Kısa bir süre önce Afyon'da sessiz sedasız bir müze açıldı. Pek çok kişinin ruhu belki duymadı, ama Afyonkarahisar Sultan Dîvânî Mevlevîhâne Müzesi açıldığı aralık ayından bu yana ziyaretçi akınına uğruyor.

Ancak müzenin çok önemli dört müdavimi var ki, ara sıra bu özel mekanda bir araya gelip eski günlerini yâd ediyorlar. 1925'te tekke ve zaviyeler kapatılınca Konya'daki başta olmak üzere ülkedeki pek çok sema grubu dağılmış, bu gelenek unutulmuştu. 1950'lere kadar doğru dürüst Mevlânâ'yı anma etkinlikleri bile yapılamadı. Sadece Afyonkarahisar'daki Mevlevihane'nin sema grubu bir aradaydı. 1950'li yıllara gelindiğinde ise Konya'da Mevlânâ'yı anma etkinlikleri yapılmasına karar verildi. Ama ortada sema edecek kimse yoktu.

zaman Afyon'daki ekip, bu eksikliği gidermek için üç yıl boyunca Afyon-Konya arasında mekik dokudu. İşte o sema grubundan dört kişi; semazen Rıza Sarı, kudümzen Kemal Alpergül, kudümzen Zahid Sagun ve neyzen İhsan Sami Doğan şu anda Afyon'da yaşıyor ve Müze Müdürü Lokman Derya Solmaz'ın önemli gayretleriyle Mevlevihane'nin tarihiyle ilgili en son bilgilerin kayıt altına alınmasına vesile oluyorlar. Mevlânâ'nın torunlarından Meliha Çelebi ve Mevlânâ muhibbanı Leman Okyar da müzenin önemli ziyaretçileri arasında. Yolumuz Afyon'a düşünce Sultan Divânâ Müzesi'ne uğramadan ve bu önemli şahsiyetleri tanımadan geri dönmek istemedik. Onlar da bizi kırmayıp müzeye geldiler, enstrümanlarını ellerine alıp hem musiki meşk ettiler hem de eski günlerini anlattılar.