22
Mayıs
2024
Çarşamba
KÜLTÜR/SANAT

Mavi dünyadan tuvale

Türkiye’de sualtında çalışan ilk ressam olan emekli Koramiral Ekmel Totrakan’ın denizin altında yaptığı tablolardan oluşan ilk sergisi Harbiye Askeri Müzesi’nde devam ediyor


Şimdiye dek pek çok resim sergisi açan emekli Koramiral Ekmel Totrakan’ın sualtında yaptığı resimlerden oluşan ilk sergisi “Sessiz Dünyada Sanat”, Harbiye’deki Askeri Müze’de sürüyor.

Akademik resim eğitimi almamasına karşın Adnan Turani, Nihat Tandoğan, Şeref Bigalı gibi isimlerle çalışarak kendi tarzını geliştiren Totrakan, 'asker ressam’ tanımlamasından hoşlanmıyor. “Sadece sahip olduğum birikimi dışarı vurmak istiyorum” diyen, albay olduğu günlerden bu yana resim yapan Ekmel Totrakan, sualtında resim yapmaya 2004 yılında karar vermiş. Belgeselleriyle uluslararası çapta ün kazanan, bu yılın şubat ayında yitirdiğimiz Haluk Cecan’ın yüreklendirmesiyle 2005 yılında bu konudaki ilk girişimini gerçekleştirmiş.

Kaptan Cousteau’nun ekibiyle daldı

Kaptan Cousteau’nun ekibiyle 2 yıl dalma fırsatı yakalayan ressam, Cousteau’nun başmühendisi, sualtı kameramanı, dünyanın ilk ve tek sualtı ressamı Andre Laban ile tanışıp çalışma olanağı da bulmuş.
Sergisinde ağırlıklı olarak Akdeniz ve Ege’de yaptığı dalışlar sırasında resmettiği batıklara yer veren Totrakan, konu hakkında şunları söylüyor: “Bildiğim kadarıyla Laban’dan sonra dünyanın ikinci; Türkiye’nin ise ilk ve tek sualtı ressamıyım. Suüstünde tablo yapıp sualtında sergi açanlar da var. Ama sualtında resim yapıp su üstünde sergi açma anlamında, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdim.

Klasik tarzdaki eserlerimle 10 sergi açtım; bu sergi de 11. oluyor. Amacım sualtı güzelliklerimizi yukarıya taşımak ve gençler için yeni bir dal, yeni bir heyecan yaratmak.”


Fırça yerine spatula kullandı

Sualtında resim yapmanın beraberinde getirdiği zorluklar da var elbette. Ağırlığın çok az hissedildiği mavi dünyada fırça hafif olduğu için elden kaçma riski taşıyor. Bu yüzden onun yerine spatula kullanmak gerekiyor. Totrakan, suüstünde kullandığı yağlıboyanın aynısını sualtında da kullandığını belirterek şunları söylüyor: “Yağlıboya suya karışmadığı için kirlilik yaratmıyor. Ayrıca kullandığım tuval de aynı. Andre Laban dalmadan önce tuvalin üzerine özel bir yağ sürüyordu; o sayede boya biraz daha tuvale yapışıyordu. Bir gün bu bana zor geldi; çıplak tuval kullanmayı denedim. Gayet iyi oldu, yağa gerek kalmadı. Tuvale de kurşun ağırlık bağlıyoruz tabii.”

Denizin altındayken bir tabloyu bitirme süresinin derine inildikçe kısaldığını ifade eden Ekmel Totrakan, Kemer’de 30 metre derinlikte bulunan Fransız batık gemisi Paris’te, Üç Adalar bölgesinde, Adrasan Koyu’nda, Uzunada ve İzmir, Çeşme’de çalışmış. Ressam sualtında daha fazla boya kullanıldığını ve tabloların daha geç kuruduğunu söylüyor. “Bu işin en kolay yolu bir dalgıçlık okuluyla anlaşıp dalışlarına eşlik etmek. Çünkü işin angaryası çok; tüp, paletler, kemer, elbiseler, maske dışında iki tuval ve boya kutusunu da taşıyorsunuz” diyen Totrakan’ın suüstündeki resim çalışmaları da devam ediyor. Ayrıca “Amiralin Duygu Denizinden” diğeri de “Dünden Kalan” adlı iki de şiir kitabı bulunuyor.

Totrakan’ın sergisi 11 Kasım akşamına kadar görülebilir. (0212) 233 27 20


“Cecan, Türkiye’de yeterince tanınmıyor”


Ekmel Totrakan, bu sergiyi kendisini sualtı ressamlığına teşvik eden arkadaşı Haluk Cecan’a adadı. “Haluk dünya iyisi; hayatta herkese bir şeyler vermek için yaratılmış bir insandı. En büyük amacı da ülkemizin sualtı güzelliklerini dünyaya tanıtmaktı” diyen ressam, Cecan’ın dünyada Türkiye’den daha çok tanındığını söylüyor. Totrakan, “Cecan’ı çok güzel eserler yaratabileceği bir çağda kaybettik. Onun adını Antalya, Kemer ya da Kadıköy’de bir cadde ya da sokağa verme konusunda çalışmalarım var” diyor.

Aslı Onat / Milliyet
Yayın Tarihi : 9 Kasım 2007 Cuma 13:49:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?