İdil Biret'in öğrencisi oldular

Olağanüstü yetenekleri olan insanlarla birlikte zaman geçirmenin insan ruhuna dünyanın en yoğun terapilerinden daha yararlı olduğuna önce İdil Biret’le sonra da Maria Kliegel ile Ayvalık Müzik Akademisi’nde verdikleri masterclass’lar sırasında geçirdiğimiz iki hafta içinde kesinlikle ikna oldum.
İdil de Maria da yeryüzündeki tüm komplekslerden arınmış, ruhları iyi niyet ve olumlu duygularla zenginleşmiş, sanatlarında erişmiş oldukları zirvenin tüm güzelliklerini cömertçe paylaşmaya hazır kişilikler. Zorluklar ve olumsuzluklar karşısında soğukkanlılıklarını hiç kaybetmemişler. Etraflarına sürekli olumlu enerji dağıtmakla meşguller ve bu onların doğal hali.
Maria Kliegel’in yaşam öyküsü aslında bir film senaryosu gibi. Aslen Silezyalı olan bir Alman ailenin küçük kızı Maria.
2. Dünya Savaşı sırasında babası Ruslara esir düşmüş. Ruslar Silezya’yı işgal edince annesi de üç küçük çocuğunu alıp çok zor koşullarda batıya göçmüş, Dillenburg adlı küçük bir kasabaya yerleşmiş. Babadan yedi yıl hiç haber alınamamış. Maria ve ikiz kızkardeşi baba esaretten döndükten sonra 1952’de dünyaya gelmişler.
Kemancı olan baba Kliegel Sibirya’da hayatta kalabilmesini müzisyenliğine borçlu olduğu düşüncesiyle ikiz kızlarını da müzisyen olmaya teşvik etmiş.
Maria, bugünkü konuma gelmesinde, yeteneği kadar karşısına çıkan fırsatları doğru değerlendirmiş olmasının önemine değiniyor. Örneğin Siena’da André Navarra’nın uzmanlık kursuna gitmekten son anda vazgeçip Kanada’ya Janos Starker’in kursuna gitmeye karar vermesinin ve yine bütün riskleri göze alarak Indiana Üniversitesi’nde Starker ile çalışmaya devam etmesinin meslek hayatındaki en önemli dönüm noktası olduğunu düşünüyor.
Starker’den öğrendiklerini daha sonra Rostropoviç’in farklı hocalık anlayışı ile harmanlayarak kendi kişiliğini bulduğuna inanıyor Maria ve “Eğer Starker’den önce Rostropoviç ile çalışmış olsaydım aynı sonuca ulaşamazdım” diyor.

80 CD kaydetti

1981 yılında Rostropoviç Yarışması birincisi olduktan sonra başarılı bir konser kariyerine adım atan Maria Kliegel’in meslek hayatıyla ilgili aldığı önemli kararlardan biri de Naxos firması için kayıt yapmaya karar vermesi olmuş.
Naxos’un temel prensibi, çok sayıda insanın kesesine uygun fiyatlarla müzik dünyasının tüm büyük eserlerine ulaşabilmeleri. Maria Kliegel, bugüne kadar Naxos firması için viyolonsel dağarının neredeyse bütün eserlerinden oluşan 80’in üzerinde CD kaydetmiş durumda.
Bu büyük sanatçı, sabah saat 9’da başladığı dersleri ara vermeden öğleden sonra 14.00’e kadar devam ettirebiliyor; odaklanma gücü gün boyu sürüyor.
Her öğrenciye çalıştıkları eserin teknik ve müzikal püf noktalarını üşenmeden çalarak gösterecek kadar enerjik ve dikkatli. Meslek sırlarının tümünü cömertçe paylaşıyor.
17 Eylül akşamı bir hafta süren masterclass çalışmalarından sonra Ayvalık/Cunda Adası Kültür Merkezi’nde Akademi’nin Türk, İspanyol, Çinli ve Koreli öğrencileriyle birlikte verdiği konserde bu paylaşımın ne denli olağanüstü bir sonuca ulaştığını hep birlikte yaşadık.