18
Mayıs
2024
Cumartesi
KÜLTÜR/SANAT

Handaki "brasserie"

Ankara'da, Rahmi Koç Müzesi'ndeki Çengelhan Brasserie'nin avlusu etkileyici, servis elemanları genç ve sempatik, yemekleri lezzetli, fiyatları makul...

Ankara'da, ünlü Ankara Kalesi'nin ana giriş kapısının önünde bir meydan vardır. Bu meydanda çok eski yıllardan kalma yan yana iki han bulunur. Bu hanlardan Çengelhan'ı Rahmi Koç, müze haline getirdi. Yanındaki Çukurhan'ı ise yakında 16 yataklı bir butik otele dönüştürecekmiş.
Geçen hafta sonu Rahmi Koç Müzesi'ni gezmek için Çengelhan'a gittik. 3 YTL giriş ücreti ödeyerek Çengelhan'a girdik. Çengelhan taş bir yapı. İki katlı. Ortada at arabaları için geniş bir avlu var. Bu avlunun üzeri camla kapatılmış.
Avlunun alt katında at arabalarının atlarının bağlanacağı ahırlar, üst katta ise avluya çepeçevre bakan bir balkon etrafına sıralanmış küçük han odaları var.
Alt kattaki ahırlarda makineler, karayolu ulaşım araçları sergileniyor. Avlunun bir köşesinde de Vehbi Koç'un Ankara'daki ilk bakkal dükkanına benzetilen bir dükkan kondurulmuş.

İsmail amcanın lokomotifleri
Üst kattaki han odalarında Rahmi Koç'un dünyanın her köşesinden topladığı oyuncaklar sergileniyor. Bir odadaki vitrinlere Atatürk'ün bazı eşyaları, bir başka odadaki vitrinlere de Rahmi Koç'a verilen ödüller istif edilmiş.
Binayı onaran, müze haline getiren, içine ilgi çekecek eşyaları koyan Rahmi Koç'u alkışlamamak imkansız. Bu iş sadece parayla olmaz. Gönülle olur. Özellikle çocukların pek hoşlanacağı bir müze olmuş.
Müzede beni en çok etkileyen Üsküdarlı İsmail amcanın dükkanı ve de hikâyesi oldu.
Yıllar önce bir yerlerde okumuştum. O zamandan beri aklımdan çıkmıyordu. Ama Rahmi Koç "farklı bir kişi" olduğu için benim gibi sadece meraklanmakla kalmamış, İsmail amcayı buldurmuş.
İsmail Atsürer 1910 doğumlu. Üsküdar'daki evinin alt katında küçük bir atölye kurarak kendi imkanlarıyla lokomotifler, vagonlar üretir, oyuncak yaparmış. Ben yaptığı lokomotiflerle vagonların resmini görerek hayran olmuştum. İsmail usta ölmüş. Kızı Nihal Atasürer, babasının dükkanındaki aletleri ve yaptığı model lokomotifleri Rahmi Koç'a vermiş. Şimdi Ankara'daki müzede İsmail amcanın kocaman bir resmi, atölyesi ve yaptığı model lokomotif sergileniyor. Gidiniz görünüz. (Müze yönetiminden ricam: Lokomotif vitrinin alt rafında. İyi görülemiyor. Lütfen İsmail amcanın eserini görünür hale getiriniz.)
Sergiyi gezdik. Avludaki masalara oturduk. Çay içtik. (Çay 2 YTL). Öğrendik ki, hafta sonlarında canlı müzikle yemek yeniyormuş. Yer ayırttık. Böylece akşam Çengelhan Brasserie'de yemek yedik.
Brasserie, Paris'e Alsace'tan göç eden, Alman bira kültürüne aşina kişilerin açtıkları, ayaküstü yemek yenen kahvelere verilen isimmiş. Bistro ise şarap kültürüne aşina, ayaküstü yemek servisi yapan kahvelerin kullandığı deyimmiş. Bugün brasserieler bistrolara karışmış durumda.
Brasserie ile Semahat Arsel hanım ilgileniyormuş. Burcu Bulut isminde genç bir hanım işletme müdürü ve Sanem Çağlar isminde gene genç bir hanım yardımcısı var. İkisi de yurtdışı deneyimli.
Masamızla Mustafa Alişan, Zafer İlik ile Elçin Altundağ ilgilendi. Olcay Kayıhan ile Tutku Özarar canlı müzik yaptı.
Mutfak şefi, eskiden Washington Lokantası'nda çalışan İsmail Şişman imiş.
Yemekler lezzetli ve fiyatları makul çizgide. Ankara pidesi yapıyorlar. 10 YTL. Salata ve makarna çeşitleri 10 YTL. Ankara mutfağında kekikli çoban kavurma, Ankara köfte, pideli kebap 15 YTL. Ankara tava yemeği 17,5 YTL.

Çocukluları kapıdan çevirmeli
Çengelhan Brasserie'ye TRT'nin ilk hanım spikerlerinden yeğenim Aytaç Kardüz ile gittik. Masaya şarap getirdiklerinde yeğenime "hava basmak" için "balon şarap bardağı" (Paşabahçe'nin ürettiği kocaman bardaklardan) istedim. Diğer masalara dağıtmışlar. Ellerinde bir tane kalmamış. Servis elemanları pek üzüldü. Masadan kalkarken balon bardağımızı getirdiler.
Bu tür lokantalara gecenin ileri saatlerinde aileler çocuklarıyla geliyor. Çocuklar ortalıkta koşuşturup duruyor. Böyle yerlere çocuk getirilmez. Brasserie'de çocuklar koştururken yöneticiler, servis elemanları perişan oldu... Müşteriyi uyarıyorlar. Müşteri aldırmıyor. Ama yemek için gelenlerin de geceleri rezil oluyor. En iyisi kapıya "Burası içkili ve müzikli bir lokantadır. Gece yemeği saatlerinde 12 yaşından küçükler giremez" şeklinde bir uyarı levhası asmak. Ve de çocukluları kapıdan çevirmek.
Ankara'da yaşayanlara, Ankara'ya yolu düşenlere Çengelhan'daki Rahmi Koç Müzesi'ni mutlaka görmelerini; Çengelhan Brasserie'de bir şeyler yiyip içmelerini tavsiye ederim. Brasserie'nin avlusu etkileyici, servis elemanları genç ve sempatik, yemekleri lezzetli, fiyatları makul...
Ali Rıza Kardüz / Milliyet
Yayın Tarihi : 4 Aralık 2005 Pazar 14:52:00
Güncelleme :4 Aralık 2005 Pazar 15:09:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?