20
Mayıs
2024
Pazertesi
KÜLTÜR/SANAT

Büyük Petro’nun hayali

İtiraf edelim: Denizcilik tarihimizle uğraşanların sayısı az ve malzemenin çoğu değerlendirilmemiş durumda. Oysa Türkiye denizlere açıldı ve tersanelerimizdeki üretim son zamanlardaki tatsızlıklara rağmen denizcilik piyasasını hayran bırakan ürünler çıkarıyor

Türklerin Anadolu’ya gelişi ve Küçük Asya’yı Türkleştirmeleri tamamen tarihi çağlara ait bir olgudur ve mesela Avrupa üzerine düşen Germen kavimlerin hücumu ve Roma’yı yıkmasına göre de oldukça yakın zamanlarda meydana gelmiştir. 

Türk kavminin coğrafya itibarıyla da önceden denizciliği tanımadığı açıktır. Bütün tetkikler Türk denizciliğinin 1000 yılı kapsamaktan henüz çok uzak olduğunu gösteriyor. Genelde denizcilik uzun bir zaman içinde gelişir ve denizcilikleri ile tanınan kavimlerin bu mesleğe ne zaman başladıklarını tarihi bakımdan tespit etmek pek mümkün değildir. 

Oysa bu geç girilen alanda Türklerin zaman zaman atılım gösterdiği de bir gerçektir. Küçük Asya Türklerinin bilinen ilk amirali Çaka Bey’dir. Ondan birkaç asır sonra Akdeniz’in cihanşümul denizcilik tarihi içinde ismi geçen amiraller Barbaros Hayrettin, Oruç Reis, Turgut Reis, Uluç Ali Reis’tir. Üç asrın içinde Türklerin Akdeniz’deki denizciliğin dengesini değiştirdikleri görülür. 

Hiç şüphesiz Piri Reis gibi haritacılığı ile tanınan; 16’ncı asırda Hint Okyanusu’na çıkan kaptanların içinde Seydi Ali Reis gibileri de bilinir. Bunların bazıları kişilikleri halen tartışılanlardandır. Mesela geçen hafta İstanbul, Harbiye’de toplanan denizcilik seminerinde yerli ve yabancı deniz tarihçileri 16’ncı asrın ünlü kaptanlarından Sefer Reis hakkında çok farklı, adeta zıt şeyler söylediler ve hemen anlaşıldı ki yabancılar, mesela Portekiz belgelerine çok dayanıp Türk kaynaklarını tanımıyor ama asıl önemlisi Türk meslektaşlarının yazdıklarını da pek dikkate almamışlar.

Milliyet
Yayın Tarihi : 26 Ekim 2008 Pazar 17:56:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?