Medeniyetleri sarıp sarmalayan beşikler
Yönetmen, yazar, sunucu ve modacı olarak çeşitli projelere imza atan Nur Onur, “Anadolu Altın Beşik” adını verdiği yeni bir sergi ile sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Onur, birbirinden farklı yörelere ait beşikleri modernize ederek meraklısına sunuyor.
Gaziantep'ten Maraş'a, Trabzon'dan Mardin'e ve Ürgüp'e dek 14 farklı ahşap beşik oymacılığını günümüz kültürüne kazandıran Nur Onur, Anadolu kültürüne ait motiflerin modernize edilerek oluşturduğu sergiyi Anneler Günü'nde meraklıları ile buluşturacak.
Hazırladığı 14 beşikten üçünün şimdiden satın alındığını söyleyen Nur Onur; Roma, Bizans ve Osmanlı gibi bir çok medeniyete ev sahipliği ve analık yapan Anadolu'nun bu medeniyetleri toprağında beslediğini, güneşiyle ısıttığını, ekmeğiyle doyurduğunu hatırlatıyor. Onur, Anadolunun tıpkı altından bir beşik gibi bu farklı medeniyetleri sarıp sarmaladığını dile getiriyor.
HER DİLDE NİNNİLER SÖYLENDİ
Ayrılıklar içinde bütünleştirici bir etki yaratan, insanlarını adeta bir beşik gibi sarıp sarmalayan Anadolu kültürünü baz alan bu projenin henüz yapım aşamasındayken farklı ülkelerden ilgi görmesi altın beşiğin yeniden sallanmaya başladığını anlatır nitelikte. Nur Onur, bu çeşitliliği şöyle tarif ediyor: “Bu beşiği sallayan analar her dilden, her dilden, her ırktan analardı. Kardeşliğin, barışın ve dostluğun duygusunu, kuşaklar boyunca evlatlar yetiştiren bu analar taşıdı. İşte Anadolu'nun her yöresine ait farklı hikayeleri olan birbirinden güzel beşikler bu proje için esin kaynağı oldu.” Eskiden annelerin tarlaya giderken yavruları beşikten düşmesin diye “bağırlık” denen, çocukla beşiği bütünleştiren bir kumaş bağladığını hatırlatan Onur, şunları söylüyor: “Bazen uzun bir ip yardımı bazen de urganlar ile kem gözlerden koruyan nazarlıklarla bezenmiş bu beşikler geçmişten günümüze ayna tutuyor. Bugün annelerimizin söylediği ninniler piyasada yok bu çok acı bir durum. Bu kadar etnik çeşitliliğe rağmen kültürel bir yozlaşmanın içerisinde bulunuyoruz. Bu değerlerin özenle korunması ve gelecek nesillere güvenli bir şekilde aktarılması gerektiğini düşünüyorum”
GEÇMİŞ BİLİNMEDEN GELECEK OLMAZ
Geçmişini bilmeyen toplumların geleceğe güvenle adım atabileceğini düşünmediğini belirten Nur Onur, sözlerine şöyle devam ediyor: “Projeyi Semra Özal'a açtığımda bana inandı ve destek verdi. Onun sayesinde projenin hayata geçirilmesini sağladık. Tasarımcımız Nuray Güllü'de proje için çok emek sarfetti. Böylesi bir projenin Anneler Günü'nde hayata geçmesi 'Cennet annelerin ayakları altındadır' sözünü bana bir kez daha hatırlatmış oldu. Dünyadaki en kutsal varlığımız olan annelere bir vefa borcu olarak da gördüğüm bu projeyi daha da genişletmek istiyorum”
ŞARK KÖŞESİ MÜPTELALARINA…
Tüm bunları yalnız başına yapmadığını arkasında ona gönül vermiş bir çok emektar kadının olduğunu ifade eden Onur, beşiklerin butik otellerde veya evlerin şark köşelerinde de çok şık, otantik ve nostaljik durabileceğini belirtiyor. Anadolu'nun etnik rüzgarında, geçmişe dair yeni bir iz, yeni bir motif hatırlamak isterseniz Al Jamal'de gerçekleştirilecek organizasyonda bu beşiklerden satın alabilirsiniz.