20
Mayıs
2024
Pazertesi
KÜLTÜR/SANAT

Camaltından gülümseyişler

Ressam Mevlut Akyıldız'ın camaltı tekniğiyle yaptığı eserleri Çırağan Palace Kempinski Sanat Galerisi'nde sanatseverleri bekliyor.

Akyıldız, kahve peykesinde oturup âleme nizam vermek yerine muhalif duruşunu, ironik bir dille eserlerinde yansıtmaktan yana.



Bir zamanlar evlerin, tekkelerin, kahvelerin, şekercilerin duvarlarında, gelinlik kızların çeyizlerinde eksik olmayan camaltı eserler vardı. Devir değişti; nazardan, hastalıklardan koruduğuna, bereket getirdiğine inanılan camaltı şahmaranlar, amentü gemileri ya kırıldı ya atıldı ya da sandıklara kaldırıldı. (Lugatlerimizden de kayıp giden camaltı, camın arkasına çeşitli tekniklerle resim yapma sanatı demek.) Bu 'halk sanatı', kendisini sahiplenmeyen topraklardan elini eteğini çekeli çok oldu. Hal böyleyken, 'Adı ata bindi ayağı yerde gezer', 'Vatan güçlü adamların omuzunda yükselir', 'İki tarafa bakan şaşı olur', 'Horozu çok olan köyde sabah geç olur' adıyla, bir atasözleri veya deyimler sözlüğünden çıkagelmiş eserlerin Çırağan Sarayı'nda sergilendiği haberi geldi. Saraya varıp bu eserlerin ressam Mevlut Akyıldız'ın camaltı çalışmalarına verdiği isimler olduğunu öğrenince, hafif bir tebessüm düştü payımıza.

Çırağan Palace Kempinski Sanat Galerisi'nde açılan 'Horozu Çok Olan Köyde Sabah Geç Olur' başlıklı sergide, Mevlut Akyıldız'ın elliye yakın camaltı eseri yer alıyor. Hayata ironik bir dille bakan sanatçı, gerçekleri yeni bir bakış açısıyla irdeliyip "şeytanın gör dedikleri"ne işaret ediyor. Tarihe göndermeler, güncel temalar, yerel motiflerle harmanlanarak biraz muzip bir manzara sunuluyor. Velhasıl Akyıldız, kahve peykesinde oturup âleme nizam vermek yerine, eserleriyle muhalif bir duruş sergiliyor. Özellikle hayatın çelişkilerine baktığını söyleyen Akyıldız, "Bize özgü değerlerin peşindeyim. Ülkenin halini görüyoruz, çözülemeyen pek çok mesele var. Bu da benim canımı sıkıyor. Biraz da bu meseleleri ironik bir dille ele almaya çalışıyorum. Camaltı tekniği bunun için çok uygun bir zemin sunuyor. İçindeki insani öğeler ve sempatik oluşları pek çok kimseyi çekiyor. Bunların hepsi hayatın içinden konular, bize uzak olmayan mevzular. Amacım kalıplara, çarpıklıklara biraz da yanlışlıklara tepki vermek." diyor. Masalsı bir anlatım sunan Akyıldız'ın adeta şirinlik muskası takmış eserleri, görenlerin yüzlerinde hafif bir tebessüm bırakıyor desek yeridir, zira tabloları izlerken kimi zaman etraftan kahkahaların kopması yaşanan keyifli dakikaların alameti sayılmalı.

Hayatın karmaşasında biraz neşe...

Ressam Mevlut Akyıldız için camaltının renkli dünyası 1978'de, Erzincan Kemaliye'deki doğduğu evin tavan arasında bulduğu camaltı tepsiyle başlamış. Sonra, eski bir sandığın içinden çıkan bu eserin peşine düşmüş. Mum olmayınca pervane dönmez hesabı, hevesle camaltı eserlerin nasıl yapacağını araştırmaya koyulmuş. Camaltının çok eski bir halk sanatı olduğunu öğrenince halk edebiyatını incelemeye başlamış. Resim ve heykelle de yakınlık kurmasına rağmen, o meramını en iyi camaltıyla aktarabileceğini düşünüyor. Çalışmalarında, Doğu ile Batı arasında kalmış, gelenek ve modernlik sarkacında gidip gelen ülkenin, insanların halini anlattığını söylüyor Akyıldız. Hayatın karmaşasından biraz eğlenceli bir yol bulmaya çalışan sanatçı, bunu yaparken, zıtlıkları bir arada sunuyor. Eserleri pek çok kimsenin iltifatına mazhar olurken, her sergisinde yeni bir şeyler söylemeye, kalıpları kırmaya çalıştığına değiniyor. Eserlerin sergilendiği Çırağan Sarayı'nın ihtişamında böyle halkla iç içe olmuş bir sanatın arzı endam etmesi sanatseverleri de Akyıldız'ı da sevindirdi açıkçası. Yalın ve sıcak bir dille derdini anlatan eserlerin çerçevelerinin de büyük bir zahmetin ürünü olduğu hemen dikkat çekiyor. Hem sarayın gözü ve gönlü okşayan güzelliğini temaşa etmek hem de hayatın kargaşasında biraz soluklanmak için 24 Nisan'a kadar yolunuzu Çırağan Sarayı'na düşürebilirsiniz.

İletişim: (0212 326 46 46 )

Musa İğrek/zaman
Yayın Tarihi : 22 Mart 2008 Cumartesi 12:50:49
Güncelleme :25 Mart 2008 Salı 10:48:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?