20
Mayıs
2024
Pazertesi
KÜLTÜR/SANAT

İki yoldaştan halklara...


Ali Akbar Moradi ile Ulaş Özdemir’in birlikte verdikleri bir konserin kaydı olan “The Companion” albümü etnik, kültürel ve dini olanın ötesinde yorumların öne çıktığı derin ve sanatsal bir oturum



Kirmanşahlı Ali Akbar Moradi, yaşayan en büyük tambur üstadı. Batı İran ve Kürt-Sufi müziğinin vazgeçilmez unsurlarından biri bu çalgı. Besteci ve öğretmen kimliğini taşıyan Moradi gerçek bir efsane. Yaşamını Tahran’da sürdüren usta, dut ağacından yapılmış armut biçimli çalgısındaki büyük maharetiyle doğaçlama Kürt müziğine, kıvanç dolu bir utku armağan ediyor. 

1957 doğumlu Moradi, Kürt müziğinin udu diye tanımlanan tambura dedesinin teşvikiyle altı yaşında başlamış. Büyük ustalar Veli Husseini, Mirza Khafashyan, Mahmoud Alevi, Allahmouradi Hamedi’den dersler almış. Kısa sürede 72 makam çalma ustalığına erişmiş; 1971 yılında profesyonel olmuş. Kendine has üslubuyla, Klasik Kürt müziği makamlarına olağanüstü güzellikte deneyler ve doğaçlamacı duygular katmış. Sürekli sıra dışı düetlere imza atan Moradi, uluslararası arenada çok güçlü bir figür. 

Maraş doğumlu, 32 yaşındaki Ulaş Özdemir ise Alevi-Bektaşi ve Anadolu müzikleri konusunda uzman, müzikolog ve bağlamacı. Gerek kapak tasarımı gerek titiz konsepti açısından “İran’ın ECM’i” olarak tanınan Hermes Records tarafından basılan “The Companion (Yoldaş)” adlı albüm, Ulaş ve Moradi’nin birlikte verdikleri bir konserin kaydı.

Eksiksiz “hal”lerin konseri
İkilinin ilk yan yana gelişi, 2004 yılında CRR salonundaki konserle gerçekleşiyor. Konser, Hollanda Kulsan Vakfı’nın düzenlediği “Türkiye-İran Buluşması” kapsamında yapılıyor. Ardından aralarında Kayhan Kalhor ve Erdal Erzincan’ın da bulunduğu dörtlü, sayısız konserden oluşan bir turne gerçekleştiriyor.
Turnede Ulaş ile Moradi arasındaki repertuar ve yorumlar olgunlaşıyor. “The Companion” albümü, turnenin en güzel konserlerinden birinin (2006 Hollanda Antwerpen), kaydından oluşuyor. Kayıtlara müdahale edilmiyor çünkü içinde İranlıların atmosfer için kullandıkları tabir olan “hal”, eksiksiz olarak mevcuttu.
Sıradışı bir buluşma bu. Etnik, kültürel ve dini olanın ötesinde yorumların öne çıktığı derin ve sanatsal bir oturum. Çalışlarında kendiliğindenliğin rolü büyük. Cem ayinlerindekine benzer bir kutsiyet içinde ele alınan sazın tınısıyla tamburun bütünleşmesi, özgün bir “hal” oluşturuyor. Sözler ve biçemler aynı kültürden geliyor; parçaları birebir çalmaktan uzak duran müzisyenlerin yaklaşımları, onları karşılıklı geliştirme-genişletme esasına dayanıyor. 

Ulaş büyük bir saygıyla yaklaşıyor sol yanındaki büyük ustaya. Çalarken sağına oturuyor, ellerini görebilmek için. Kendisini yanında bir çırak gibi görüyor ama aynı zamanda işin de repertuar kısmında aktif rol üstleniyor bir müzikolog ve İran müziği uzmanı olarak.

Albüm öncesi prova gibi
Bu konser, Ulaş’ın Moradi ve iki oğluyla birlikte yapacağı bir stüdyo albümünün provası. “Awaz-Semah”, geleneksel makamlardan oluşuyor, doğaçlama ruhuyla çalınıyor. “Ela Gözlü Pirim Geldi”den esinlenen parçada Moradi, özgün tambur teknikleri sergiliyor. 

“Veddae Akhar”, Moradi’nin babasının ölüm haberini aldığında bestelediği acıklı bir parça. “Rouh-ol-Arvah”da Mevlana’nın satırları Farsça okunuyor. Kürtçenin Gorani lehçesinde okunan “Ghatar, Khawkar Maqam”, geleneksel bir Ehl-i Hak makamı. Albüm adını kapanıştaki, Ulaş’ın etkileyici vurgu ve ses tonuyla okuduğu “Yare Asemany”den alıyor. 

İki kültür, bu iki müzisyenin şahsında birbirini daha iyi tanıyor, anlıyor ve seviyor. Bu albümdeki müzik, birbirleriyle yüzyıllar boyu dost olan ama uzun süredir birbirlerine sırtını dönmüş iki halkın, gelecekte tıpkı eskisi gibi barış içinde ve bir arada yaşayabilmesinin hayalini kuruyor. Sanatçılarının yegane temennisiyle, dostluk adına bir vesile oluşturuyor “The Companion”. 

Yeniye ve ileriye doğru
Eğer ilk albümleri “Y.O.K”u arıyorsanız, Çilekeş’in yeni albümü “Katil Dans”, beklentilere yanıt vermiyor. Çünkü, bazı kalıpları reddeden, kompleks ve deneysel örgülü şarkılar var burada. Açılıştaki “Akrep”te, Korhan Futacı’nın saksofonu bunu kanıtlamaya yeter. Yapımcı koltuğunda Tarkan Gözübüyük, “Pervazda Tatil”in mikrofonunda Şebnem Ferah var. 

Ağır pişen, dört yılda sofraya gelen parçalardan oluşuyor “Katil Dans”. Bazı satırlar klasik arabeskten hallice iken, arada “politik” çağrışımlı sözlere rastlanıyor. Ancak ileride ikincisinin altını daha açık ve kararlı çizmeleri tavsiye olunur. “Tutar, tutmaz, satar, satmaz, beğenilir, beğenilmez” hesaplarından uzak; inandıkları gibi çalan söyleyenlerin albümü “Katil Dans”. Mühim olmamakla birlikte; kapak tasarımı maalesef fazlaca amatör. 

Başka yer, başka zaman
Moby’nin oldum olası vazgeçemediği bir old-school hip-hop tutkusu var; ilk yıllarından beri albümlerinin peşini bırakmayan. Yeni albümü “Last Night”ın ana malzemelerinden biri yine bu. O yüzden bir parçayı rap ustası Grandmaster Caz ile bestelemiş, yanı sıra sayısız siyah şarkıcı kullanmış. 

“Last Night” retro kokulu; tüm dünyanın kendini bir diskoya dönüştürdüğü 80’li yılların sonundan fırlayıp gelmiş kadar. O canım house piyanoları, basit davul makinelerinin tıptıslı vuruşları, ilk club gecelerinin keyifli akşamlarına sürüklüyor bizi. Moby eskiye ait her şeyin hakkını veriyor, gelecek olanın hakkını verdiği gibi; diskosu adam gibi disko, elektrosu tam tadında elektro. Bırakın kendinizi; albüm sizi doğrudan “başka yer başka zaman”a sürüklesin.

Milliyet
Yayın Tarihi : 29 Mayıs 2008 Perşembe 14:07:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?