20
Mayıs
2024
Pazertesi
KÜLTÜR/SANAT

Kürtçe yazan bir İstanbul beyefendisi

Tiyatro Avesta, Musa Anter’in hayatından yola çıkarak yazdığı ‘Araf / İki Ülke Arasında’ adlı Kürtçe oyunu bugün 13. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nde sahneliyor

Tiyatro Avesta, öldürülen Kürt aydını Musa Anter’in hayatından yola çıkarak yazdığı ‘Araf/İki Ülke Arasında’ adlı Kürtçe oyun, bugün 13. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nde sahneliyor. Cihan Şan’nın yazdığı ve Aydın Orak’ın yönetip oynadığı oyun, Musa Anter’in hayat hikayesinin anlatımından oluşuyor. Anter’in köy yılları, okul ve cezaevi yılları ve bir İstanbul beyefendisinin yaşadığı komik ve dramatik öykülerinin anlatıldığı ‘Araf’, Musa Anter’in yaşamını anlatırken, aydın cinayetlerinin devam ettiğine de dikkat çekiyor. Oyun yurt içinde ve yurt dışında pek çok yerde sahnelenmiş, nedense İzmir’de Valilik tarafından engellenmişti. Oyunun yönetmeni ve tek oyuncusu Aydın Orak’la konuştuk

Oyunda yoğun olarak ordu üzerinden bir otorite eleştirisi var...


Evet, çok trajik ve yüz karası bir dava olan 49’lar davası diye bir durum yaşadı bu ülke. Musa Anter’in hayatı da biraz militarizm üzerinden gelişiyor, sürekli askerle, mahkemeyle, polisle çatışmalı bir hayatı var. 1959’da bir Kürtçe şiir yazıp İleri Yurt gazetesinde yayımlatıyor ve bu Adnan Menderes ve Celal Bayar’ın bile tepkisine yol açıyor.

Ama bu sadece Kürt toplumunun ya da Kürt aydınlarının yaşadığı sorunlar değil, böyle durumlarla birçok kişi karşılaşabiliyor. Bu nedenle oyunun ‘Kürt’ kimliğinden yaşanan sıkıntılardan çok daha genel göndermeleri olan bir oyun olarak değerlendirmek daha doğru değil mi?
Kesinlikle. Oyunun son hali Cihan Şan’ın kaleminden çıktı ama zaman zaman ben de bazı katkılarda bulundum. Biz bu oyunu aslında Kürtler dışındaki insanlara oynamak istiyorduk, ki zaten İstanbul’da geçen uzun bir yaşam öyküsü var Musa Anter’in. Nazım Hikmet, Deniz Gezmiş, Yılmaz Güney gibi isimlerle sürekli iletişim halindeydi. Aslında bir İstanbul Beyefendisinin nasıl alçakça katledildiğini insanlara göstermekti amacımız ve bunu Kürtlere göstermekten çok Türkiye halkına göstermek istiyorduk, fakat dili Kürtçe olduğundan dolayı daha çok Kürtçe bilen insanlar tarafından izleniyor.

Peki oyunun dilinden dolayı seyirci sıkıntısı yaşıyor musunuz?


Biz oyunu daha çok Kürtlerin yoğunluklu yaşadığı Diyarbakır, Hakkari, Mardin gibi yerlerde sahnelediğimiz için, oralarda seyirci sıkıntısı yaşamıyoruz, oraya da Türkçe bir oyun gittiği zaman seyirci sıkıntısı yaşanıyormuş. Öte yandan sonuçta tiyatronun, mantığı, etiği, görselliği ve teatralliği neyse onu ön plana koyup göstermek düşüncesi var bizde ve daha önceki oyunlarımızda da bunu yansıttığımızı düşünüyorum, çünkü o oyunları hiç Kürtçe bilmeyen insanlar gelip izlediklerinde de anlayabiliyorlardı.

‘Araf’ gibi tek kişilik ve anlatıma dayalı oyunların biraz daha beden diliyle zenginleştirilmesi gerekmiyor mu?


‘Araf’ anlatıma dayalı bir belgesel tiyatro, bu nedenle dil biraz daha önemli olabilir. Zaten yüzde 15-20 oranında bir Türkçe kattık, çünkü Musa Anter’in günlük dili Kürtçe-Türkçe. Bu yüzde 20’lik Türkçe de Kürtçe bilmeyenler için bir avantaj olarak değerlendirilebilir. Oyunda da yalın bir oyunculuk kullanmayı tercih ettim, Anter’i oynamaktan çok onun hayatını anlatan bir belgesele dublaj yaptığımı düşünüyorum. Ayrıca, oyunu Türkçe üst yazılı sahnelemeyi istedik ama malesef böyle bir tekniğe sahip olamadık. Tabii burada ekonomik problemler ortaya çıkıyor. Hiçbir desteğimiz yok, birkaç defa Kültür Bakanlığı’na da başvurduk ama destekten faydalanamadığımız için artık başvurmuyoruz.

‘Araf/İki Ülke Arasında’ bugün saat 15.00’de DT Şinasi Sahnesi’nde izlenebilir.

Radikal
Yayın Tarihi : 30 Kasım 2008 Pazar 15:27:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?