29
Mayıs
2024
Çarşamba
KÜLTÜR/SANAT

Ben bir Türk yönetmenim!

İtalyan yazar Melania G. Mazzucco’nun “Mükemmel Bir Gün” adlı kitabının sinema uyarlamasıyla 65. Venedik Film Festivali’nin Yarışma Bölümü’nde yer alan Ferzan Özpetek, filmiyle ilgili soruları CNN Türk’te yanıtladı.
“Mükemmel Bir Gün”de ilk kez size ait olmayan bir öyküyü filmleştirdiniz. Bu nasıl oldu?
Ben “Bir Ömür Yetmez”den sonra bir yıl dinlenmek, filmi izlemek, diğer filmin diğer ülkelerdeki çıkışını izlemek gibi bir kafadaydım. Çok rahattım. Sonra senaryoyu getirdiler, okudum, beğendim, “Yaparım” dedim. Benim dünyamın dışında bir konu olması, sorumluluğun sırf benim üstümde olmaması, aynı zamanda bir yazarın olması hoşuma gitti. Film, yazarını da mutlu etti.
O senaryoya ne yaptınız da kendinize “Mükemmel Bir Gün” yarattınız?
Filmdeki birçok kişiliği kendime yakın olan kişiliklere yaklaştırdım.

‘Sezen’siz olamıyorum’
Kim onlar?

Mesela Emma. Başrolde oynayan kadına öyle unsurlar verdim ki benim tanıdığım kadınların bazı unsurlarını toplamış oldu. Zaten romanda da hoşuma giden karakterler... Bir erkeği kadın rolüne soktum.... Bir anne rolü var, Stefania Sandrelli oynuyor. Kitaptaki çok ağırdı benim için.
Benim tanıdığım Handan Teyze vardı mesela çocukluğumda. Bir de çok sevdiğim bir film vardı “Ben Onu Çok İyi Tanıyordum” diye. Orada Stefania Sandrelli’nin oynadığı kişilik filmin sonunda intihar eder. O kişililiğin yaşadığını düşünerek, onu devam ettirerek öyle bir kişilik yarattım, içine Handan Teyze’yi de kattım; kartlar okuyor, tarot bakıyor, çok hoş...
Filmde yine bir Sezen Aksu şarkısı var mı?
Var. Sezen’siz olamıyorum ben. Sezen’in güzel bir şarkısı var.
Bir yerde uğur mu?
Sadece uğur değil. Ben senaryoyu yazarken bütün şarkılarını dinlediğim, bütün albümlerinin bende olduğu bir şarkıcı Sezen.

‘Filmin ülkesi yoktur’

Türkiye’nin çok okunan bir gazetesinin üç gün önceki başlığı “Ferzan Özpetek Türk yönetmen değil” şeklindeydi. Haberim yok. Şimdi duyuyorum.
Festivalin ilk günündeki kokteylde bu yazıyı yazan gazeteci, Venedik Film Festivali Seçici Kurulu’nda olan bir İtalyan yazarla tanışıyor. Yazar, “Ferzan Özpetek’in filmi İtalyan romanından uyarlanmış, İtalyan bütçesiyle çekilmiş. Dolayısıyla bunu sahiplenmeyin. O bir Türk yönetmen değil” diyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Ben bir Türküm, Türk yönetmenim, Türkiye’de doğdum, Türkiye’de büyüdüm. Aynı zamanda da çok mutluyum, hakikaten gurur duyuyorum Türk olmaktan. Diyorum ki yönetmenin ve filmin ülkesi yoktur, iyi yönetmen-kötü yönetmen vardır. “Türk müsün, İtalyan mısın?” dedikleri zaman tabii ki Türküm ama İtalyanların çok daha fazla sevdiği, bağrına bastığı, gururlandırdığı bir yönetmenim. Dolayısıyla o benim çok hoşuma gidiyor. Hatta şaşırıyorum bazen... İtalya’nın en sevilen yönetmeniyim. Tabii insanın bunu diyebilmesi çok hoş bir duygu. O yüzden de böyle demiştir.

Milliyet
Yayın Tarihi : 4 Eylül 2008 Perşembe 16:36:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?