30
Mayıs
2024
Perşembe
KÜLTÜR/SANAT

Kurgudan gerçeğe

Çukurcuma Caddesi’ndeki Brukner Apartmanı, Orhan Pamuk’un ‘Masumiyet Müzesi’ni bekliyor. Dış cephesi yenilenen, içi renove edilen bina, sergi düzenlemesinin tamamlanmasıyla birlikte kapılarını ziyaretçilere açacak

Orhan Pamuk’un yeni romanıyla aynı adı taşıyan Masumiyet Müzesi, Beyoğlu Çukurcuma’da vücut buluyor. 

arkitera.com sitesinin yazarlarından Burcu Karabaş, Pamuk’un müze projesini teslim ettiği mimar Prof. Dr. İhsan Bilgin’le söyleşti. Bilgi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde dekanlık görevini de yürüten Bilgin, Çukurcuma’daki binanın renovasyonunun 2003 yılında tamamlanıp müze haline getirildiğini söylüyor:
“Roman kahramanı Füsun’un ailesi ve kocasıyla birlikte yaşantısının ince ince tasvir edildiği apartman, Çukurcuma Caddesi üzerindeki 24 no’lu Brukner Apartmanı. Bina, caddenin Dalgıç Çıkmazı ile kesiştiği köşede bulunuyor. Kitabın ortalarından itibaren anlatının odağına yerleşen bina 1999’da Orhan Pamuk tarafından bu romanın nesnesi yapılmak üzere satın alındı. Kemal’in, kitabın ikinci yarısı boyunca Füsun ve ailesiyle vakit geçirdiği ortam burası. Anlatısını bu apartmanın mekân düzenine göre, bu binada geçecek şekilde kurguladı.”

Kurgudan gerçeğe
Bir romanda kurgulanan mekânın gerçekleştirilmesinin ilk örneği olan Masumiyet Müzesi’nin hikâyesi, 1999 Ekim’inde, Pamuk’un Bilgin’in bürosuna gelmesiyle başlamış: Nobelli yazar, birkaç saat içinde yeni romanının ayrıntılarını mimara aktarmış ve söz konusu müzeyi ‘gerçekten’ yapmak istediğini belirtmiş. Ardından yazar, mimarı seçtiği binaya, yani 60 metrekare tabana oturan, 20. yüzyıl başında yapılmış 3 katlı Brukner Apartmanı’na götürmüş. 

Bilgin, söyleşide, izleyen yıllarda apartmanın kendisinin hazırladığı projelerle müzeye dönüştürüldüğünü; dönüşüm sürecinde Orhan Pamuk’un dünyadaki müzeleri görmek için çeşitli seyahatler yaptığını belirtiyor.
Mimar, “Masumiyet Müzesi” örneğinin bütün bilinen edebi formları alt-üst ettiğini; çünkü ilk kez bir romanın, mekânın kendisine müdahale ettiğini söylüyor:
“Hayali bir edebi ortamda öyle yazılmış olduğu için bir apartman dönüşecek, ev olmaktan çıkıp müze haline gelecekti...”

Yekpare mekân oluşturuldu
Mimar ve yazar, bir dizi görüşmeden sonra, bina kabuğunu tüm unsurlarıyla ayakta tutarken, iç düzenini tersyüz edecek bir mimari strateji üzerinde uzlaşmış. “Yapısı gereği farklı dairelere ve odalara bölünmüş apartman binası, iki yeni unsur aracılığıyla, binayı dikine kesen bir galeri ve bir merdiven ile içten bütünleştirilecekti. Parçalı bir mekân kurgusundan yekpare bir mekân kurgusu türemiş olacaktı böylelikle” diyen Bilgin, küçük birimlerin birbirine eklemlenmesiyle beraber binanın müzeye dönüşümünün tamamlandığını söylüyor.

Romana sadık olacak
Böylece binanın içi galeri etrafında dönen ve merdivenle birbirine bağlanan yekpare bir sergileme alanına dönüşmüş. Çatı katı ana karakter Kemal’in müzeyi kurarken yaşadığı ve zeminindeki camdan müzeyi seyrettiği bir odaya dönüştürülürken, parselin arkasındaki küçük bahçeye açılan bodrum katı da müzenin kahvesi haline getirilmiş. 

Nesnelerin sergilenmesi ise henüz tamamlanmamış. “Objeler romandaki anlatıya ve bölümlenmeye sadık kalarak sergilenecek. Birbirleriyle romanda anlatıldığı şekliyle ve sırayla ilişki kuracaklar” diyen Bilgin, Pamuk tarafından belirlenecek nesne gruplarının sıralamasına ve büyüklüklerine göre, bir uygulama projesinin hazırlanması gerektiğini vurguluyor. 

Dış cephesi yenilenen, içi de Bilgin’in projesine uygun olarak renove edilen Masumiyet Müzesi’nin, sergilenecek nesnelerin toplanması ve sergi düzenlemesinin tamamlanmasıyla birlikte 2010 yılında ziyarete açılması bekleniyor.

Milliyet
Yayın Tarihi : 3 Ekim 2008 Cuma 16:02:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?