Yozgat'taki Çapanoğlu Camii'nin içi, alışık olduğumuz tarihî camilerin aksine resimlerle dolu.
Geçtiğimiz aylarda restore edilerek yeniden ibadete açılan cami, İstanbul mimarisinden izler taşıyor. Tarihçiler, duvarlarında Osmanlı Sarayı binasından Boğaz'ı tasvir eden figürlere, meyve türlerinden desenlere kadar farklı resimleriyle dikkat çeken caminin bu özelliğiyle bir benzerinin daha olmadığını ifade ediyor. Caminin ne mimarı ne de resimleri yapanları belli.
Tarihe, 'Her taşın altından bir Çapanoğlu çıkar.' sözüyle damgasını vuran Çapanoğulları, Bozok Yaylası'na yaptırdığı asırlık camiyle dikkat çekiyor. Geçtiğimiz aylarda restore edilerek, ibadete açılan Çapanoğlu Camii, duvarlarındaki manzara resimleriyle Batı mimarisini Anadolu kültürüyle harmanlıyor. Diğer camilerin aksine, duvarlarında Osmanlı Sarayı binasından Boğaz'ı tasvir eden figürlerine, meyve türlerinden desenlere kadar farklı resimleriyle dikkat çeken Çapanoğlu Camii'nin bu özelliğinin, tarihçiler tarafından bir benzerinin olmadığı ifade ediliyor. Caminin ne mimarı ne de ressamları belli değil.
Ancak caminin ikinci bölümünü yapan Süleyman Bey'in torunlarından Gazi Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakkı Acun, bunu şöyle özetliyor: "Cami, İstanbul üslubuna benziyor. Saray hattatlarının bu resimleri ve nakışları işlemiş olduğuna inanıyorum. Planları ve mimari uygulaması yüzde 99 İstanbul mimarları tarafından yapılmış." Çapanoğulları'nın Saray'da nüfuzlu bir aile olduğuna vurgu yapan Acun, caminin yapımında da Saray'daki mimarların izinin olduğunu söylüyor.
Batılılaşma döneminin Anado-lu'daki en büyük külliyesi ve camisinin Çapanoğlu Camii olduğunu belirten Prof. Dr. Acun, caminin restorasyonuna da önemli katkılarda bulunmuş. Aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Bölgesi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı görevini üstlenen Acun, atalarına olan vefasını da ortaya çıkardığı çeşitli eserlerle yerine getirmiş.
Çapanoğulları külliyesindeki haman ve handan elde edilen gelirlerden Mekke ve Medine'deki fakirlerden imamlara kadar birçok kişinin ihtiyacının ve maaşının karşılandığını aktaran Acun, "Daha önceden çifte hamamı, medresesi, kütüphanesi, hanı, sıbyan mektebi (ilkokul) ile dikkatleri çekiyordu. Zaman içinde bunlardan hamamı, türbesi, kütüphanesi ve 165 dükkanı kaldı." diyor.
Hakkı Acun, Çapanoğulları ile ilgili yakıştırılan olumsuz örneklere de karşı çıkıyor: "Çapanoğulları Osmanlı'ya son derece sadıktı. Osmanlı'nın katıldığı savaşlarda en çok katılım Çapanoğulları'nın bölgesinden olmuştu. Saray'ın tüm asker ihtiyacının önemli bir kısmı buradan karşılanmıştı." Acun, Çapanoğulları'na atfedilen sözlerin de güç anlamında olduğunu savunuyor.
Çapanoğlu Camii'nin ilk bölümü 1779 yılında Mustafa Bey zamanında yapılıyor. İkinci bölüm ise bundan 16 yıl sonra kardeşi Süleyman Bey tarafından inşa ettiriliyor. Büyük Cami diye bilinen Çapanoğlu Camii'nin dikkat çeken bir özelliği de ana kubbenin hiçbir sütunla bağlı olmaması.
Bin 200 kişilik kapasiteye sahip camide Çapanoğlu ailesinin ileri gelenlerine ait 18 türbe var. Halk arasında cami hakkında çeşitli rivayetler hakim. Caminin dernek başkanı Necati Kaya, caminin yapılışıyla ilgili bir hikâyeyi şöyle özetliyor: "Çapanoğulları, buraya ibadethane yapmak istemiş. Temellerini atmış, Horasan tarafından bir veli zat gelmiş. Veli, Çapanoğlu Mustafa Bey'e yapılacak caminin ölçülerinin küçük olduğunu söylemiş ve büyütmesini istemiş. Bunu söylerken ilerisini düşünmesini yoksa bu caminin yeterli olmayacağını hatırlatmış. Caminin temelleri de ona göre büyütülmüş."
Yozgatlılar, bir rivayete göre günün belli bir vaktinde camiye Hızır (as) geldiğine inanıyor. Her zaman caminin dolu olduğuna dikkat çeken Kaya, "Rivayete göre burada bir kişi camiye girdiğinde 'Acaba burada Hızır (as) var mı?' diye aklından geçirir. O sırada yanındaki kişi de 'Hızır'ı görsen tanır mısın?' diye karşılık verirmiş. Bunun için Hızır (as)'ın burada namaz kıldığına inanılır." diye konuşuyor. 87 yaşındaki Mehmet Tanrıverdi, camiyle ilgili "Buradan çok evliya, veli-zat geçti." diyor.
Her işin altından Çapanoğlu nasıl çıkar?
Çapanoğulları, devlet tarafından Bozok bölgesinin asayişini sağlamak ve vergilerini toplamak için görevlendirilmiş bir ayan ailesi. Çağanoğlu'nun halk muhayyilesindeki karşılığı, güç karşısında şapka çıkarma demek. Ama işin içinde biraz esrar, biraz dalavere olduğu tartışılmaz. Sarayın has bahçesinde muhasibiyle gezinen II. Mahmud, atamaların ve görevden almaların altından hep Çapanoğlu beylerinin çıktığından söz etmektedir. Muhasip o sırada önüne çıkan bir taş parçasını ayağıyla kenara itince padişah atılır; "Aman lala, ne yapıyorsun, o taşın altından da Çapanoğlu çıkmasın."
Devir, Çapanoğlu beyliğinin sadece Anado-lu'da değil, sarayda da güçlü olduğu devirdir; ama sonrasında çark tersine işler ve bir zamanların zengin ve itibarlı ailesi, tarihe Millî Mücadele karşıtı bir isyanın öncüsü olarak kaydedilir.