20
Mayıs
2024
Pazertesi
KÜLTÜR/SANAT

2 liraya tarih dersi

İSTANBUL - Dünya meselelerine odaklanan, bir başka deyişle derdi olan filmlerin gösterildiği Sinema Tarih Buluşması’nın 11’incisi bugün başlıyor. TÜRSAK Vakfı’nca Kültür Bakanlığı’nın desteği ve Metro Group ile İstanbul Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen festivalin bu yılki meselesi ‘Mülteciler’ olarak belirlendi. Kriz nedeniyle açılış töreni yapılamayan festivalin bu yılki onur ödülü ise önceki gün 8’de düzenlenen basın toplantısınde mütevazi bir törenle “Mültecilik benim hayatımda ve sanatımda önemli bir yer tutar” diyen Zülfü Livaneli’ye verildi. Festivalin bilet fiyatlarında da kriz nedeniyle büyük indirime gidildi; Beyoğlu Alkazar, Maçka Cinebonus G-Mall’da gösterilecek filmler sadece 2 liraya izlenebilecek. Fransız Kültür Merkezi’ndeki gösterimlerse ücretsiz.
25 Aralık’a kadar sürecek festivalde öne çıkan filmler şöyle:

Şili’de Saklı Günler: İsveç yapımı film, Şili’de 1973 Eylül’ünde askeri darbe sonrası hayatları kabusa dönen masum insanların dramını İsveç’in Şili büyükelçisi Harald Edelstam’ın yaşadıklarından yola çıkarak anlatıyor.
Mülteci Kassim: ‘Rüya’ lakaplı, dünya boks şampiyonu Kassim Ouma’nın hayatı. 6 yaşındayken çocuk asker olarak yetiştirilmek üzere kaçırılan Kassim’in Uganda’dan Amerika’ya ilticası, onu spor kariyerinin zirvesine taşıyacaktır.
İçerideki Hayatım: 1999 yılında, henüz 17 yaşındayken yasadışı yollardan Texas’a göç eden ve daha sonra cinayet şüphesiyle hapse atılan Meksikalı Rosa’nın hikayesi. Lucia Gaja’nın yönettiği ödüllü bir belgesel.
Miloseviç Mahkemede: Özel izinle, ‘Balkan Kasabı’ lakaplı Slobodan Miloseviç’in mahkemesini kaydeden yönetmen Michael Christoffersen, dört yıl süren davayı an be an takip etti; bir tarafta asli dava avukatı İngiliz Geoffrey Nice, diğer tarafta Miloseviç’in danışmanları.
Safra: Sundance ve Gijon gibi festivallerden ödülle dönen Lance Hammer’ın yönettiği film, bekar bir anne ile oğlunun, küçük bir kasabadaki var olma mücadelesini resmediyor.
Savaş Yollarında Bir Kumpanya: Montreal’de en iyi yönetmen ve FIPRESCI ödüllerini kazanan Goran Markoviç filmi, Bosna’daki savaşın bunaltıcı ortamında Belgrat’tan bir grup müzisyenin turneye çıkmasıyla birlikte çatışmalar ve ordular arasında savrulmasını anlatıyor.
Huzur İçinde Git Cemil: İskandinavya’da geçen bir Arap öyküsü, insanın kendi iç savaşı üzerine bir film. Ömer Şargavi’nin ilk uzun metrajlı bu çalışması Rotterdam ve Göteborg festivallerinden ödülle dönmüştü. 
Pasifik Duvarı: ‘Ölüm Makinesi Kimmerler’ belgeseliyle tanınan yönetmen Rithy Panh’ın filmi, 1931 yılında Hindiçin’de, yoksulluğa karşı iki yetişkin çocuğuyla mücadele veren bir annenin iç burkan hikayesi. 
Leyla’nın Doğumgünü: Gazze Şeridi’ndeki Şati mülteci kampında doğan Raşid Meşaravi’nin yönettiği film, Ramallah’ta yaşanan normal bir günü ve bir baba ve kızının ilişkisini mercek altına alıyor. Politik imalarla örülü iğneleyici bir komedi filmi. 
Kar: Bu yılki Cannes’da dikkat çeken Bosnalı kadın yönetmen Aida Begiç’in yönettiği film, 1997’de Saraybosna’nın Slovna köyünde yaşayan kadınların hikayesi. Bosna’da yıl içinde çekilen tek uzun metrajlı film. 
Manzara No:2: İki hırsız, Sergei ve Polde, ‘Manzara No:2’ adlı tabloyu çalarken aslında bilmeden, 2. Dünya Savaşı’ndan kalma gizemli bir belgeyi de çalmıştır. Ve o belgenin peşinde olanlar da çok geçmeden Sergei ile Polde’nin peşine düşer. Montpellier’den ödülle dönen film Slovenya’da hayli ses getirmişti.

Radikal
Yayın Tarihi : 19 Aralık 2008 Cuma 18:08:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?