühim işlerinize girişmeden önce, o yüzlerden, o sözlerden aldığınız ilhamla kendi içinize bakın. En son ne zaman yoklamıştınız vicdanınızı? Aklınıza ilk gelen, meramınızdır zaten. Meramınızı anlatın. Anlatınca, bu sizi ne zamandır olmadığınız kadar ait kılacak. Kendinize ait kılacak. Ve bundan daha özgürleştirici bir şey yok. Tabii ya, vicdan özgürlüktür zaten. Öte türlüsünü düşleme ve o düşün peşinden gitme seçeneğidir.
İşte ondan sonra her şeyi yapabilirsiniz. Hayatın kudretini tam içinizde hissetmeye ne dersiniz?

Karin Karakaşlı - Radikal
Yayın Tarihi : 20 Ağustos 2009 Perşembe 18:20:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?